Bölüm 4

135 7 7
                                    

Rob, saat 10.00 gibi uyanmayı başarmıştı. Uykuyla arası epey iyiydi, enerjik ve aktif bir hayat yaşadığı için geceleri dinlenmeye ihtiyacı oluyordu. Yanında Barn'ı uyanık bir şekilde görünce çok fazla şaşırmadı:

- Dostum, eminim ya hiç uyumadın ya da karanlıkta uyandın. Doğru muyum?

- Doğrusun Rob, biraz kitap okumak için iyi bir vakitti. Sen daha çok uyursun diye tahmin ediyordum. Hayırdır bu saatte?

- Dalga geçme Barn, yatak biraz rahatsız olduğu için bu vakitte uyandım. Yoksa bilirsin, asla geç uyanmam.

Barn bu cevaba gülmüştü, zaten Rob'un da amacı buydu. İkili, üstlerini değiştirip kahvaltı için kafeteryaya geçmeye karar verdiler. Rob, rahat bir eşofman ve tişört giydi. Barn ise biraz daha klasik bir tarza sahipti. Kumaş bir pantolon ve üzerine de keten bir gömlek giymeyi tercih etti. Saçlarını taradı ve hazırlandı.

Kompartımandan çıktılar ve kafeteryaya doğru yürüdüler, bazı insanlar kahvaltıdan dönüyordu, bazılarının odasından ses bile yükselmiyordu. Belli ki hala uyuyorlardı. Rob bu durumdan cesaret almış olsa gerek:

- Bak Barn, benden beterleri de var. Hala uyanamamış insanlar, saat çok da geç değil sanırım.

- Dostum, istediğiniz kadar uyuyun benim için sorun yok. Uyumayı sevmem ama uykucularla bir derdim yok tabii ki.

Kahvaltı için bir masaya geçtiler. Masalar ufaktı ama iki kişi için sorun çıkarmayacak kadar da büyüktü. Görevli hızlı bir şekilde geldi:

- Hoş geldiniz efendim, kahvaltınız için ne arzu ederdiniz acaba?

Barn için ne gelse çok fark etmeyecekti, bu yüzden sözü Rob'a bıraktı. Kararları onun vermesini sorun etmiyordu. Rob biraz düşündü ve:

- Hoş bulduk, size çok zahmet vermeyecekse birer omlet alabiliriz. Biraz da ekmek hiç fena olmaz açıkçası, yanında da kahve yeterli olacaktır. İlginiz için teşekkür ederiz, kolay gelsin.

Görevli, siparişi aldı ve hızlıca çalışmaya koyuldu. Rob, verdiği siparişten arkadaşının memnun olup olmadığını kontrol etmek istiyordu:

- Hey Barn, omletle aranın iyi olduğunu düşünüyorum dostum. Hoşuna gitmediyse tost da söyleyebiliriz senin için.

Rob için Barn'ın keyifli olması çok önemliydi. Genel olarak mutlu bir insan olmayan arkadaşını basit bir kahvaltıyla da olsa mutlu etmek, Rob için oldukça önemliydi. Geceleri iki kişilik uyuyordu, hem kendini mutlu edecek enerjiyi hem de dostunu keyiflendirecek enerjiyi almak için biraz fazla uyuyordu.

Karanlık insanlar genelde çok ilgi çekicidirler, etrafındaki insanları hep bir meraka sürüklerler. Böyle insanlar çok konuşmazlar, çok gülmezler ama onları konuşturmak ve güldürmek için büyük çabalar harcayan insanlara sahiptirler. Çok konuşmaları belki de mümkün olmadığı için, etrafındaki insanlar için başarmaya değer bir durum olabilir.

Karamsarlıkla hayatını yaşayan insanlar, diğer insanları kendilerine bir cehennem olarak görür. Herhangi biriyle sohbet etmek, birlikte yiyip içmek ya da yolda beraber yürümek; bu tarz insanlar için büyük bir zulüm olmaktadır. Etkileşim halinde olmaktan nefret ederler, onlara soru sorulmasını asla istemezler. Zaten sorulan sorulara da ya hiç cevap vermezler ya da geçiştirecek birkaç söz bulurlar.

Barn, Rob'un endişesini anlayabiliyordu ama böyle bir şeye hiç gerek yoktu ona göre:

- Rob, rahat ol dostum. Omlet yemekten kaçınmam elbette, zaten küçükken hep omlet yerdim. Hala seviyorumdur diye düşünüyorum.

- Öyleyse sıkıntı yok dostum, sevdiğin bir şey olduğu sürece ben mutluyum.

Rob ve Barn, kahvaltılarını yaparlarken masaya bir bey yaklaştı. Barn'a dönerek:

- Bayım, sizi bu trende görmek benim için büyük bir onur. Tüm yazılarınızı heyecanla okuyorum. Hikayeleriniz bana ilham veriyor, büyük bir hayranınızım.

Tam olarak bu durum, Barn'ın yaşanmasını istediği son durumdu. Yazarlar genelde sokakta yürürken fark edilebilen insanlar değillerdir. Yüzleriyle değil yazdıklarıyla tanındıkları için bu durum normaldir. Barn biraz rahatsız olmuştu ancak durduk yere kimsenin hevesini de kırmakla uğraşamazdı.

- Merhabalar, yazdıklarımı beğenen bir beyle karşılaşmak benim için de büyük bir zevk. Övgüleriniz için teşekkür ederim.

Barn'ın sözleri diyaloğu bitirecek bir halde söylendiği için heyecanlı adam da haddini aşmak istemeden masanın yanından ayrıldı. Rob, oldukça eğleniyor gibi duruyordu:

- Bayım, elime imza atmak ister misiniz?

- Sus, Rob.

Rob, gülmeye devam etmişti. Sonrasında aklına bir soru geldi ve Barn'ı konuşturmaya çalıştı:

- Peki bayım, madem tanınır olmaktan keyif almıyorsunuz. Madem insanlar size gelip selam versin istemiyorsunuz. O zaman neden yazıyorsunuz, ya da neden yazdıklarınızı yayınlıyorsunuz?

Kritik bir soru sorduğundan emin bir özgüveni vardı. Barn'ı yakalamıştı, güzel bir cevap alabilirim diye düşünüyordu.

- Öncelikle bana bayım deme, ek olarak şunu söyleyebilirim. Evet insanlara bu şekilde diyalog kurmaktan hiç haz etmiyorum. Yazdıklarım hakkında övgüler de yağdırsalar benim için çok fazla bir şey ifade etmiyor, zaten beğenilme arzusuyla yazdığım da söylenemez. Ben konuşmayı çok sevmiyor olabilirim çünkü karşı tarafta bir dinleyici var ve ne söylersen bir cevap alıyorsun. Söylediklerimi bir cevap almak için söylemem genelde, bu yüzden yazıyorum. 

Yazdıklarımı okuyan bir insan, kendi kendine yorumlar yapıyor olabilir, methiyeler diziyor olabilir ya da küfürler saydırabilir. Ne şanslıyım ki hiçbirini duyma ihtimalim yok. İnsan içinden gelenleri ifade etmek istiyor ve ben bunu hikayelerimle birlikte yapmayı seviyorum. Derdim herkes tarafından anlaşılmak değil, kendi kendimi anlamak için yazıyorum. Kendimden emin olmak için, bazen kendimi değiştirmek için yazıyorum. Hikayelerime bakarsan, orada hep bir anlama arayışı olduğunu görebilirsin dostum. Okuyanlar değil, benim bazı şeyleri anlamam için yazıyorum. 

Bazen düşüncelerini ve hislerini kendine bile söylemekten kaçınırsın, korkarsın belki de bu farkındalıktan ama illaki bir gün kendinle baş başa kalıp her şeyi açıklaman ve anlaman gerekir. Bu durumdan kaçarak yaşanamaz, en kötü veya en iyi duygular da olsa kalbinde, kabul edip ona göre davranmaya çalışmak gerekir. Anlaşılmak istediğin kişi tarafından anlaşılıyorsan, gerisi sadece birer satış sayısını temsil eder.

DemiryoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin