9

195 23 1
                                    

Eve vardığımda Asya Hanım beni karşılamıştı.

''Kızım, günün nasıl geçti?'' diye sordu. Her ne kadar dramatize etmek istemesem de bu sözleri 1 ay öncesine kadar neredeyse hiç duymamıştım. Gülümsedim.

''Güzeldi. Birlikte oturup önce kahvaltı yaptık sonra soru çözdük arada tekrar bir şeyler atıştırdık hatta diğer sınıflardan çocuklar bile geldiler ama ayrı masaya oturdu onlar.''

''Onlarla niye oturmadınız anneciğim?'' Sesinde her zaman beni rahatlatan bir şefkat vardı. Her şeyi anlatabilirmişim gibi hissettiriyordu. Doğru olmasını dilerdim.

''Ya onlar biraz garip. Anlarsın ya. Hem bizle pek oturmak istiyor gibi durmuyorlardı. Neyse ben çok açım yemek yiyelim mi?'' dediğimde başını salladı.

''Orada yersin diye yemek yapmamıştım, makarna yapalım mı?''

''Olur.'' dedim ve üzerimi değiştirip ellerimi yıkadım. Gruba da ''Vardım'' yazmayı ihmal etmedim. Mutfağa geçip Asya Hanıma yardım etmeye başladım. Hala anne demekte çok zorlanıyordum ve kaçınmak için elimden geleni yapıyordum ama şu var ki böyle devam edersem bi' terslik olduğunu mutlaka anlayacak. Bu yüzden az da olsa anne diye seslenmeye başlamıştım.

''Anne, domates püresi nerede?'' dedim buzdolabına bakarken.

''Şu tencerenin arkasında.''

Makarnamızı hazırlamayı bitirdikten sonra yemeye başladık. Ben de neler yaptığımızı malum detayları atlayarak güzelce anlattım. Yüzüne baktığım zaman beni dinlemekten mutlu olduğu çok net görünüyordu. Vera'nın babası da böyleydi. Elinden geldiğince her gün arar, hafta sonları ise eve gelirdi fakat bu hafta acil işi çıktığı için gelememişti. Bu yüzden Asya Hanım yalnız hissetmesin diye onunla vakit geçirmeye özen gösteriyordum. Ama göğsüme yine o bıçak saplanıp durdu. Asya Hanım gerçek değil. Onun gerçek olmayan duygularını önemsememe gerek yok, değil mi? Hikaye benim üzerimden bile ilerlemiyor. Belki Lal olsaydım...

''Kızım, iyi misin? Daldın gittin.'' Gözlerimi açtığımda elimdeki tabağı yaklaşık 5 dakikadır suyun altında yıkadığımı fark ettim.

''Ay suyu israf ettim ya!'' dedim kendime gelip. Hızlıca musluğu kapattım.

''Önemli değil anneciğim daha çok dikkat ederiz de... sen ne düşünüyordun?''

''Şey... bu hafta deneme dönemi başlıyor biraz gerginim.'' diyebildim sadece.

''Biliyorum bursunu korumak için üzerinde çok yükün var ama yapabilirsin endişelenme.'' demesiyle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Benim bir de bu bursu korumam mı lazımdı? ''Hadi kalanları ben hallederim sen git dinlen biraz.'' dediğinde ellerimi kuruladım ve teşekkür edip odama geçtim. Telefonu elime alıp Selin'e yazdım.

Siz: Bugün ne oldu anlatmam lazım

SeLal: Ne demek ne oldu hangi ara oldu?

Siz: Tuvalete gittiğim sırada oldu

SeLal: Ay lütfen bi daha sıkıştırıldım deme bana

Siz: Hayır ama daha iyisi mi daha kötüsü mü bilmiyorum

Olan biteni uzun uzun yazarak anlattım.

SeLal: Biliyordum o kızın durmayacağını

Siz: Valla ben de biliyordum ama bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum

SeLal: Planı ne sence?

Siz: Ya onun ne planı olabilir?

Klişeye Açılan KapıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin