Masanın üzerindeki her şey sağa sola dağıldığı için, biraz dinlenip enerjisini toplayan Megan beni berjerde yalnız bırakarak ayağa kalktı.
"Nereye?" Diye sordum, bedeni bedenimden ayrıldığı için bir üşüme gelmişti bana.
"Hadi üzerini giyin de içeride oturalım." Dedi kısık bir sesle. Ben kendimde enerji bulup ayağa kalkmaya çalışırken. Megan masasını düzeltiyordu. Az önce benimle sevişmek için kullandığı şeyleri çıkarttığı çantaya yerleştirip küçük çekmeceye geri yerleştirdi. İçkisini de oraya koyup dolabı kilitledi. Yerdeki kıyafetlerini eline aldı.
Ayağa kalkıp sütyen giymeden tişörtümü giydim.
"Temizlenmem lazım." Dedim kapıya doğru yaklaşan kadına bakıp. Üzerimden çıkartıp kapıya doğru fırlattığı tangamı da elindeki çamaşır yığınına aldı."Odamdaki banyoyu kullan." Dedi. Ördek yavrusu gibi peşine takıldım. Pıt pıt pıt...
Üst kata çıkıp az önce Mersey'i yatırdığımız odanın tam karşısındaki odaya girdik. Işığı açıp cama yaklaştı. Uzun koyu mor perdelerini çekip bana döndü.
"Sana kıyafet çıkartacağım. İşin bittikten sonra salona gel olur mu?" Kafa salladım. Maksimum 10-15 dakika sürecek bir duştan sonra Megan'ın odasına dönüp yatağın üzerine bıraktığı pijama takımını giydim. Nemli saçlarıma onun makyaj aynası önünde duran saç kremini sürüp taradım. Ardından duşa girmeden evvel bana verdiği talimata uyup sessizce aşağıya indim.
Megan büyük L koltuğun tam köşesinde oturuyordu. Bacaklarını kendisine çekmiş gözlüklerini gözüne takmıştı. Elinde de kağıtlar vardı. Kırmızı saçlarını topuz yapıp bir kalemle tutturmuştu.
"Bayan Kamen?" Mırıldandım.
"Veronica, kahve içer misin?" Ayaklanacakken hızlıca konuştum.
"Ben yapayım kahveyi filtrelerin nerede?" L koltuktan sadece 20 adım uzakta olan mutfağa ilerledim. Kahve makinasının kapsülünü yenileyip koltuğa doğru döndüm.
"Bardaklar?"
"Tam üzerinde dolapta." İki kupa alıp kahve makinasının başında biraz bekledim.
"Dolabın yanındaki çekmecede atıştıracak bir şeyler vardır." Dedi kağıtlardan kafasını kaldırmadan. Tarif ettiği çekmeceden bir kaç parça küçük çikolata ve paketli kurabiyelerden aldım. Onları da bulduğum tepsiye yerleştirip kahvelerle beraber koltuğun yanına döndüm. Orta sehpasına tepsiyi bıraktıktan sonra koltuğun diğer ucuna oturdum. Gözlerini kağıttan ayırıp gözlüğünün üzerinden bana baktı.
"Neden uzağa oturdun?" Afallamıştım bi an. Yani oturmuştum işte bir amacım da yoktu uzağa oturmak gibi. Kalkıp ona doğru yaklaştım. Yanına oturup onun gibi bacaklarımı kucağıma çektim ve kafamı geri yasladım.
"N'apıyorsun?"
"Yönetim sınıfının quizlerine bakıyorum." Gözlerimi gözlerine sabitledim. Bana kısa bir bakış attı. Ardından derin bir nefes alıp elindeki kağıtları toparlayıp arkaya doğru bıraktı.
İzin istemeden koynuna doğru sokuldum ve elimi iç bacağına yerleştirdim. Kafamı boyun girintisine soktuğumda elini omuzuma doladı.
"Pijamalarım yakışmış." Dedi pijamanın şortu fazla kısaydı. Gömleği ise tam oturmuştu üst bedenime. Gülümseyip kafamı kaldırdım hafifçe. Çenesi dudaklarımın önündeydi.
Elimi yukarıya kaldırıp gözlüklerini çıkarttım ve arkasındaki kağıtların üzerine doğru bıraktım uzanarak. Ardından elimi yanağına yerleştirip dudaklarımızı birleştirdim.
Seviştiğimiz günlerdir ilk defa bu kadar yavaş bir öpüşme yaşıyorduk. Megan usulca omuzumu okşuyordu. Kafamı biraz geri çekip yüzüne doğru baktım. Kibarca sağ yanağını okşuyordum. Dudaklarıma minik yavaş öpücükler bırakmaya başladı. Gülümsedim.
"Beni çok yordun, hiç hâlim kalmadı." Kıkırdayarak beni iyice kucağına doğru yaklaştırdı.
"Yeterince doyurdum yani?" Omuz silktim.
"Bugünlük evet." Hafifçe kaşlarını çatıp biraz uzaklaştı ve gözlerime baktı.
"Bugünlük? Ben bir süre sana yeter diyordum." Kafamı iki yana sallayarak onu reddettim.
"Bundan sonra ne yapacağız?" Dedim. Bir iç çekti yeniden.
"Bilmem nasıl bir ilişki içerisinde olmak istersin? Önceden söyleyeyim asistanım olarak seni seçmeyeceğim." Gözlerimi devirdim. Benden başka kimi seçecekti ki? Hem neden beni seçmeyecekti ki? Yoğunluğumu ona göre ayarlayabilirdim. Zaten otelin işleri de tıkırında gidiyordu. Otel sahibi olarak teyzem de durumdan oldukça memnundu. Ben de oldukça memnundum.
"Asistanın olmak istiyorum." Dedim yeniden. "Asistanın olayım sürekli dibinde olayım. Odanda olmam kimsenin dikkatini çekmesin. Bugün odana gelip de gerçekleştiremediğim emellerimi gerçekleştireyim.''
"Veronica, yoğun bir kadınsın. Ayrıca okulda seks yapmamamız ikimiz için de daha güvenli olur. Ve ayrıca beni istediğin zaman bana gelmen yeterli senin için her zaman vakit yaratabilirim. Bana yeniden genç hissettiriyorsun." Konuşmanın başından memnun olmasam da sonunda yeniden bana onu genç hissettirdiğime dair cümlesini kurmuştu. Kucağına oturmak için hareketlenip bedenimi ona çevirdim. Bacaklarını aşağı sarkıtarak bana uyum sağladı. Yavaş hareketlerle kucağına oturdum.
"Bayan Kamen, karanınız gerçekten bu kadar net mi?" Dedim kafamı sağa doğru yatırarak. Güzel bir gülümseme bahşetti bana. Gözlerinin etrafında minik kazayakları belirdi.
"Aynen öyle Veronica. Ayrıca senin aktif bir sosyal hayatın yok mu? Neden daha da boğmak istiyorsun programını?"
Sosyal hayatım... Öyle bir şey çok yoktu.
#KalbiDengem
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayın Çıplak Günü (GxG) +18
Romance+18 GirlxGirl kurgudur. Kurallar belli, elli oda, yüz kişi. Elli kırmızı, elli mavi bileklik. Karanlık bir salon. İşte Ayın Çıplak Günü partisinin özeti. #KalbiDengem