- Şey... Şey... Ben... Diye kekemeli olarak konuşmaya çalışıyordum.
Derin bir nefes alıp verdikten sonra kırklı yaşlarının ortasındaki adamı korkumu yenmek için dikkatli bir şekilde incelemeye başladım.
Kırklı yaşlarının ortasında duran adamın saçları sağ tarafa özenle taranarak yatırılmış gri renkliydi. Açık ten rengi, oval yüz yapısı, ela renkli küçük gözleri ve saçları ile aynı renkte post bıyıkları vardı. Beyaz renkli gömleğini siyah bir kravat ile tamamlamıştı. Yine kravatı ile aynı renkte smokin şeklinde bir takım elbise giymişti. Takım elbisesinin yaka kısmından başlayıp karın bölgesinin alt kısmına kadar olan bölüm açık mor rengindeydi.
Hissettiğim korku kırklı yaşlarının ortasındaki adamı incelerken biraz da olsa sakinleşmişti. Sanırım meraktan inceleme huyum böyle durumlarda işime yarıyordu. Bir nevi kendimi rahatlamak için bulduğum bir yöntem gibiydi.
Neyse. Kırklı yaşlarının ortasındaki adam sabırsız ve sinirli bir şekilde bana bakarken birden orta yaşlardaki adamın sesi duyuldu.
- Neler oluyor orada Odin ?
Adının Odin olduğunu öğrendiğim kırklı yaşlarının ortasındaki adam bana bakmayı bırakıp Leon'un babasına doğru konuştu.
- Efendim, evinizde sizin konuşmanızı dinleyen birini yakaladım.
O esnada Leon babasının yanından ayrılıp bir anda yanımıza geldi. Bana bakarken gülümsüyordu.
- Leydi Arya burada ne yapıyorsunuz ? Diye sordu.
Meraklı gözlerle bana bakarken beni yakalayan kişide davranışlarımı dikkatli bir şekilde inceliyordu. Sanırım benden şüpheleniyordu. Bu da gayet normal bir şeydi. Kim evinde gizlice birini dinleyen birinden şüphelenmezdi ki.
Bu esnada beni yakalayan adamı umursamadan Leon'a bakıp konuştum.
- Sör Leon odada kendime geldiğimde... Dedim ve durdum.
Leon'un sözlerimde odada deyince yüzündeki gülümsemesinin kaybolup yüzünün düştüğünü gördüm. Sanırım beni durdurmak için zorluk kullandığı için pişmanlık duyuyordu.
Tamam o anki durumum iyi olmadığının bende farkındaydım ama bana bu şekilde davranmasını hiçbir sebep haklı çıkarmazdı. Gözden düşmüş bir soylu bir ailenin oğlu olabilirdi ama bu kafasına göre insanları kullanabileceği anlamına gelmezdi.
Neyse şu an sinirlerime hakim olmalı ve bir an önce bu malikâneden çıkmalıydım.
Sağ elimi yumruk şeklinde sıktım. Derin bir nefes alıp verdikten sonra konuşmaya devam ettim.
- Dediğim gibi kalktığımda kimseyi bulamadığım için odadan çıktım. Malikâneyi bilmediğim için sizi ararken kendimi burada buldum.
Düşünce ne kadar kırklı yaşlarının ortasındaki adam beni onları dinlerken yakalamış olsa da onlara bunu söyleyemezdim. Kim benimle ilgili gizli bir planınız var mı diye sizi gizlice dinliyordum derdi ki ? Hiç kimse.
Ne kadar gözden düşmüş olsalar da onlar soyluydu. Ben ise alt kısımdan gelen bir köylüydüm. Hatta ailesi bile olmayan değersiz bir yetimdim. Bu durumda adalet kimin tarafında olurdu diye sormaya gerek yoktu sanırım.
Düşündüğüm saçma sapan düşüncelerden kurtulmak için başımı sağ sola hafifçe salladım.
Leon sözlerimden sonra yüzündeki düşük ifadeden kurtulup tekrar gülümserken kırklı yaşlarının ortasındaki adam hala daha beni izliyordu. Onun izlemesinden ne kadar rahatsız olsam da malikâneden çıkana kadar dayanmaktan başka çarem yok düşüncesiyle sağ elimdeki yumruğu daha çok sıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~
Viễn tưởng# Gençkurgu-- Fantastik # # 3. Fantastik # 1. Akademi # 1. Büyü # 1. Ejderha # 1. Efsane # 1. Krallık # 2. Savaş - Düşünsene, sen büyünün her şey olduğu bir dünyada, zerre kadar büyü gücüne sahip değilsin. Sen bu dünyada hiçbir şey yapmazsın. Her...