Yorum yapalım rüfen
...
İki gün olmuştu, iki gündür yoktu Jungkook. Korkudan ne yapacağımı şaşırıyordum. Ne telefonlarıma bakıyordu ne de mesajlarıma cevap veriyordu. Namjoon'a sorduğumda ya görüldü atıyor ya da geçiştirip cevapsız bırakıyordu.
Babasına sorduğumda da aynı tepkiyi alıyordum. Özlemiştim, iki günlük kısacık zamanda sevgilimi acayip özlemiştim. Bu günün yirminci çağırısını atıp ağlamaya devam ettim. Çok acıyordu. Jimin hyunga buraya gelmesini rica edip telefonu köşeye koydum.
Kapı açıldığında bayan jeon yanıma gelip yatağa oturdu ve saçlarımı okşamaya başladı.
"Taehyung oğlum hadi artık iki gündür yataktan çıkmadan canım yavrum gel bir yemek ye yürüyüşe çıkalım, hadi oğlum"
"Yok teşekkür ederim o gelince birlikte çıkarız...."
Kadın üzgün gözlerle beni onaylayıp odadan çıktı. Sonrasında jimin hyung geldi.
"Amına koyayım nerede olabilir koskoca iki gün boyunca?!"
"Bilmiyorum hyung bilmiyorum! O kadar canım acıyor ki...."
"Tamam bebeğim gel"
Kollarını bana sarıp ağlamama izin verdi. Gözlerim acıyordu o kadar ağlamıştım ki! Aynı zamanda midemin sırtıma yapıştığını hissediyordum ama o gelene kadar yiyemedim.
"O neden gelmiyor olabilir....?"
"Yoongi'nin biraz ağzını aradım sanırım kavga olmuş"
"Ne!? Ya bir şey olduysa kavgada ya, bir daha asla onu göremezsem?"
Ağlamam şiddetlenirken yatağa vurmaya başladım. Kriz geçiriyordum ama yapacak bir şey yoktu. Bay jeon gelip bana sakinleştirici verdi ve Jungkook'u arayacağını söyleyip odadan çıktı.
"Ya bir şey olduysa ben ne yaparım bilmiyorum jimin.... Ben annem ölünce hissettim böyle çok kötü bir his"
Kapanın pat diye açılması ile ikimizde oraya baktık. Gelmişti! Ama karnında bir sargı bezi ile....
"Noldu sana!?"
Hızlıca yanına giderken sargı bezine dokundum. Yaralanmıştı.
"Bir şeyim yok güzelim, özür dilerim seni meraklandırdım...."
"B-bu sargı bezi neden?!"
"Güzelim ufak bir sıyrık bir şey olmaz"
Dudaklarını yalayıp benim dudaklarıma yaklaştırdı ve bir anda öpmeye başladı. Özlem duyduğum dudakları öpüyor dilimi ağzına sokuyor ve her yerini yalıyordum. En sonunda ayrıldığımızda Jungkook'a sıkıca sarıldım ve kokusunu içime çektim. Çok güzeldi çok çok güzeldi.
"Ben o kadar korktum ki! O kadar korktum ki!"
"Yok bir şeyim güzelim rahat ol"
"Uyuyalım"
"Yemek yemelisin önce"
"Neden bana haber vermedin!"
"Endişe etmeni istemedim bebeğim"
Başımla onu onayladım ve birlikte aşağı inip yemek yedik. Ardından yukarı çıkıp uyumak için yatağa uzandık.
"Çok özledim, çok çok özledim seni Jungkook...."
"Bende seni özledim bebeğim nasıl hasretim bir bilsen şu tenine, kokuna, dudaklarına....."
"Bende hasretim hemde o kadar hasretim ki, seni yiyip bitirmek her şeyimle tekrar hissetmek istiyorum ama yaralısın"
"Yara sayılmaz bile ne istiyorsan yapabiliriz....."
"Ben tekrar istiyorum....."
Hızlıca üzerime çıkıp dudaklarıma yapıştı. Jimin hyung gideli olmuştu, ailesi de bu konularda rahattı. Dudaklarımı sömürürken elini belimden kalçama doğru indirdi ve sıktı. Ufak bir inleme kaçırdım ağzımdan. Ardından komidine uzandı....
...
Diğer bölümü bekleyin eheheheh
Yakın zamanda final yapacağım bilginize ne ben sıkılayım ne siz....
Uzun zamandır var bu kurgu ama artık sıktı diye düşünüyorum, bunu bitirip yeni kurgulara taekooklara yönelmeliyiz benceee
Neyse öpüldünüz yavrularrr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nefesim ol | Taekook texting+düzyazı
Romancejungkook: Hey Kim! hala nefes alabiliyor musun?