𓇢𓆸
Dershaneden çıkmış koşar adımlarla metroya yürüyordum. Fakat kısa süre içerisinde ayaklarım olduğu yere çivilenmişti. Çünkü tam karşımda büyük bir kalabalık çember oluşturmuştu. Kulağımda ise tanıdık olan o gitar telleri yankılanıyordu.
İçimi kaplayan garip heyecanla yönümü metrodan ziyade kalabalığa doğru çevirdim.
Geç geldiğim için ön taraflara gidemiyordum. Arka taraflarda kalabalığın arasında sıkışıp kalmıştım. Fakat nerede duysam tanırdım... Gitarı çalan kişi kesinlikle Seungmin'di. Geri dönmüştü.
Ben onu bir daha ne zaman göreceğim diye endişelenirken o, büyükannesi ile konuşmamdan bir gün sonra geri dönmüştü. Acaba bunun bir etkisi var mıydı, diye düşünmeden edememiştim.
"Sıradaki şarkımız bu akşamın son şarkısı olacak ve bildiğiniz üzere son şarkıları kime armağan ettiğimi biliyorsunuz. Kırık kalpli herkese..."
Ses tonundaki sıcaklıkla istemsizce gülümsemiştim. Onu henüz göremiyordum. Önümde benden yirmi santim uzun devasa boyutta bir genç vardı. Yanlardan araya kaynamak da pek mümkün değildi çünkü insanlar uzun zaman sonra ilk kez Seungmin'i izlemeye geldiği için kalabalık azalmaktan çok çoğalıyordu.
Peri masalından fırlamış sesi yavaşça kulağıma ilişirken farklı bir yerden yükselen ses daha baskındı. Hemen arkamdan yükseliyordu.
"Maskesinin altında sakladığı yüzünü merak ediyorum."
"Ne dersin? Maskesini açıp kaçalım mı?"
Gözlerim korkuyla arkama döndü. Tahminen on üç, on dört yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim iki çocuk kendi aralarında Seungmin'in maskesini açıp kaçmak adına planlar yapıyorlardı. Gülüştüler ve benim tek kelime dahi etmeme şans tanımadan bir anda kalabalığın arasından ayrıldılar.
Neler olacağını endişeyle bekliyordum. Daha fazla dayanamayıp ben de olduğum kısımdan kendimi dışarıya atıp derin bir nefes verdim. Gözlerim çember halindeki kalabalığın dışından çocukları arıyordu. Ancak hiçbir yerde onları göremiyordum.
Kendi etrafımda mekik dokurken kalabalığın içinden yükselen şaşkınlık nidalarıyla tahmin ettiğim şeyin olduğunu anlamıştım.
Gözlerim korkuyla oraya döndü. Kalabalığın ortası genişlerken, insanlara çarpa çarpa içerden koşarak çıkan iki çocuk bana da çarparak hızla uzaklaşmışlardı. Dengemi sağlayıp kendime gelebildiğimde aklıma gelen ilk şeyle kalbim tekledi. Seungmin'in aylardır gizlediği yüzü açığa çıkmıştı.
İnsanlara omuz atarak kendimi kalabalığın ortasına attığımda yere çömelmiş bir biçimde başını dizlerinin arasına gömerek yüzünü saklamaya çalışan Seungmin'i gördüm. İnsanlar ona yardım etmek yerine telefon kameralarına yüklenmiş, onun yüzünün resmini çekmek için can atıyorlardı.
Fakat Seungmin kötü durumdaydı. Bunu göremeyecek kadar aptallar mıydı?
Kendi kendime onlara küfrettikten sonra insanlara dönüp, "Kamerayla çekecek kadar ilginç olan ne?" diye bağırdım. "İşiniz gücünüz yok mu sizin? Bitti gösteri falan. Evlerinize gidin!"
Tekrardan Seungmin'e döndüğümde nefes nefese elimi omzuna yaslayıp destek olmak istercesine sıvazladım. Neden yüzünü gizlemek onun için bu kadar önemliydi, bilmiyordum, ancak saklamak istiyorsa saklamasına yardım edecektim.
Boynumdaki okuluma ait olan kravatı gevşeterek tek hamlede çıkardım. "Bununla yüzünü kapa." diye fısıldadım Seungmin'in kulağına doğru. Tek eliyle yüzünü açığa çıkarmadan kravatı aldı. Ben de önünde dikilerek bir nevi onu çekmeye çalışan insanlara perde görevi yapıyordum.
Kravatı yüzüne sarıp açıkta kalan kısımları da elleriyle kapamaya çalışarak ayağa kalktı.. Buradan uzaklaşmak istediğini anlamıştım. O yüzden hızla gitarını çantasına koyup ona doğru fırlattım. Afallamış bir şekilde havada tuttuğu gitar çantasını omzuna taktıktan sonra, "Gidelim." diye mırıldandım ve bileğinden tuttuğum gibi onu kalabalığın arasından çekip uzaklaştırdım.
Dakikalarca nefes nefese kalacak şekilde koştuktan sonra tüm herkesten uzaklaşmış, ışığın çok nadir sızdığı bir ara sokağa girmiştik.
Nefes nefese dizlerimin üzerine tutunarak eğildim ve kendimi toparlamaya çalıştım. Alnımdan çok hızlı koşmaktan dolayı oluşan ter damlaları süzülüyordu. Kendime geldiğimde dikleşerek kafamı kaldırdım. Doğrudan bana bakan gözleriyle karşılaşmak, adrenalinden dolayı daha yeni yavaşlayan kalbimi tekrardan hızlandırmıştı.
"Ben," dedim zorlukla kendimi açıklama ihtiyacı düşünerek. "Bunu yapmam gerektiğini düşündüğüm için yaptım. Eğer sorun olduysa-"
"Teşekkürler."
Sözümü kesmesiyle dudaklarımı birbirine bastırdım. Gözlerim tedirginlikle onu izliyordu. Başını binanın duvarına yasladı ve yüzünde bağlı olan kravatı çıkardı. Hafifçe sızan ışıkla ilk kez onun yüzünü görmüştüm. Yan tarafından gözüken sol profili o kadar yakışıklıydı ki neredeyse istemsizce çığlık atacaktım.
Tam anlamıyla yüzünü bana çevirdiğimde duraksadım. Yüzünün sağ tarafının da gözükmesiyle neden yüzünü saklamak istediğini anlayabilmiştim. Sağ yanağında büyük bir yanık izi vardı. Gözlerine yaklaşmadan son buluyordu. Maskeyle tamamen kapanacak biçimdeydi. Her ne olursa olsun gerçekten yakışıklıydı. Aslında kapamasına gerek bile olmayan bir izdi.
Yutkundum. Kravatı elimle aldım ve koşarken bir kaç düğmesi açılmış olan gömleğimin düğmelerini iliklemeye başladım. Ardından tekrardan kendi boynuma kravatı taktım.
Dikkatlice beni izlediğini hissedebiliyordum. Onun göz hapsinde olduğumu bilmek beni daha da sersemletiyordu.
"Adın Shin Ari'ydi. Doğru mu?"
Ansızın gelen soru karşısında şaşırmıştım. Adımı onu söylediğimi hiç sanmıyordum. Fakat büyükannesiyle dün konuşurken kadın ismimi sormuştu. Seungmin'e benden bahsetmiş olmalıydı. Yine de büyükannesiyle konuşan kişinin ben olduğumu nasıl bilebilirdi ki?
Şaşkınca başımı salladım, "Beni tanıyor musun?"
Güldü. İlk defa dudaklarının kıvrılışını görebilmiştim. İlk defa sadece gözleriyle değil, dudaklarıyla da güldüğünü görebilmiştim. "Metroda büyükannemle konuşacak başka bir kız aklıma gelmedi."
Beni tanıyordu...
"Ayrıca arkadaşmışız."
Bunu duyduğum an gözlerimin içinden ışıklar çıktığına emindim. Gözlerim, onun gözleriyle buluştuğunda bana gülümsediğini görmek kalbimin durmasına sebep olacaktı neredeyse.
"Neden büyükanneme arkadaş olduğumuzu söyledin? Sadece iki defa karşılaştık."
Onun için iki defa olabilirdi ama benim için her gündü.
"Çünkü," dedim kendimden emin bir şekilde. "Seni tanımak istiyorum, Seungmin."
•
•
•
•AĞAĞAĞAĞAĞA!!!!!
Seungmin hakkında çok şey öğreneceğiz. Hatta sadece Seungmin ile de sınırlı kalmayacağız çünkü Ari hakkında da öğreneceğimiz şeyler olacak. O kadar heyecanlıyım ki... Eminim siz benden daha çok heyecanlısınızdır.
Bol bol yorum atalım ve bir de yıldıza basalım lütfen!! Yeni bölümde görüşürüzz ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
song for broken hearts :: seungmin ✅
Fanfiction❝ Her akşam aynı saatte, aynı yerde akoru bozulmaya müsait eski, yıpranmış gitarıyla sokakta sahne alan maskeli bir çocuk var... ❞ , !¡ by younwina²² 𖧷 fanfiction, fluff, mini fic ⌗seungmin× girl | ♡♡¡! ⚡️#2 kimseungmin [17.06.2024]