³entrance is the beginning

178 21 7
                                    

Soğuk rüzgarın kol gezdiği Red Keep'in koridorları karanlık ve boştu. Viserra bu durumu saate bağlıyordu ve oldukça da memnun sayılırdı. Dikkatini dağıtıp öfkesini yok edecek hiçbir etken bulunmaması iyiydi. Her an her şeye hazırlıklı olmak istediğinden, bu gergin halini canlı tutmalıydı.

Odasına giden yolu bulduğunda o kadar hızlı gitmeye başlamıştı ki ondan en az beş adım önde olan Sör Meryn'i geçmek üzereydi. Viserra adamın onu sessizce kapıya kadar götürmesine ve ardından bırakıp nöbetine kaldığı yerden devam etmesine izin verirken tek kelime etmedi. Konuşacak halde olmamasının yanı sıra içtiği onca şarap ağzını kurutmuştu.

Kapıları açılıp tekrar kapandığında ateşin başında oyalanan Taryn'in gülen gözleri onu buldu. Prenses, halini görür görmez yüzünün düşmesinden nasıl göründüğünü tahmin edebiliyordu.

"Ne oldu prenses?" diye sordu Taryn, Viserra'nın yanına gelmek için aceleyle ayağa kalkarken.

Odanın her yanını kaplayan fener ve mumlar her ikisine de net bir görüş imkanı tanıyordu. Taryn prensesi ateşin yanındaki koltuğa oturtmak için çekerken ellerini fark etti. Gözleri yuvalarında kocaman olurken Viserra'ya dehşete düşmüş bir halde bakıyordu.

"Önemli değil," dedi Viserra onun endişesini yatıştırmak için çabucak. "Yumruklarımı biraz sert tutmuş olabilirim."

Sesinin ne kadar boğuk çıktığını duyan kız, ona su getirmeye giderken ve yanında prensesin ellerindeki kanı temizleyecek ıslak bezler getirirken Viserra gözlerini denize çevirmişti. Taryn dizinin dibine oturup onunla ilgilenirken elinden gelen tek şey derin nefesler almaktı. Avuçlarındaki izler yavaşça silinirken suyunu yudumluyor ve olanlar hakkında düşünmemeye çalışıyordu.

Eğer babası gelip onu durdurmasaydı Viserra gerçekten de Aemond'un canına kast edecek miydi? Ya da en azından deneyip başarırsa ne yapacaktı? Aemond'un üzerine yürüyüp çatalı prensin boğazına yapıştırırken bu konu üzerine çok düşünmemişti. Şimdi baktığındaysa çok ileri gitmeden Daemon onu durdurduğu için rahatlayabiliyordu.  Babası, can acısını giderecek kadar prensin üzerine gitmesine izin vermiş ama her şey için çok geç olmadan ona engel olmuştu.

"Saçlarınızı açıp tarayacağım ve sizi yatağınıza götüreceğim," diye başladı Taryn onu düşüncelerinden sıyırarak. Uyumaya dair bedeninde hiçbir istek bulunmayan prenses bir şey diyeceği sırada araya girerek,"Ve hiçbir mazeretinizi kabul etmeyeceğim," diye de ekledi.

Viserra, Taryn uzaklaşıp elindekileri bırakırken sessizce onayladı sadece. Genç kız kirli bezleri daha sonra temizlemek üzere kaldırırken Taryn'i dikkatle izliyordu. Dikkatini ona verirse en azından düşünmeden durabilirdi.

"Yemeğin sizin için iyi sonuçlanmayacağını tahmin edebiliyordum ama böylesini beklememiştim."

Prensesin içinden oturduğu koltukta yayılıp derince oflamak geçtiyse de aynı pozisyonda kaldı. "Odamdan ayrılırkenki memnuniyetimden eser kalmamış, değil mi?"

"Kesinlikle," diye onayladı onu kız. Taryn bir yandan prenses için hazırlık yapıyor bir yandan da neler olduğunu onu gücendirmeden öğrenmeye çalışıyordu. "Umarım ailenizden başka hasar alan yoktur."

Viserra "Ben ayrılmadan önce yoktu ama sonrasını bilemeyeceğim," deyip sırtını kaydırdı. Odasının konforu bile şu an ona yeterli gelmiyordu. Bacakları ve ayakları onun komutunu beklemeden hareketlendiklerinde, geceliğini hazırlayan Taryn'e ilerledi.

song of the goldfinch' viserra targaryenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin