Oh My Allah 🔴

OmA 🔴 6

multimedia şeysi: barış *rafael desimon*

OKURGÜLLERİM, CUMARTESİ GÜNÜ İZMİT'E GİDECEĞİM DİYE PLANLIYORUM O YÜZDEN 1 GÜN ÖNCEDEN BÖLÜM YAYINLIYORUM.. BELKİ 1 HAFTA VEYA DAHA FAZLA KALIRIM ORADA.EĞER BÖLÜM YAYINLAYABİLİRSEM YAYINLARIM.AMA YAYINLAYAMAZSAM MAZUR GÖRÜN :D SJDFSKFGRIO HER NEYSE OKUR KUŞLARIM BİLİN Kİ ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM...

AĞAĞAĞAAĞĞA İZMİT'E GİDİYORUM AĞAĞAĞAAĞAĞAĞAĞ

Transa girmiş gibiydi. Ne bağırıyor, ne de konuşuyordu. Kıpkırmızı kesilmişti. ''Hazal, kanka abartma altı üstü ağda ya.'' dedim kaşlarımı çatarak. Yutkundu ve bakışlarını kıpkırmızı olmuş ayağından çekip bana baktı. ''Seray, sanki bütün tüylerim çekilmiş gibi oldu.'' dedi ağlamaklı ağlamaklı. Sonra birden bağırdı; ''Bir dakika yaa, zaten öyle oldu değil mi?'' sinsice kıkırdadım ve ameliyata giren doktor edasıyla işlemime devam ettim...

•••

''Seray bekle eteğimi giyip geliyorum.'' dedi ben salonda tam 56 dakika 12 saniyedir onu beklerken. Evet evet, üşenmeye bile üşenen ben, üşenmeyip saymıştım. Ya tamam anlarım kızsın bekletirsin, ama bende kızım yani 15 dakikada hazırlanıyorum ve sırf senin yüzünden kızlığımdan şüphe ediyorum!

Sonunda içeri girdi. Bir saatir giymesini belediğim eteğine bakmak için üzerinde göz gezdirdim ama etek metek göremiyordum.

''Etek giyip geleceğini söylemiştin?'' dedim sorar gözlerle üzerini tararken. Kaşlarını çattı. ''Aha ya etek!'' dedi kıçının üstünde biten eteği gösterirken.

Tamam geri kafalı bir insan değilim ama annemin sözünden de çıkmam yani. Ama valla şeytan diyor ki giy eteği ne olacak. Ama ben müslümanım şeytana uymam. ''Hani etek ben göremiyorum, nerde?'' dedim gözlerimi üstünde gezdirirken. ''Abartma!'' dedi yüzünü buruştuturken.

''Kızım sen bizim namusumuzu mu lekeliyeceksin lan? Adımızı mı çıkaracaksın?'' gözlerini devirdi. ''Amma kırosun ulan, abin bile böyle değil!'' sırıttım. ''Haklısın abim boğazlı badime bile karışıyordu.'' ikimiz de kahkaha attık ve evden çıktık. Abim kötü bir insan değildi, sadece böyle konularda aşırı tepki gösteriyordu. Tabii ben çıkmadan önce Hazal'ın eteğini aşşağı doğru çaktırmadan çekmeye çalışmıştım.

Karşı komşularımız bizi bekliyorlardı. Cem gülümseyerek kolunu uzattı. Hazal da gülümseyerek koluna girdi. Barış da bana gülümseyerek kolunu uzattı. Bende yüzümü buruşturdum ve Hazallar'ın peşinden gittim. ''Ya kızım sen şimdi beni geri çevirdin de, naz yapıyorsun. Sana çıkma teklifi etsem kabul etmeyeceksin sanki.'' dedi Barış böbürlenerek.

Sevinmiş gibi yaptım. ''Mal mısın, tabii ki de kabul etmeyeceğim '' kaşlarını çattı. ''Beni reddedecek kız daha anasının karnından doğmadı kızım.'' Dedi bana o eritici yan bakışlarından atarken.

Sırıttım. ''O zaman beni babam doğurmuş canısı.'' dedim. Laf sokmuştum. Gözlerini devirdi ve homurdanmaya başladı. ''Hadi hadi nazlanma gir koluma.'' dedi ve kolunu yeniden uzattı. Gözlerimi devirdim ve utana sıkıla koluna girdim.

Öte yandan da onunla çıkma ihtimalimizi düşünüyordum. Tüylem diken diken olmuştu. Garip bir duygu olmalıydı.

***

Kafam zonkluyordu. Ben son kadehi de bir kafaya dikmeyeyim mi? Ordan bir alekta movik movik şarkısını çalmasınlar mı? Ben başladım üçyüz beşyüz oynamaya.

Ve beyin koşarak uzaklaşır...

Ve iç ses bana laf sokarak uzaklaşır...

Zaten iyice sarhoş olmuştum. Sabahtan beri Hazal ve Cem'in birbirleriyle öpüş koklaşlarını görüyordum. Hayır yani, ne zaman sevgili oldular onu bile bilmiyordum ki?

Tam bir kadeh daha kafaya dikecektim ki Barış tuttu. ''Yeter bu kadar, baksana kafayı bulmuşsun.'' gözlerimi devirdim. ''Suyla bile kafa bulan bir insandan bahsdiyoruz sen neyin tribindesin?'' dedim sırıtarak. Sonra onun elinden kurtulmak için itekledim ve lavaboya gidiyorum diye bağırıp lavaboya ilerledim.

Biraz kendime gelebilmek amaçlı yüzümü yıkadım ama işe yaramamıştı. Eve gitmek istedim ve parti yapılan evden çıktım. Ama sonra anahtarımı Hazal'a verdiğim geldi aklıma. Arkamı döndüm. Hazal ve Cem koklaşıyorlardı ve Barış da etrafı izliyordu. Yüzümü buruşturdum ve taksi durdurup otele sürmesini söyledim.

Otel bayağı büyüktü.

Otel görevlisine dönüp; "Bir gece kalacağım, ne kadar?" dedim. Otel görevlisi algılayamadığım kadar yüksek bir miktar söylediğinde kaşlarımı çattım. "Odamı göster." dediğimde kafasını hızlıca olumlu bir şekilde salladı.

Beni küçük bir odaya sokup düğme gibi bir şeylere bastı. Etrafıma bakındım. Olduğundan daha küçüktü. "Bu ne be? Küçücük oda. Ben bu küçük odaya bu kadar yüksek bir miktar ödemem. Siz beni salak mı sandınız he?" Görevli alayla dudaklarını birbirine bastırdı "Burası asansör hanımefendi." iç ses şok, kalp iptal, beyin vefad, Seray ölü...