🔴 OH MY ALLAH 🔴 GİRİŞ

32.5K 1.3K 331
                                    

GÜZEL GÜLEN TÜM İNSANLARA...
Yazdığım tüm yazılar, hayallerimle harmanlanmış duygular.

Multimedia; Seray.

OH MY ALLAH 'BAŞLANGIÇ'

Annemin cırlayan sesiyle yüzümü buruşturdum. Çalar saat yetmezmiş gibi birde annemin cırlayan sesini duymuştum sabah sabah.

Tek gözümü açıp elimle yanımdaki yastığı yokladım. Elimi en az yarım dakika gezdirdim yatağın üstünde. Eğer biraz daha bulamasaydım Müge Anlı'ya gidecektim resmen. Bulduğum gibi yastığımın kafamın altına koydum. O kadar değişik uyuyorum ki yastık, yorganımla yer değiştiriyordu...

Derken yine ve yine o lanet olası çalar saati duydum. Son çare doğrulup çalar saati elime aldım ve açık olan pencereden dışarı fırlattım. Fakat hayatımda hiçbir şey normal bir şekilde ilerlemediği için dışarıdan cırlama sesi geldi. ''Kim attı kafama saat?''

Garip aksanıyla konuşan, tahminen erkek olan birinin sesini duyduğum an gözlerim fal taşı gibi açıldı. ''Allahuekber.'' diye mırıldanıp ayağa kalkmaya çalıştım. Ama yorgan ayağıma dolanınca yüz üstü yere yapıştım.

Hızla yerden kalkıp pencereye koştum. "Özür dilerim." dedim titrek bir sesle. sonra hemen başımı içeri soktum. Korkudan yüzüne dahi bakamamıştım çocuğun ki uykudan yeni uyandığım için saçlarımın birbirine karışması da cabasıydı. Rezil olmuştum kısaca.

Annemin yaptığı sosislerin kokusu gelince hemen kapıya ilerledim ama yerde olan yorganım buna izin vermeyip, yere düşmemi sağlamıştı derken sabah sabah iki kere yere düşmem yetmiyormuş gibi çok (!) sevdiğim abim içeri daldı. Yine tüm mallığıyla çok gereksizdi.

Elindeki zeytinleri bana atmaya başladı. Bir elimi doğrulmam için sırtımın arkasından yere yaslarken, diğer elimi de zeytinler yüzüme gelmesin diye siper etmiştim. Allah'ım aileyi geç, bu çocuk sülaleyi sınanmak için gönderilmişti resmen.

Yapmacık bir şekilde öksürerek sırıttı. "Bacım sen yerde uyumaya devam edeceksen ben anneme söyleyeyim de sosislerini benim tabağıma koysun.'' dedi. Elindeki zeytinlerin bitmesine şükredip elimi yüzümden çektim ve gözlerimi kısarak abime bakmaya başladım.

''Yaa çocuk nabıyon sen? Nimet değil mi o? Kör olucan kör, kör!! Sen nasıl bir insansın? Daha doğrusu sen insansan ben neyim??'' diye cırladım yerden kalkma çabalarıma devam ederken. Söylediğim her şeyi es geçip yine saçma sapan laf sokma çabalarına girdi. ''Ben insanım sen hayvansın sevgili (!) kardeşim'' dedi yarım ağız sırıtarak. Yüzümü tavana çevirip sabır diledim Allah'tan. ''Amin amin cümlemize'' diyip ukalaca sırıtıp yine sinirlerimi alt üst etti abim.

Yandaki sandalyeyi aldığımı görünce direk sırıtışı yüzünden silindi ve aşağı koşmaya başladı. Bu sefer yarım ağız gülen ben olmuştum.

Aklıma annemin meşhur sosisleri gelince hemen aşağıya uçtum ki gördüğüm şeyle iki-üç adım sendeledim. "Hayır yapma." diye cırlayıp abimin üstüne atladım.

Abim çatalına batılı olan 'son' sosisi tam ağzına atacakken, saçını çektim. Abimin ağzından küçük bir 'ah' çıkınca kötü kız kahkahamı attım ki içeri babam girince kahkahamı sona erdirdim.

"Yine mi kavga ediyorsunuz?" dedi babam bıkkın bir şekilde. Şirince sırıtıp sandalyeme oturdum. Babam bir bana bir de abime bakıp; "Sıradan bir gün." diye homurdanıp sandalyesine oturdu.

---

"Hazal aşkım kankacığım, lan gelip yardım etsene!" diye cırladım bavulumu dışarı taşımaya çalışırken. Tekrar söylüyorum çalışırken çünkü pek başarılı olduğum söylenemezdi. Omuz silkip telefonuyla uğraşmaya geri döndü. "Hıyar dolması." diye homurdandım.

"Abiciğim. Abilerin en abisi iki dakika gelir misin canım?" dedim gayet şirin çıkarmaya çalıştığım sesimle. Abim odaya bıkmış bir şekilde girdi. Bu ne abi herkes bıkmış?

"Ne var yellow yelloz?" dediği şeye gözümü devirdim ve bavulumu işaret ederek; "Abilerin en abisi, güçlülerin en güçlüsü gelip bavulumu aşağıya indirir misin?" dedim yavru köpek bakışlarımı atarken. "Yüzünü böyle yapınca kabız olmuş maymuna benziyorsun." dedi kahkaha atarken. Gözlerimi devirdim. Valla göz devirmekten gözlerim düşecek tövbe Bismillah.

Yalakalığın bir işe yaramayacağını anladığım zaman abimi kenara itip bavulumu sürüklemeye devam ettim.

---

"Anne ağlama geri döneceğim." dedim ağlamaktan gözleri şişmiş anneme bakarken. Annem burnunu sümkürürken mutfaktan çıkan abime baktım. Abim bana doğru yaklaştı kollarını açtı ve daha çok yaklaştı. Yaklaştı. Yaklaştı. Ve sarıl-

"Arkandaki müzik kutusunun düğmesine bassana kolum ulaşmıyor." Gözlerimi devirip müzik kutusunu açtım ki 'Ankara'nın Bağları' çalmaya başladı ve abimde müzikle beraber oynamaya başladı.

Gözlerimi abimden çekip Hazal ve teyzeme baktım. N'olurdu ki benim annemde salya sümük ağlamak yerine, normal şekilde sarılıp beni yollasaydı?

Son kez anneme sarılıp hızla Hazal'ın kolunu tuttum ve dışarı çıkardım. Hadi Bakalım New York biz geliyoruz...

-----------------------

İstemsizce yerimde kıpırdandım. Tuvaletim geliyordu ve devasa uçakta tuvaletimizin nereye gittiğini öğrenmeden hiçbir yere gitmeye niyetim yoktu.

Bakışlarımı Hazal'a çevirdim. Yine yapacağını yapmış, öndeki mavi gözlü çocuğu kesiyordu. Belki bende kesersem tuvaletimi unuturdum.

"O benim Seray gözünü dikme." dedi Hazal imalı sesiyle. Ona göz ucuyla bakıp burun kıvırdım. "İyi senin olsun gözleri tuvaletimin artmasına sebep oluyordu zaten " deyip daha fazla dayanamayarak yerimden kalktığım gibi uçağın sonunda olan tuvalete ilerledim.

Noluyor lan deprem mi oluyor?

Havadayız be, ne depremi?

Saçma sorumun cevabını, canım iç ses açıkça vermişti. Ayakta olduğum için koltukların uçlarına tutundum ki hostesin yaptığı anonsla durumu idrak edebildim. "Lütfen sakin olun ve kemerlerinizi takın uçağımız türbülansa girdi." demesiyle kafamı oturduğum koltuğa çevirdim. Çok yoktu yaklaşık 4-5 metre vardı aramızda. Ne saçmalıyorum ben çok uzaktayım.

"Lütfen yerinize oturun hanım efendi." dedi çok bilmiş hostes. Sanki gidebiliyorum da manzara buradan daha hoş o yüzden kalıyorum. Tek elimi kaldırdım ve tam bir şey diyecekken, uçağın hala sallandığını unutup dengemi kaybettim ve kendimi iki çift güçlü kolun arasında buldum.

Kapanan gözlerimi araladım ve beni tutan şanslı kişiye baktım.

"Oh My Got! You?" dedi adını bilmediğim Allah'ın boş gününde yarattığı varlığa bakarken. Şirince sırıtıp "Oh My Got! Değil Oh My Allah!" Dediğim zaman bana anlamsızca baktı. Hiç uzatmadan şirince sırıtıp elimi salladım "Hello...''

***

Lessieyancy ~ İrem Pamukçı

İnstagram; @irempmkci

Twitter; @lessieyancy

Facebook; İrem Pamukçı

Facebook grubu; Oh My Allah

Oh My Allah 🔴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin