Medya: peranın giydikleri
Oflayarak elimi alnıma vurdum. Telefonum aşağıda kalmıştı ve benim Dinçsoylarla aynı ortamda bulunmak istemediğim aşikardı.
Yatakta otururken gözlerimi odada gezdirdim. Mecbur aşağı inecektim çünkü odada vakit geçirebileceğim çok bir şey yoktu.
Dün akşam Koraylar geldikten sonra eve dönmüştük, Pars sinirle onlara baktığı için elimden geldiğince hızlı bir şekilde onları aynı ortamdan çıkarmıştım. Güliz de bizimle gelmişti evine.
Sabahleyin de kahvaltıdan sonra telefonumu salonda unutmuştum.
Yataktan kalkıp eşofman takımımı düzeltip odadan çıktım. Hızlı adımlarla merdivenden inip salona ulaştım.
Bütün Dinçsoylar buradaydı. Hepsinin bakışları bana dönünce gerilsem de takmamaya çalışıp telefonumu unuttuğum koltuğa ilerledim. Güliz oturuyordu iki kişilik koltukta.
Onun yanında duran telefonumu alıp gidecekken Betül hanımın sesiyle durdum.
"Bizimle otursana sende Pera" bir şey demeyip Gülizin yanında ki boş yere oturdum. Gerilmek istemiyordum. Boş ifademle hepsine baktım. Zaten onların da bakışları bendeydi.
Boğazımı temizleyip bakışlarından rahatsız olduğumu belli ettim. Betül hanım sessizlikten sıkılmış olacak ki konuştu.
"Biliyorum çok iyi başlangıç yapmadık ama bizim hakkımızda ne düşünüyorsun Pera"
Bir kaç dakika sessizliğimi koruyup düşündüm. Elimde ki telefonu döndürürken dudaklarımı araladım.
"Üvey aileme benziyorsunuz" onlarla ilk karşılaştığımız zaman ailemle ettiğim tartışma akıllarına gelmiş olacak ki Betül hanım biraz bozulmuştu.
"A-aa niye öyle diyorsun Peracım, çok iyi insanlar, bana da çok iyi davrandılar, hatta hep beraber bir yerlere gidip gezdik." Beni kıskandırmak için dediği şeyler ile çok içten bir kahkaha attım.
Hepsi bana şaşkınca bakarken ben gülmemi durduramıyordum.
"Çok iyi insanlar zaten Gülizcim, ben kötüler demedim. Şu ana kadar bana annelik, babalık yapamasalarda ne olursa olsun sahip çıktılar. Ama onlar maalesef işkolik insanlar Güliz. Ben küçükken bana bakıcı veya abimler bakardı. Onlar ben olduğum için öyle davranmadılar. Kişilikleri böyle olduğu için böyleydiler. Yani beni kıskandırmaya çalışmak için dediğin şeylere inanmıyorum."
Güliz bariz bir şekilde bozulurken umursamadım.
"Bizi eski ailene benzettin. Yoksa dramatik bir geçmişin mi var biyolojik kardeşim" dedi Furkan alaylı bir şekilde. Burnumdan güldüm.
"Maalesef biyolojik abiciğim, dramatik bir geçmişim yok. Hatta sizin geçmişinizden bile daha iyi bir geçmişim var diyebilirim. Tolga abim, Tugay abim ve ikizim Pars ile, sokaktaki arkadaşlarım ile mükemmel, aklınızın hayalinizin duracağı bir çocukluk geçirdim.
Şükrediyorum sizin ile büyümediğim için. İyi ki bebekler karışmış." Son sözüm bunlar olmuşken ayağa kalktım.Telefonuma gelen bildirimler ile kaşlarımı çattım.
Alemdar💪🏻: abicim telefonunu açan kişi kim
Alemdar💪🏻: ve neden abuk subuk konuşuyor
Alemdar💪🏻: beni oraya getirmeyin
Alemdar💪🏻: iyi misin, değilsen söyle gelip alayım
Alemdar💪🏻: ki bu insanların yanında iyi olduğunu düşünmüyorum
Alemdar💪🏻: neler oluyor!?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavacun | Karışan Bebekler
Teen Fiction"Bir lavacunla geldiğimiz noktaya bak, hastane odası!" "Lahmacun demek istedin heralde?" "Lahmacun, lavacundur" Bir lahmacun aşkı, bir karışan bebekler hikayesi. Lahmacuna aşık iki arkadaş, kardeşte diyebiliriz. Umursamaz, serseri, hafif bir şekilde...