HASTANE

96 13 5
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

İyi okumalar...

Mezarlıktan çıkıp bizimkilerin yanına bir sinirle geldim.

Bana hala ne yüzle kızım diye biliyor ya

Hangi hakla?

Hangi sıfatla?

Arabanın içinde meraklı bakışlarla bana bakan Hatice ve Mert'e baktım.

Mert 'e dönüp

"-sür , bir an önce beni burdan çıkar" dedim. Başıyla beni onaylayıp arabayı çalıştırdı. Hiç birşey sormadan beni dinlemeleri onlara birkez daha minnet duymamı sağladı. O kadar sinirliyim ki bütün sinirimi onlardan çıkarabilirim ve kesinlikle böyle birşey olmasını istemiyorum. Çünkü haksız yere onları üzmeye hakkım yok.

Evin önüne geldiğimizle sinirle arabadan çıkıp eve doğru hızla yürüdüm. Bu sırada telefonumun zil sesi duyuldu. Cebimden çıkarıp arayan kişiye baktım.

Bu, o adamı takip etsin diye ayarladığım Selim 'di. Telefonun yanıtla tuşuna basıp kulağıma görütüp

"-söyle Selim." dedim. Mert ile Hatice'de arabadan çıkıp yanıma gelmiş telefon konuşmamı dinliyorlardı. İkisinin de Selim'den haberi olduğu için merakla bana bakıyorlardı.

"-Asya hanım sey babanız fenalaştı. Hastaneye kaldırdık. "

"-ne? hangi hastane ?" bir an için telaşlanmıştım o adam için ama sonra -ben neden öyle biri için telaşlanıyorum ki?- diye kızdım kendi kendime. Yine de gidip görmek istiyordum. Ama yapamam. Öyle biri için bile öfkem fazlayken birde üzülmem çok çok fazla olur.

Kendime gelerek "-tamam Selim, sağol gelişmeleri haber ver ." dedim. Tam kapatacakken

"-gelmeyecek misiniz Asya hanım?" diye sorunca Selim

"-hayır , ama gelişmelerden haberdar olmak istiyorum" diye cevap verdim.

"-tamam, merak etmeyin Asya hanım gelişmelerden haberdar edeceğim sizi" deyince

"-görüşürüz" deyip telefonu kapattım.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıp verdim. Gözlerimi tekrar açıp sakince eve girdim. Hızla odama çıkıp üzerime rahat birşeyler giyip saçlarımı topladım. Tekrar odamdan çıkıp benden hala bir sabırla açıklama bekleyen arkadaşlarımın yanına geçip koltuğa oturdum.

"-bana kızım dedi inanabiliyor musunuz? Hangi hakla? "

"-sende kızım dediği için bağırdın, kızdın değil mi?" Hatice'nin sorularımı es geçerek soruyla cevap vermesi ve bu beni iyi tanımlayışına kafamı olumlu anlamda sallayarak cevap verdim.

"-peki niye üzgünsün ? birşey olmuş "
diye soran Mert'e dönüp

"-Benden sonra kalp krizi geçirmiş" diye cevap verir vermez ikiside aynı anda ayağa kalkarak

"-NEE? Selimde o yüzden aradı değil mi?" diye bağırdılar. Yüzümü buruşturarak

"-oturun" dedim ve Hatice' nin sorusuna olumlu anlamda kafamı tekrar salladım.

Hatice "-gitmeyecek miyiz?" diye sorunca , sorar bir şekilde kaşlarımı havaya kaldırarak baktım.

"-Selim'de aynı soruyu yöneltti hadi o bilmiyorda soruyor ya size ne demeli?
diye her ikisini de tersledim Ve kaşlarımı çatarak ikisine de sinirli bir bakış attım.

AĞLATAN DANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin