"Belki de insanlar yaşamaya değer bir şey kalmadığı için intihar ediyordur". Hayır o insanlar çevrelerinde yaşamaya değer bir şey bırakmayan insanların kurbanı olarak ölüyordu...
Ayaz nihayet büyücünün evine varmıştı. Ev demek yetersiz kalırdı gerçi burası büyük bir şatoydu. Şimdi sıra ne diyeceğini düşünmeye gelmişti, böyle bir anda kapısına dayanıp ona ne açıklama yapabilirdi acaba. Ama çoktan bir karar vermişti bile Asena için bunu yapacaktı ve çokta kararlıydı asla bu karardan dönmeyecekti.
Poyraz yan yatakta kalbinden Kübra'nın kalbine bağlı olan serum ile yatıyordu. Kalbinde bulunan zümrütten Kübra'ya giden her kan onun yaşama umudu oluyordu. Lucas gelmiş gerekli kontrolleri yapmış ve artık Poyraz'ın durumunun kötüleştiğini anlamıştı. Poyraz Kübra için yaşama tutunmaya çalışırken sanki birisi uçurumda duran düşmemek için tutunan parmaklarına acımasızca basıyordu. Poyraz bilincini kaybediyordu artık şu bahsedilen derin uykuya dalacaktı.
Ayaz daha fazla dayanamamış ve şatonun tamda o büyük kapısının önüne gelmişti. Muhafızlardan birisi hemen atılmış ve "Buraya ne için geldin?" diye sormuştu. Ayaz "Büyük usta ile görüşmem gerek krallıktan geliyorum durum acil." demişti. Aslında Ayaz krallığın son varisiydi ve ünlüydü ama pek yüzünü göstermediği için insanlar onu tanımayabilirdi. Muhafız tam lafa atılacakken diğer muhafız söze girmişti " Sizin buraya giremezsiniz! Buraya büyük üstadımızın emrine göre sadece krallık yetki belgesi olanlar ve krallık ailesinden gelen kişiler yani kral, kraliçe veya son varis!" demişti. Ayaz ise soğukkanlılık ile "Ben zaten son varis yani veliaht prensim." demişti. Ama muhafızlar ona inanmayarak kahkaha atmaya başlamıştı. Az önceki muhafız tekrar söze girmişti "Yalan söylemekte hiç iyi değilsin genç adam, anlatılana göre son varis hem vampir hükümdarı olacak hem de ateşe hükmeden son kişi olacak sende ateşe üflüyor musun yoksa?" demişti. Ve tekrar kahkahaya boğulmuşlardı. Ayaz ise hemen kapının yanında duran meşaleyi işaret ederek izle demiş ve anında elini şıklatarak ateşin muhafızın başındaki tüylü başlığı yakmasına izin vermişti. Muhafız acı içinde koşarak kafasını söndürmeye çalışırken aynı anda bütün muhafızlar diz çökmüştü Ayaz'ın önünde. En sonunda başlığı yanan muhafızda gelerek hemen önünde diz çöküp " Kusura bakmayın majesteleri hadsizlik ettik lütfen bizi cezalandırın!" demişti.
Poyraz bilincini kaybetmek üzereyken hala bir şeyler sayıklıyordu. Aklından geçenleri dışına vuruyordu tamamen. Artık tam bilinci kapanacağı zaman söylediği cümle ile Lucas onun ne demek istediğini anlamamıştı ama bunun Poyraz'ın bilinç altında yaşadığı bir olay olduğuna hem de çok derin bir etki bıraktığına emindi ve son cümlesi ise şu olmuştu ardından gözlerini belki de açamayacak olarak kapatmıştı. " Senin beni bulduğun o soğuk günde ki gibi peri kızı, sen beni kurtarmıştın şimdi sıra bende..."
DEVAM EDECEK...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON VARİS
Vampirİnsanlar ve Vampirlerin bir arada yaşaması imkansızdı bu yüzden insanlar vampirlerle hiç karşılaşmazdı ama nerdeyse hiç.Bilmedikleri şey aslında her insanın hayatında bir vampirin kol gezdiği gerçeğiydi.Yani bir insan bir Vampir demekti...