MESELA YANİ / Yarı texting

23

Ahu'dan

Tabletimden açtığım şarkının sesini biraz daha yükseltmiş ardından pantolonumun düğmesini kapatmıştım. Normalde bol gelen beli tam oturmuştu.

Darlin', can I be your favorite?

I'll be your girl, let you taste it

I know what you want, yeah, just take it

Bu duruma dudak büzdüm kilo almıştım. Stres yapınca çok yemek yiyen biri olabiliyordum.

60 kilo bir kızdım. Boyum uzun değildi bu yüzden üzülüyordum. Benim gibi 160 boyunda ki kızlar genelde 50 kilo falandı. Balık etli bir yapım vardı ama göbek çevresinden kilo alan biri değildim.
Bu konuda şanslıydım.

Ay, cariño, sé que tú eres mío

Quiero pasarme la raya

Mi paciencia se acaba, te digo

"Tá chiquita como mi saya"

Ellas no tienen lo que yo tengo

Soy celosa, lo siento

Bir yandan şarkının bildiğim kısımlarını  mırıldanarak söylüyor bir yandan elime aldığım rimeli kirpiklerime sürüyordum. İşim bitince daha fazla bir şey yapmamış arka cebimdeki telefonu çıkarmış anlık saate bakmıştım. Saat 18.00'e geliyordu.

Kapı kulpunun zorlanma sesiyle bakışlarımı telefondan çekmiştim.

"Kaç kere daha bu kapı kilitlenmeyecek diyeceğim Ahu."

Kapının ardından gelen tıslarcasına sinirle ağzının içinden konuşan abimin sesiyle, rahatsızca kıpırdanmış ve göz devirmiştim.

"Üstümü giyiniyordum." Susması adına yapmak zorunda dahi olmadığım açıklamayı yapmıştım.

"Aç o zaman şimdi" demesiyle oflamıştım. Şimdi makyaj yaptığım için aptal aptal konuşursa fena sinirlenirdim. Makyaj dediğim zaten sadece rimel ve nemlendiriciydi.

Bir an önce günlük olan bana zehir akıtma işlemini yapması adına kapımı aralamıştım.

Kapıyı açar açmaz beni omzumdan kenara iteleyip yatağıma atlamıştı. Uzanır bir şekilde ağır ağır beni süzüyordu.

"Ne var neden geldin?" Diye sordum aynanın yanında dikilerek.

" Şarkının sesini kısmanı söylemeye geldim." Demesiyle hemen tableti elime almış şarkıyı durdurmuştum.

"Bak kapattım hadi git."

"Dalga mı geçiyorsun Ahu?"

"Hayır git."

Bir elim belimde diğer elimde tablette bıkkınca abime bakıyordum. İstediğini ona vermiştim şimdi siktir olup gidebilirdi.

Giydiklerimi incelerken "Ne bu hal?" diye bir soru sormuştu.

"Ne varmış halimde" sıradan kot bir İspanyol paça pantolon üzerine Polo yaka bir tişört giymiştim.

"Neden pijama giymedin?"

"Giymek zorunda mıyım?" Çok bilmiş bir tavır takınarak sorusuna soru ile karşılık vermiştim.

Ona neydi ki?

"Dışarı mı çıkacaksın?"

"Evet." Bir an önce odadan çıksın istiyordum. Bu yüzden lafı dolandırmadan konuşmuştum.