nefesim ol | Taekook texting+düzyazı

bir tur daha?

Yanmayalım mı be tayfun?

...

Küvetin dışında anadan üryan bir şekilde bekliyorduk. Neyi mi? Bilmiyorum.

Yavaşça küvete adımladı. Suyu ayarlayalı çok olmuştu ama ikimizde utanıyorduk. Sonunda Jungkook küvete oturunca bende kucağına oturdum.

"Hangisi?"

Duş jellerini bana seçtirmesi garip ortamı birazda olsa dağıtmıştı.

"Şu"

"Şeftali?"

"Hmhm"

Alttan bana değen aleti selam çakmak istercesine sırtımı zorluyordu. Gözlerimi kapattım, korkuyordum. İzlediğim pornolar aklıma geliyordu.

Kim ne yapacaktı? Tamam Jungkook üstteydi o kesin ama o şeyi içime alabilecek miydim?

Dudaklarımı soyarken düşüncelerime cevap aradım. Ardından hafif kalkıp kalçama baktım.

"Noldu bebeğim?"

"Bir şey yok"

"Taehyung iyi misin? İki saattir cimcikliyorum ama farkına dahi varmadın"

Jungkook'un demesiyle belimde bir acı hissetim.

"Ayı! Bırak belimi acıyor!"

Sıktığı yeri okşamaya başladı anında. Dudaklarımı büzüp ona baktım.

"Jungkook"

"Efendim güzelim"

"Canım yanar mı?"

"Nasıl?"

"Onu içime alsam canım yanar mı?"

"Neyi Taehyung?"

"Onu"

"Neyi amına koyayım? Neyi nereye alıyorsun?"

Elimle aletini işaret ettim ardından deliğimi gösterdim.

"Onu oraya"

Jungkook ciddi olup olmadığımı kontrol etti ve kahkaha atmaya başladı. Neye gülüyordu ki şimdi ayıp yani...

"Denemek ister misin?"

Çapkın gülümsemesine baktım. Kaşlarım havaya kalktı ve düşündüm. İsterdim sanırım.

"Aa şey-"

Birşey dememe fırsat vermeden beni çevirdi ve alt tarafına sürtünmemi sağladı.

"Ahmg"

Nefesini dudağıma doğru vererek tekrar sürttü beni. İnlemem bu sefer daha sesli çıkarken anne ve babasının evde olduğunu hatırladım.

"Jungkook annenle... Baban.... Evdeahh"

"Değiller bebeğim mesaj attım evden çıkmaları için"

Memnuniyetle dudaklarına yapıştım tadı baş döndürücü ve şekerliydi. Parmağını deliğimde hissettiğim de gözünün içine baktım.

"Acımayacak"

"Emin misin? Ben seni seviyorum evet ama, yani ya canım yanarsa? Ben sadece korkuyoru-"

Tek parmağını deliğime bastırdığında inledim.

"Ahgmmm"

Boynumu emerken bir yandan kulağıma nefesini üflüyordu. Parmağı hala deliğimi zorluyordu;