𓇢𓆸
Seungmin'le beraber yavaşça benim evime doğru adımlıyorduk. Metroda geçirdiğimiz yaklaşık yarım saatin ardından gecenin sessizliğindeki sokaklara kendimizi atabilmiştik. Yürürken eli, elime çarpıyor; çekingence birbirimize bakıp hiçbir şey olmuyormuş gibi yürümeye devam ediyorduk.
Uzun zaman sonra kendimi ilk defa bu kadar huzurlu hissediyordum. Uzun zaman sonra ilk defa metrodan eve yürürken yolun bir an önce bitmesinden ziyade hiç bitmemesini diliyordum. Keşke sonsuza kadar bu şekilde yürüyebilseydik.
Ama her güzel şeyin bir sonu vardı...
İki katlı, bahçeli evin önüne geldiğimizde ayaklarımı yüksek bahçe kapısının önünde durdurdum. Duvarlar ve kapı yüksek olduğu için bahçenin diğer tarafı gözükmüyor ancak evin üst katındaki yanan ışıklar belli oluyordu.
"Burası." dedim zorlukla. Yolun bitmiş olduğu gerçeğiyle yüzleşiyordum. "Teşekkür ederim beni bıraktığın için."
Gözleriyle etrafı süzmüştü. Yürüdüğümüz dakikadan beri nasıl bir yerde yaşadığımı kontrol ediyordu. Güvenilir olup olmadığına bakınıyordu.
Gözleriyle gülümseyerek, "Dikkatli gir." dedi. Elini yüzündeki aptal ama tatlı bir gülümsemeyle havaya kaldırıp sallamıştı.
Onun bu tatlı hâli karşısında bir kez daha mest olurken ben de aynı şekilde elimi kaldırıp salladım. Tam o sırada elimi kaldırmamla omzuma astığım resim dosyam aklıma gelmişti.
"Aa," diye mırıldandım heyecanla. "Dur. Sana vermem gereken bir şey var."
"Neymiş o?" diye merakla sordu.
Nefesimi tuttum. "Kalbim..." Ardından yaptığım şakaya kendi kendime gülmeye başlayarak, "Resim." diye düzelttim. "Seni çizmiştim."
Seungmin ise afallamıştı. Ona uzattığım kağıda bakmak yerine bana bakıyordu.
Çekinerek, "Almayacak mısın?" diye sordum. Çünkü saniyelerdir elimdeki kağıdı havada tutup almasını bekliyordum. O ise afallamış bir şekilde bana bakmayı sürdürüyordu.
"Şey," dedi kendine gelerek. "Evet, kalbin. Yok, resmin."
İstemsizce kıkırdayarak resmi eline tutuşturdum. Sonunda gözlerini benim üzerimden çekmiş ve resmi incelemişti. İlk kez onun yüzünü gördüğüm günkü hâlini çizmiştim. Benim için o kadar unutulmazdı ki referans almama gerek bile kalmadan sadece aklımdan tüm detaylarıyla çizmiştim. Etkilenmiş bir şekilde kağıda bakıyordu.
"Nasıl?" dedim heyecanla.
Şaşkın bir ifadeyle başını kaldırdı. "Çok iyi." diyebildi en sonunda. "Gerçekten çok güzel."
Yüzünde maskeyle saklamaya çalıştığı yarasına ufak,şirin ve güzel kiraz çiçekleri çizmiştim. Yarasına dışardan baktığımda benim için öyle gözüküyordu.
"Öyleyse ben artık eve gireyim." Gülümseyerek bir kez daha el salladım.
Aramızdaki yaklaşık bir metrelik mesafeyi kapatmak istercesine bana doğru bir adım attı. Bu hamlesiyle kalbim bir kez daha bulutların üzerinde uçuyormuş gibi kanatlanmıştı. Ona yaptığım ufak çaplı hoşlantı itirafından sonra yanaklarım kızarmıştı. Bir an önce eve gidip yüzüme soğuk bir su çarpmam lazımdı.
Resmi nazikçe tutarak bana doğru bir adım daha attı. Bana yaklaştıkça kalbim daha hızlı atıyordu. Eminim şaşkın ve heyecan dolu bakışlarım yüzüme de yansıyordu. Yanalarımın al al kızardığı sokak lambasından bile gözükebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
song for broken hearts :: seungmin ✅
Fanfiction❝ Her akşam aynı saatte, aynı yerde akoru bozulmaya müsait eski, yıpranmış gitarıyla sokakta sahne alan maskeli bir çocuk var... ❞ , !¡ by younwina²² 𖧷 fanfiction, fluff, mini fic ⌗seungmin× girl | ♡♡¡! ⚡️#2 kimseungmin [17.06.2024]