'KARAR'

75 23 192
                                    

Hayat kısa bazıları bu hayatı doyasıya yaşarken bazılarının da kaybedecek tek bir dakikası bile yoktur.

Ben hayatı hiç bir zaman doyasıya yaşayamadım.
Hiç babamı tanımadım. Sabahları okula gider akşamları çalışırdım. O küçücük yaşımda bile.
Annem çok çabuk hasta olurdu çalışmazdı. Hasta olduğu zamanlar okula gitmez ben bakardım ona.
Annemden başka kimsem yok onu da kaybedemem.

________________

Hastaneden çıktığım gibi eve gittim. Yarına kadar uyumak istiyordum.
Duşumu aldım. Pijamalarımı giydiğim gibi yatağa uzandım. Artık güzel bir uyku çekebilirdiimm.


Alarmın sesiyle uyanmak zorunda kalmıştım. Ne çabuk sabah olmuştu. Sanki hiç uyumamış gibiyim.
Odaya dolan güneş ışınlarıyla gözlerimi ovuşturdum.

Zorla da olsa yataktan kalktım üstümü giydim ve direk evden çıktım.
Vakit kaybetmemem gerekiyordu yoksa baş hekim beni öldürebilir. Bir riski göze alamam.

Arabama biner binmez Son ses bir şarkı açtım bir an önce ayılmam gerekiyor. Hastaneye gelir gelmez kapının önünde durmuş yanındakilere emir veren yüzbaşını gördüm. Adını bile bilmiyorum. Bu gerçekten sinir bozucu.

"Günaydın yüzbaşı bugün daha az sinir bozucu gibisiniz."

Yüzbaşı bana bakarak kaşlarını çattı.

"Ah evet işte şimdi o sinir bozucu yü başı geri geldi."

Yüz başı bana doğru döndü bir adım atarak aramızdaki mesafeyi kapattı.

"Seninle ne zaman bu kadar samimi olduk doktor? Mesafe biraz mesafe."

Yanımdan geçip gitti. Lanet olası aptal adam.
Mosofe!
Tabi mesafe!!
Bende diyorum daha az sinir bozucu. Hayır bu kaba adam tam bir öküz.

Keyfimi bozmak istemediğim için gülerek hastaneye girdim. Gördüğüm herkese başımla selam verdim ve asansöre bindim.

Kuzeyin olduğu odaya çıkıp nasıl olduğuna bakmalıydım.

Asansörde 12. Kat tuşuna bastım ve beklemeye başladım. Asansörden indim ve doğruca kuzeyin odasına gittim.

Oda da çok sayıda çiçek vardı. Ziyaretçisi çok olmuş gibi duruyor.

"Günaydın kuzey!!"

Kuzey yatakta bana doğru döndü ve hemen oturur pozisyona geldi.

"Günaydın doktor ışık!"

Yatağa doğru yaklaştım ayak ucuna oturdum.

"Nasılsın? Ayağın nasıl?"

"Çok daha iyi ağrı kesici sayesinde ağrımıyor. Sana bir teşekkür borcum var. Beni sen kurtardın. İyileşir iyileşmez sana borcumu ödemek istiyorum."

"Ne borcu Kuzey. Unuttun galiba ben doktorum ve bu benim işim."

"Haklısın,ama yine de teşekkür etmek istiyorum."

Kuzey gerçekten nazik ve sempatik biri. O yüzbaşı'ndan sonra çok iyi geldiğini söylemem gerekiyor.

"Eğer biraz dolaşmak istersen sana yardım edebilirim."

"Nasıl yardım edeceksin? Bu ayakla yürümem mümkün değil."

Kuzey üzgün bakışlarla ayağına bakmaya başladı. Onun haline öyle üzülmüştüm ki.

"Tekerlekli sandalyeyle biraz gezebiliriz. Hava da almış olursun."

"Sen istiyorsan olur."

"Hemen geliyorum."

GÖREV İCABI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin