3- Gerçek Olan Yanlış Anlaşılma

1.1K 123 255
                                    

Keyifli okumalar.

Sınır: 100 oy 250 yorum (Şu sıralar fazla meşgul olduğum için sınır koyuyorum, yoksa pek benlik değildir. Sınır geçilmediği takdirde bilgisayar başına oturmaya motivasyon da vakit de ayıramıyorum maalesef. Özür dilerim hepinizden)

Can Koç- Senin Gibi
Mavi Gri- Uzağım 
Sertab Erener- Açık Adres


(Siz okurken hataları düzelteceğim, hata varsa affola şimdiden)

***

Her şey yankılanan seslerden ibaret olarak kalmıştı. Düşünemiyordum. Düşünmeye dair olan tüm kabiliyetimi kaybetmiştim. Sanki bu yaşıma kadar yaşanan her şey rüyaydı ve uyanıp bambaşka biri olarak aralayacaktım gözlerimi, öyle hissediyordum. 

Çünkü olmaz gibiydi.

Babam her şeyi yapar ama beni istemediğim bir adamla, istemediğim bir şekilde evlendirmez gibiydi.

"Yok ya" diye mırıldandım keyifsiz bir şekilde. Gözlerim yüzük parmağıma zorla takılan söz yüzüğünü bulduğunda ise ağlamaklı bir ses çıkartıp saçlarımı çekiştirmeye başlamıştım. "Henüz evlenmedin Yelda, çözebilirsin."

Ortada çözülebilecek bir şey de yoktu gerçi. Resmen belamı bulmuştum. Evleneceğim adam otuz beş yaşında yaşlı başlı birisiydi ve o da hiç 'olmaz, bu kız ufak, kardeşim yaşında' falan dememişti. Evlenmeye dünden razı bir sapık gibi gözlerimin içine bakmıştı benim isteksiz tavrımı görmesine rağmen.

Çözüm yolu bulmalıydım. Her ne kadar inkar ediyor olsam da gerçekler ortadaydı. Babam sözünü tutmuş, kavgamızdan bir gün sonra gerçekten de beni bir mal gibi başkasına satmıştı. Şikayet edememem için de tehdit etmiş, o an için telefonumu elimden almış, şiddet uygulamıştı. Ama vazgeçmeyecektim. Bu kadar kolay boyun eğip babamın istediği hayatı yaşamaya devam edemezdim.

İlk başta polise gitmeyi denesem de evden çıkmama izin verilmediği için böyle bir şey mümkün olmamıştı. Telefonum elimden alındığı için kimseyi de arayamamıştım. İtiraz edeceğimi ve altta kalmayacağımı bildikleri için beni odama kitlemişlerdi.

Şu anda tek kurtuluş yolum odama sakladığım ve kırıldı diyerek yenisini aldırdığım eski telefonumdu. Babam bu tarz alıkoymaları kendimi bildim bileli yaptığı için kendimce aldığım ufak bir önlemdi o telefon. Fakat telefon kozumu da iyi oynamalıydım, çünkü sesim duyulduğu anda ortada bir telefon da kalmazdı. Ya da aradığım, ulaştığım kişi bana inanmazsa; daha da kötüsü babamı arar da hesap sormaya kalkarsa her şey çok daha kötü olabilirdi.

Babamın gözlerindeki öfkeyi görmüştüm, bana vururken yüzündeki o acımasız ifadeye çok net şahit olmuştum. Beni öldürürdü ve bunu yaparken rahatsızlık bile duymazdı. 

Yine de bir şekilde bu evden kurtulmam gerekiyordu. Yıllarca yaşadığım şeylerden de bunalmıştım artık. Düzelir sandığım, ben de ailemden sevgi görürüm sandığım her anda her şey daha kötü oluyordu. Babamın isteklerini yaparak beni sevmesini sağlayamamıştım, sağlayamayacağımı da yeni fark etmiştim zaten.

Bazı insanlar ne yaparsan yap seni sevmezdi ya, öyle bir yerdeydik işte. Babam için sadece bir basamaktım. Beni asla, ne yaparsam yapayım sevmezdi. 

Belirli bir süre sevilmeyişimi sorun olarak görmemiştim hiç. Benim babam da sevgisini gösteremiyor, beni umursamıyormuş gibi davranıyor diyerek teselli etmiştim kendimi içten içe. Evdeki işleri yapıp onu rahat ettirdikten sonra, karısına iş yaptırmadıktan sonra bana karışmıyordu çünkü. Eve kaçta girdiğimle, kimle nerede olduğumla, okulumla, derslerimle, yüzme yarışlarımla, antrenmanlarımla; hiçbir şeyimle ilgilenmiyordu. Tek ilgilendiği şey kahvesinin gece ondan önce hazır olması, sabah işe gitmeden kahvaltısının masada olması, evin düzenli olarak silinip süpürülmesiydi.

Sen Bana Düşman Mısın?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin