'KUZEY YILDIZI'

53 20 5
                                    


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bugün askeriye de ilk günüm. Sabah erkenden uyanmıştım.
Şimdiden Askerlerin yarısıyla tanışmıştım.
Hiçbiri huysuz Ayaz gibi değildi. Burda günlerim çok iyi geçecek gibiydi.
Sabah bir tane kadın gelmiş ve bana kuralları anlatmıştı.
Saat sabahın 7'siydi yemekhaneye kahvaltı için inmiştim.

"Günaydın ışık!"

Sesin geldiği yöne döndüğümde kuzeyi gördüm.
Kuzeyi görmek beni mutlu ediyor.

"Günaydın kuzey."

"Beraber yemek ister misin?" Diye sordu kuzey.
Burda en çok samimi olduğum kişiydi kuzey.

"Tabi ki." Teklfini seve seve kabul ettim.
Beraber tabağımızı hazırlayıp boş masalardan birine oturduk.
Burda benden başka sadece üç kız daha vardı. Onların ikisi hemşire, biri de bana kuralları anlatmaya gelen kadındı.

"Eee ilk günün nasıl geçti?"
Meyve suyumdan bir yudum alarak kuzeye döndüm.

"Yani şu ana kadar yüzbaşı'nı görmediğim için gayet güzel geçti."
Kuzey bu söylediğime kahkaha atmıştı.

"Sahi yüzbaşı'nı bugün bende görmedim. Ne zaman görsem bana kök söktürüyor ya."

Kuzeyin dedikleriyle dudağımın bir kenarı kıvrılmıştı. Ayaz'ın en iyi yaptığı şey insanlara emir vermek. Tabi bunu yaparken bile çok etkileyici
görünüyor.

"Burda yıldızlar çok güzel görünür. Bu akşam işin yoksa beraber izlesek mi?"
Yıldızları izlemeyi hep çok sevdim. Ama daha önce tam olarak net göremedim.
Kuzeyin teklifi bana çok cazip gelmişti.

"İşim yok. Yani olur izleriz. Peki burdan ay nasıl görünüyor?"

"Aa işte o muazzam görünür. Tıpkı senin gibi."
Dedi kuzey ve ben şok! Öylece kalmış kuzeyin yüzüne bakıyordum.
İltifat etmişti değil mi? En son ilkokulda sevdiğim çocukdan iltifat almıştım.

"Öyle mi? Yani bu güzel demek değil mi?"
Dedim ve kuzey de bana inanamayarak bakıyordu.
Ya salak ışık aynı senin gibi diyo tabi güzel demek istiyo. Ne kadar odun olabilirsin acaba??!!

Kuzey gülerek bana bakmayı sürdürdü. Ardından ekledi.

"Tabi ki de güzel demek. Güzelsin ışık. Çok güzelsin. Ayrıca bunun farkında olmicak kadar da saf bir güzelliğin var."

Kuzeyin bu nazik sözleri beni etkiliyordu.
Hep böyle nazik olması mı gerekiyor yani öyleyse buna alışmak zorundaydım. Yoksa her söylediği güzel sözde trene bakan öküz gibi bakacaktım.

"Teşekkür ederim kuzey. Söylediğin her şey için."

"Öyleyse anlaştık değil mi? Akşam hava kararınca tesisin dışında buluşuruz."

"Anlaştık. O zaman ben odama çıkıyorum."

"Tamam. Dikkatli ol. Bir şeye ihtiyacın olursa bana gelebilirsin."

Kuzey'in yanından ayrılıp yemekhanede çıktım.
Odam hemen revirin'in yanındaydı. Acil durumlarda daha çabuk yetişebilmem için böyle seçilmişti.
Aslında odama gitmek istemiyorum.
Odam bana çok boğucu geliyordu. Biraz düşündükten sonra tesisi gezemeye karar verdim.
Tesis yani askeri üs oldukça büyüktü.
Dört bir yanı ormandı. Dışarıda nöbet tutan onlarca asker vardı.
Bir kısımda ise eğitim gören askerler vardı. Orman yolunda biraz yürümek istiyordum.

Tesisten dışarı çıkıp yürüyüş yoluna girdim. Kuş sesleri ve yaprakların hışırtılı sesinden başka bir şey yoktu.
Rahatladığımı itiraf etmeliyim.

GÖREV İCABI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin