İHTİRAS

11.Bölüm

Yeni bir bölümle hepinize merhabaaa

Bölüm biraz gecikti ama beni de anlayın lütfen. Bayram hazırlıkları falan derken çok yoruldum. Vaktim olmadı.

Neyse çok uzatmaya gerek yokk.

Instagram hesabımı da takip ederseniz çok sevinirimm. Bölüm alıntılarını orada paylaşıyorum çünkü.

Sınır: 35 oy 35 yorum

Bölümler sınır geçildiği sürece bir hafta içinde geliyor arkadaşlar. Bilmeyenler için bir hatırlatma yapmak istedim.

Bol bol yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayınnn

Keyifli okumalar

.
.
.
.
Serkanın az önce olduğum yere ağzı aralanmış bir şekilde bakmasına kahkaha atarken önüme dönerek eve ilerlemeye başladım. Anahtar bende olmadığı için kapıyı tıklattım. Fakat açan ya da seslenen kimse yoktu. Kendi şansıma söverken bir kez daha kapıyı çaldım. Herkese birer tane anahtar verseler olmuyor muydu yani? Şimdi dışarıda bunları mı bekleyeceğim ben? Dışımdan sesli bir şekilde oflarken telefonu cebimden çıkartarak Özge'yi aradım. O telefonu açmayınca Mert'i aradım ama ikisinin de telefonu kapalıydı ve ben çıldırmak üzereydim.

Oflayarak kapıyı bir kez daha tıklattığımda arkamda bir beden hissettim. Derin bir nefes alarak kokusunu içime çektiğimde gülümsedim. Serkan hemen arkamdaydı fakat çok yakınımdaydı. Nefesini boynumda hissederken kulağıma yaklaşarak "Dışarıda mı kaldın güzel bebeğim?" diye fısıldadı. İster istemez yutkunurken "Evet, kimse kapıyı açmıyor" dedim. Bir elini belime sürterek karnıma getirdiğinde eli ile baskı yaparak bedenimi bedenine yapıştırdı. Aramızda hiç mesafe yokken birinin görmemesi için içimden dualar ediyordum.

Serkan ise bunu hiç umursamayarak boynumu öptüğünde kesik bir nefes verdim. "Hocam biri görücek" diye fısıldadım sessizce. Biri bizi bu şekilde görse durumu açıklayamazdık. Bedenlerimiz resmen bir bütün iken Serkanın başı boynumdaydı ve eliyle karnımı okşuyordu. Bunun neresini açıklayacaktık? Serkan birinin görmesini umursamadan "Hocam mı? Hoca kim? Ben senin sevgilin değil miyim? Sen bana daha yeni sevgilim demedin mi? Seni seviyorum sevgilim deyip beni öpmedin mi? Ben öyle donup kaldığımda beni bırakıp kaçmadın mı?" diye söylendiğinde utançtan yanaklarımın kızardığına emindim.

Ne diyeceğimi bilemeyerek sustuğumda Serkan halinden memnun bir şekilde güldü. Ardından "Hadi yavrum dışarıda beklemeyelim. Zaten kaçmasaydın bana gel beraber uyuyalım diyecektim ama benim güzeller güzeli sevgilim beni şoka soktu." demesiyle kıkırdadım. Onunla uyuma fikri içten içe sevinmeme neden olurken ettiği iltifatlar kalbimin hızla atmasına sebep oluyordu. "Yani olabilir as-" diyemeden beni kucağına almasıyla ufak bir çığlık atacakken dudağıma yapışmasıyla çığlımı yutmak zorunda kaldım. Hem yürüyordu hemde beni öpüyordu. Üst dudağımı kavrayarak emmesiyle hareketsiz kalan dudaklarımı oynatarak alt dudağını emerek hafifçe ısırdım.

Isırmam ile öpüşü derinleşirken birinin görme ihtimali ile yanıp tutuşuyordum. Serkanın adımlarının durması ile kapıya geldiğimizi anladığımda yavaşça dudaklarımı ayırdım. Serkan bundan hoşnut olmamış olacak ki bir daha öpmek için yeltenirken elimle dudağımın önünü kapattım. Bu yaptığım ile kaşları çatılırken "Kızım bir dursana, öpmek istiyorum" dedi. Onun bu haline ne kadar gülmek istesem de hâlâ içeriye girmediğimiz için her an biri bizi görebilirdi. Bu yüzden bende kaşlarımı çatarak "Biri görecek diyorum sana. Hem kucağına alıyorsun hem de öpüyorsun. Ya biri görseydi? İçeride öpersin şimdi sırası mı?" dedim kızgınlıkla.