Hastaneden Ayazla beraber çıkmıştık. Annemi görmek bana iyi mi geldi kötü mü anlayamadım.
Ayaz'ın desteğini hissetmek bana iyi gelmişti.Arabayı Ayaz kullanıyordu. Yaklaşık bi saattir yoldaydık, üs bu kadar uzakta mıydı yoksa bana mı öyle gelmişti?
Hayır bana öyle gelmemiş, İzmir dışına çıkıyorduk.
Ne oluyordu?"Ayaz üs bu tarafta değil ki. İzmir'den çıkacağız." Dedim. Ayaz onaylarcasına başını salladı.
"Evet. Üsse gitmiyoruz." Dedi Ayaz. Ne demek gitmiyoruz? Nereye gidiyorduk?
"Neden? Nereye gidiyoruz?" Diye sordum merakla. Ayaz bana bir kaç saniye baktı ardından yeniden yola döndü.
"Düşündüm de biraz kafanı dağıtmaya ihtiyacın var. Bir kaç gün hem sana hem kendime izin veriyorum doktor." Dedi Ayaz. Ne izniydi bu şimdi?
"Neyden bahsediyorsun yüzbaşı?" Diye sordum Ayaz'a bakarak.
"Tatile çıkıyoruz doktor hanım." Tatil mi? Ben ve Ayaz beraber tatile mi çıkacaktık? Baş başa?
"Sadece sen ve ben mi?" Diye sordum. Ayaz başını aşağı yukarı salladı.
"Sadece sen ve ben. Noldu doktor? Benimle baş başa kalmak istemez misin?" Ayaz'a baktığımda gözlerinde yoğun bir duygu geçtiğini gördüm ama bu duyguyu pek anlamış değildim.
Konuyu değiştirmek istercesine; "Tam olarak nereye gidiyoruz yüzbaşı?" Diye sordum.
Ayaz bıkkın bir nefes bıraktı, "çok soru soruyorsun doktor. Gidince görürsün." Bu dediğinden sonra konuşmak yerine arkama yaslanarak yolu izlemeye başladım.
2 saat sonra:
En sonunda araba manisa da bir tatil köyünde durmuştu. Burası oldukça güzel görünüyordu.
Arabadan inip etrafı biraz inceledikten sonra ufak bir tebessüm ettim.
Ayaz bunu görmüş olmalı, "Beğendin mi?" Diye sordu. Ayaz'a bakarak kocaman sırıttım ve başımı heyecanla aşağı yukarı salladım."Buna sevindim." Diyerek beni eve doğru yönlendirdi.
İçeri girdiğimizde bizi küçük ama hoş bir salon karşıladı. Evin içi genellikle ahşap renkteydi. Bir yatak odası, banyo ve tuvalet birleşik ve küçük bir mutfak vardı.Bir dakika bir yatak odası mı? Ayaz ve ben iki kişiyiz ama(?)
"Bir tane yatak odası var. Aynı yerde yatmicaz değil mi yüzbaşı?"
"Niye bu kadar şaşırıyorsun doktor? Alt tarafı uyucaz." Ayaz'ın dediğiyle gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Ne demek alt tarafı uyucaz ya!!
"Şaka yapıyorum doktor. Bana öyle bakmayı kes." Nasıl bakıyordum? Ayrıca şakaysa bunu niye ilk önce söylemiyor? Kalp krizi geçirecektim.
Anladığımı göstermek için başımı salladım. Ayaz bu halime gülmüştü. Benimle resmen eğleniyordu.
"Yemek mi yesek ya ben çok acıktım." Diye sordu Ayaz bu teklifi geri çeviremezdim çünkü gerçekten kurt gibi acıkmıştım.
"Olur. Ne söylüyoruz?" Diye sordum merakla. Ayaz bana anlamıyormuş gibi baktı. Neyini anlamıyordu?
"Ne söylemesi ışık? Kendimiz yapicaz." Kendimiz mi yapicaz?
"Ben yemek yapmayı bilmiyorum ki." Dedim çaresizce. Ayaz şok olmuş gibi bana bakıyordu.
"Nasıl bilmiyorsun? Yemek yapmayı bilmeyen kız mı olur?"
Her kız yemek yapmayı bilmek zorundadır değil yüzbaşı karahan."Çok fazla çalışıyorum ve yemek yapmaya vaktim olmuyor. Zaten öğretecek kimsem de olmadı." Dedim. Gözlerimin dolduğunu hissetmiştim. Ayaz bunu görmüş olmalı ki konuyu değiştirmeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREV İCABI
Romanceışık Clark İngiliz babadan ve Türk anneden dünyaya gelen bir kız çocuğu. . ışık, İzmir'in en gözde hastenesinde doktordur. Annesi yaklaşık 5 yıldır kanserle mücadele etmektedir. ışık, annesi için her türlü fedakarlığı yapar fakat annesi hayata gözle...