⁴hold your breath and beware the beast

151 18 3
                                    

Kapı yüzüne sertçe çarpılırken Prenses Viserra somurtuyordu. Uzun zamandır tuttuğu bıkkın soluk dudaklarının arasından geçerken aşağı kıvrılmış ağzı bir anlığına düzleşir gibi oldu. Üzgün ifadesinin geri gelmesi an meselesiydi.

Aemond Viserra'yı sakatlamamıştı. Bunun yerine prensesi küçük düşürmüş ve onunla alay etmişti. Viserra hangisinin daha kötü olduğundan emin değildi. Gözlerini her yumduğunda aklında beliren, sırıtıp kelime oyunlarıyla onu kandırmaya çalışan amcası karar vermesini iyice zorlaştırıyordu.

Prensesin eli çizilen yanağına gitti ve çenesine doğru akan bir kan damlasını durdurmadan önce hançerin açtığı yarayla ilgilendi. Yorgunluk üzerine karabasan gibi çökerken yanağının acısı ayaklarının altındaki kesiklerin yanında hiçti. Viserra kendini yeniden yatağa bırakmadan önce yaralarını düşünmemeye çalıştı, belki böylece acısını az da olsa unutabilirdi. Ancak maalesef o geceyle ilgili istese de unutamayacağı çok şey vardı.

Aemond'un odasında olduğunu Sör Meryn biliyor olmalıydı, belki de prensi içeri alan oydu. Bu demek oluyordu ki amcası her an fikir değiştirip geri gelebilirdi. Viserra bu düşünceyle tüylerinin ürperdiğini hissedebiliyordu. Aklında cevaplarını yakın zamanda alacağı şüpheli olan bazı sorular varken ana odaklanamamıştı. Prens geri dönebilir miydi? Eğer yeniden uykuya dalarsa gelip bu sefer Viserra'yı öldürmeyeceği ne malumdu?

Viserra bütün bu yaşananları ailesine bildirmeli miydi? Ama hayır, işte o zaman her şey daha da kötü bir hal alırdı. Prenses bir anlığına Aemond'un ziyaretini babasının duyduğunu hayal etti, düşüncesi bile dehşet vericiydi.

Küçük bir gıcırtıyla birlikte kapıları aralanırken ve biricik hizmetçisi içeri adım atarken Viserra aklındakileri sonra kafay yormak adına rafa kaldırdı.

"İyi misiniz prenses?" Taryn şoka uğramış ifadesiyle sorarken sesi titriyordu. Gözleri önce Viserra'nın üzerinde, yanağında ve ayaklarında; sonra da yerdeki kırık cam parçalarında gezindi.

Viserra, Taryn'e bir cevap veremedi. İyi miydi? İyi olduğunu düşünmüyordu. Durumunu daha çok sarsılmış olarak tanımlayabilirdi. Prenses ses çıkarmadan gözlerini kırpıştırmayı seçti.

Taryn bir elinde tabure bir elinde içi su dolu bir kap ve bezlerle prensese yaklaşırken sessiz nefesler almayı sürdürdü. Viserra'nın durumu hiç iç açıcı görünmüyordu ama bunu prensese belli etmemeliydi. Aklına gelen bir fikirle, "Sörden size biraz haşhaş sütü getirmesini isteyeyim," diye geri çekilecek oldu ama prenses çoktan engel olmak için elini kaldırmıştı.

Prenses "Gerek yok, uyumak istemiyorum," diye itiraz etti.

"Ama prenses, gerçekten uyumanız gerekiyor."

"Uyumayacağım dedim, Taryn."

Elindekilerle birlikte gelip dizlerinin üzerine çökmeden önce hizmetçi kız prensese bıkkın bir bakış attı. Üstelememesinin tek sebebi Viserra istemedikçe ona hiçbir şey yaptıramayacağını bilmesiydi. Bu konuda ailesine çekmişti.

Taryn elindeki kabı yere koydu ve bezleri içindeki suyla ıslatarak prensesin ayaklarını kandan temizlemeye başladı. Yaralı deri kendini gösterene kadar nazikçe bezleri ileri geri süren Taryn, Viserra'nın canını acıtmamak için elinden geleni yapıyordu. Cam parçaları hala ayak tabanına saplanmış ve yayılmıştı. Taryn bazı büyük parçaları çıkardığında kanamanın daha da artabileceğini düşünerek şimdilik sadece temizledi.

Kabın içindeki su koyu bir renk alınca Taryn'in işi bitmek üzereydi ama sevinemiyordu. Prensesin ayaklarını boyayan kanlar şimdi tamamen çıkmıştı. Durumun vahametinin bu kez iyice farkına varan Taryn zorla yutkunmaktan kendini alamadı.

song of the goldfinch' viserra targaryenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin