"Giyin, Mersey'i alalım bir yerlerde yemek yeriz." Elime tutuşturduğu ıslak mendille parmaklarımı temizlerken ayağa kalkıp hâlâ dizlerimde olan pantolonumu yukarıya doğru çektim.
"Bayan Kamen, Liam ile buluşmam gerekiyor bu akşam." Elbisesini düzeltirken bana bakmıyordu bile. Ayağa kalkıp bana doğru döndü.
"Buluş tabii ki Veronica, yemek yemek için vaktin yok mu?" Duraksadım.
"Var." Gülümsedi. Dağılmış saçlarını çekmecesinden çıkarttığı tarakla düzeltip bana yeniden döndü. Saçlarımı tarayarak düzeltmeye başladığında sakince onun ifadesiz yüzünü izledim.
Yaklaşık on dakika sonra kendisini ve masasını düzeltmiş ders notlarını kilitli çekmecesine yerleştirmişti. Ben ise koltuğa dayanmış onu izliyordum.
"Sen çıkabilirsin." Dedi bana bakmadan.
"Otoparkta olacağım." Dedim kısaca. Kilitli kapıyı açıp dışarıya çıktım. Fakülteden çıktıktan sonra temiz hava tüm bedenimdeki yorgunluğu yüzüme çarptı. Bacaklarım ağrıyordu. Dizlerim üzerinde yaklaşık bir saat geçirdiğim için dizlerim ağrıyordu. Dudaklarım büyük ihtimalle hâlâ sönmemişti. Terlemiştim üstelik. Arabama geçip arka koltuktaki spor çantama bakındım. Temiz tişört bulduğumda Megan otoparka yeni girmişti.
"Tişörtümü değiştireceğim." Dedim yavaşça yanımdan geçerken.
"Tamam beni takip edersin. Mersey zaten çıkmış olmalı okuldan." Arabasına bindi. Ön koltukta hızlıca tişörtümü değiştirdim. Ardından arabayı çalıştırdım. Megan hazır olduğumu anlayınca arabasını çalıştırdı ve yola koyulduk.
Oğlunun okuluna geldiğimizde Megan yavaşlayarak otoparka yanaştı. Tam peşinde yavaş yavaş ilerliyordum. Sol tarafta Mersey'i gördüm Megan'ın arabasının tam arkasında durdum ve onları izlemeye başladım. Mersey'in yanında bir kadın duruyordu. Bu kadını daha önce Mersey'i hasta diye almaya geldiğimizde de görmüştüm. Megan arabadan inip kadınla el sıkıştı. Kadın el sıkıştıktan sonra Megan'ı yavaşça süzüp sonra sarılmak için hamle yapmıştı. Bir veli ile bir öğretmen olduğunu tahmin ettiğim kadının sarılması maksimum kaç saniye sürerdi ki? Sanki bunlarınki bir tık uzun sürmüştü. Dikkat dağıtmak için arabadan indim.
"Mersey?" Sarışın oğlan sesin geldiği yere bakınca beni görmüş ve gülümseyerek bana doğru koşturmuştu.
"Ve, sen de mi buradasın? Yine bizimle mi kalacaksın?" Koştururken sormuştu. Gülerek kollarımı açtım.
"Beraber yemek yiyeceğiz." Dedim gülerek. Megan ve kadın ayrılmıştı. Megan boğazını temizledi.
"Tina, sizi tanıştırayım Veronica benim bir... arkadaşım. Veronica, Tina, Mersey'in sınıfında görevli." Muhtemelen otuzlarında olan kadını süzdüm. Öğretmen bile değildi. Elini uzattığında biraz gecikmeli bir şekilde sıkıp sahte bir gülümseme yolladım. Mersey ayağımın dibinde sorular sormaya devam ediyordu.
"Megan, bu akşam mutlaka seni bekliyorum. Eminim çok beğeneceğin bir tiyatro olacak."
"Dediğim gibi eğer bir işim olmazsa sana eşlik etmek çok isterim." Megan kadını cevapladığında gözlerimi devirdim. Birbirlerine hoşçakal dilediler ve kadın arkasını dönüp yanımızdan uzaklaştı. Mersey çoktan annesinin arabasının arka koltuğuna yerleşmişti.
"Ayak üstü senden randevu mu aldı o?"
"Daha önce Palas'ta beraber bir akşam yemeği yemiştik."
"Palas'ta?" Söylediği mekanı tekrar ettim. Palas arkadaşça yemek yemek için çok romantik ve lüks olan bir şarap restorantıydı. Kafasıyla beni onayladı.
"Bu akşam ne istiyor?"
"Sanat merkezinde bir yerel tiyatro oyunu olacakmış." Memnunsuzca dudaklarımı ısırdım. Derin bir nefes verdi dudaklarından.
"Hadi, neden dikiliyoruz beni takip et."
Arabaya bindiğinde arabama geçtim. Elimi telefona atıp Liam'ı aradım.
"Liam bu gece gelemeyeceğim. Teyzem otelle ilgili bazı muhasebe sorunları olduğunu söyledi."
"Ama Ve, beni bir haftadır ekip duruyorsun, seni özledim yarın Montana'ya uçacağımı biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum, ben de seni özledim. Merak etme seni havalimanına götüreceğim. Özür dilerim Liam. Kendimi affettireceğim."
"Antrenmana dönüyorum. Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum Liam."
Telefonu sağ koltuğa fırlattım. Senelerdir benimle olan çocuğu basit yalanlarla oyalamaya çalışıyordum. Fakat Megan'ın dibinden ayrılmak da istemiyordum. Sürekli benimle ilgilenmesini istiyordum. En azından onu iyice tanıyana, tenim ona doyana dek.
Beraber yol kenarı bir restorantta durduğumuzda memnuniyetsizce arabamdan indim.
"Tina ile Palas'a gidiliyor ama ben Fast-Food dükkanına getiriliyorum." Mersey bizden uzaklaşınca mırıldanmıştım. Megan bana kısa bir yan bakış attı.
"Seni de Palas'a götürebilirim." Omuz silktim. Kafasını eğip gülümsemişti. İçeri geçip kırmızı deri koltuklara oturduk. Mersey hamburger istediğini söyleyip oyun alanına doğru koşturdu.
Ben Bowl söyleyip arkama yaslandım ve telefonumu elime aldım.
"Ders çalışıyor musun?" Dedi Megan bana bakarak. Az önce bıraktığı telefonu ters şekilde masada duruyordu. Mersey'in çantasından oğlunun su şişesini çıkartıyordu.
"Bir süredir hayır vaktim olmuyor."
"Derslerden nasıl geçeceksin?"
"Sadece iki dersim var. Birisinin profesörüyle yatıyorum." Kıkırdamasını duyunca yüzüme bir gülümseme yayıldı.
"Bu çok tehlikeli bir şey Bayan Tunre." Kafasını iki yana sallamıştı.
"Evet, mırıldandım, Anneciğim de aynısını söylemişti."
#KalbiDengem
Evet buradayım, hayır ölmedim

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayın Çıplak Günü (GxG) +18
Romance+18 GirlxGirl kurgudur. Kurallar belli, elli oda, yüz kişi. Elli kırmızı, elli mavi bileklik. Karanlık bir salon. İşte Ayın Çıplak Günü partisinin özeti. #KalbiDengem