öfke, nefret , kin = acı

253 28 15
                                    

Nasıl hissetmeliyim, ya da artık hislerim var mı ki benim? , hissedebilir miyim?

Kim bu karşımdaki boş bakan insan?

Neden çatmış kaşlarını?

Öfkeli sanki , birine , birilerine

Bana mı  benziyor ? Yoksa ben mi?

Sanki benziyoruz , sanki o  sadece karanlık gibi. Biraz da korkunç.

Ama ben korkunç biri değilim ki...

"-ama ben kötü ve korkunç biriyim Asya , çok karanlığım." 

anlamsızca gözlerine baktım. Onun gözleri, çok karanlık. O kadar karanlık ki! Göz bebekleri yok gibi. Gibisi fazla. Gözbebekleri yok. Dipsiz bir kuyu sanki!

"-neden?"

"-çünkü sen öyle istedin" ben mi istemişim? Dur bir saniye! Ne zaman böyle birşey istedim ki? Neden hatırlamıyorum ?

"- evet sen istedin Asya"
Şaşkınlıkla baktım. O benim düşüncelerimi duydu mu? nasıl-

"-evet, düşüncülerini duyabiliyorum. Çünkü ben senim Asya. İçinde ki nefretim, öfkeyim, acıyım, hırsım,kinim içindeki ateş benim. İçindeki karanlık kötü tarafın ta kendisim. Alacağın intikamın şekli benim. Ben SENİM Asya. "

Kocaman bir kahkaha attı.O kadar gürültülüydü  ki. Kulaklarım patlayacaktı az kalsın. Şaşkınlıkla bakabildim sadece. Ellerimi yavaşça kulaklarımdan çektim. Ne zaman kulaklarımı kapattığımı hatırlamıyorum bile.

Sonra bir anda ciddileşti, elinde kocaman bir silah belirdi. Silahı nereye tuttuğuna bakmak için başımı eğdim.

Sol tarafıma tam kalbimin üstene tuttuyordu.
Yavaşça başımı kaldırıp tekrar o karanlık gözlere baktım.

"-senin devrin bitti Asya. İYİLİK hiçbir işe yaramadı . Şimdi sıra bende. Şimdi sıra KÖTÜLÜKDE. kontrol karanlık tarafta.Hoşçakal Asya "

"-hayır! Dur bir saniye! Sen- ben olamazsın. Yani bu çok saçma.Sen bir canavarsın. Se-sen iğrenç bir yaratıksın.Buna izin veremem.Şu haline bir bak. Saçların onlar fazla dağınık, karmaşık. Sonra gözlerin, kaşlarımı çattım. Gözlerimi kısarak "-gözlerin var mı?"diye sordum. Ve ellerin onlar kirli ve tırnakların çok uzun birde sivri! Dişlerin sapsarı. Bu iğrenç, Tamam mı!  Sen -ben olamazsın.

Sonu ne olursa olsun  savaşacağım seninle" diyerek elindeki bana doğrulttuğu silaha tekme atıp savurdum. Şaşkınlıkla kafasını çevirip düşürttüğüm silaha bakmasından yararlanarak o iğrenç , çirkin suratına da bir sol kroşe geçirdim. Çenesini tutup sağa sola hareket ettirip iğrenç tıkırtılar çıkartı. Sanki kemikleri yerine oturtmuş gibiydi. tekrar bana baktı.
hiçbir şey olmamış gibi. Pis bir sırıtış yerleştirdi o iğrenç yüzüne. Ve o da bana vurdu. Çok sert bir şekilde.
beni öyle bir savurdu ki ; benim vuruşum onunkinin yanında sinek ısırığı gibiydi.

Canım çok yandı. Çok fazla.

İnliyerek kalmaya çalıştım, ama başarılı olamadım. Onun sesini duydum,

"-güçsüzsün Asya, hiç gücün yok, çünkü; bütün gücünü bana kendi rızan ile ellerinle teslim ettin. Şimdi de canını vereceksin, vereceksin ki intikamını alayım." Ne diyor bu yaratık. Ne intikamı?

"-bana gelmenin intikamı Asya" diyerek tekrar gidip yerdeki silahını aldı. Tekrar bana doğrulttu. Yavaşça ayağa kalkmayı denedim. Ve başardımda. Zor olsada dimdik karşısında durdum.

AĞLATAN DANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin