Sadece düşünüyordum.Evime geri dönmek istiyordum fakat orada bir hayatım yoktu.Ama burada beni bekleyen bir yolculuk vardı.Sihir yapabileceğimi öğrendim 'Elf' taşı ölümcül bir taştı.Beni öldürebilecek,tüm dünyayı yok edebilecek bir güce sahipti.Koray'dan yardım istedim.Bana yardım etmezse ne olacağını bilmiyorum.
-Koray?
Koray başını kaldırarak bana baktı.
-Yardım edecek misin?
başını salladı.Mutlu olmuştum ama içimden dıştan sert bir insan olmam gerekiyordu.
-Gidelim.Takip et beni
yataktan ağır ağır kalktım.Ve Koray'a doğru ilerledim.
-Sen arabaya bin ben geliyorum.
-Tamam
kapıyı açıp dışarı çıktığımda rahatlamıştım.En azından arkamda duran ve beni destekleyen birisi vardı.Arabaya bindim.Koray'ı beklerken o da dışarı çıktı.Arabaya bindi.Fakat bana hiçbir şey söylemedi.Acaba sorsa mıydım? Evet soracaktım.Derin bir nefes alarak Koray'a dödüm.
-Koray? bana öğretecek misin?
Arabayı çalıştırmaya başlamıştı bile.Ardından bana döndü.
-Alev bu senin için çok tehlikeli.Sper'ler 'Elf' taşının sende olduğunu öğrenmiş olmalılar ve senin peşine düşecekler.
-Sper mi? o da ne?
Koray bir yandan bana bir yandan da önüne bakıyordu.
-Yolda karşılaştığımız yaratık.Yani bir çeşit yaratık türü. Adını 'Elf' taşından alıyorlar. Ve onlar taşla doğdular yani seni öldürmeye çalışacaklar.
Beni öldürmek istiyorlar
-Ama bana öğretirsen bana bir şey yapamazlar.
-Bunu sonra düşüneceğiz. Şi-
derken Koray'ın sözünü kestim.Yolda bir çeşit hayvan vardı ve ona çarpmak üzereydi.
-Koray durdur arabayı!
Koray arabayı durdurmadı.Bir anda elini kaldırdı sol tarafı işaret etti ve hayvan havalanmaya başlayarak arabanın önünden çekilerek sol tarafa doğru uçtu.Bu nasıl olabiliyordu? Koray'ın güçleri mi var?
-K-Koray sen sihir yapabiliyor musun?
-Evet.Başka soru sorma.
-Ama bana neden söylemedin?
-Daha yeni tanıştığım birine her şeyi söyleyecek değilim!
Of!
-Tamam bunu geçiyorum.O zaman sihir biliyorsan bana öğretebilirsin
Evet bana öğretebilirdi hem de çok güzel olurdu.
-Daha fazla soru sorarsan öğretmeyeceğim.
Sustum.Sustum çünkü bana öğretmesi için sustum.Yarım saatlik bir yolun ardından Koray arabayı durdurdu.Dışı Ruh evine benziyordu.Peki buraya neden gelmiştik? gerilmeye başlamıştım.Koray'a biraz yaklaşmıştım.Çünkü çok kötü sesler geliyordu.
яд
яд
яд
Bu dil Rusçaydı.Fakat ne anlama geliyordu bilmiyordum.Koray bana baktı. Korktuğumu anlamıştı.Beklemediğim bir anda ellerime uzanıp tuttu.Hemde sıkıca.Değer verdiği bir kişi gibi tutuyordu.Elleri çok güzeldi.Bana tekrar baktı.Yüzünde hiçbir ifade yoktu.Ben ise ona sadece gülümsedim.Ama çokta değil merak etmeyin.
-Burası neresi Koray?
dedim fısıltıyla.
-Ruhlar Sarayı.
-Burada ne yapacağız?
-Sakin ol Lara ben buradayken sana kimse bir şey yapamaz.Sana sihir öğretmemi istemiyor muydun?
Başımı salladım.O buradayken bana zarar gelmezdi.
-İstiyorum fakat...
-Koktuğunu biliyorum.Ama şuan savunmasız bir haldesin.Her an biri çıkıp sana saldırabilir.
Kapıya doğru ilerledik.Kapıyı açınca gelen gıcırtı sesi beni daha da ürpertti.İçeri girince bir genç bizi fark edip bize doğru yaklaştı.
-Hoşgeldiniz.Koray hangi rüzgarlar attı seni buraya?
derken konuşmaya devam etti.
-Yanına ilk defa birisini getirmişsin.Hemde güzel birini
Çocuk beni baştan aşağı süzdü.Çok pis bakışları vardı.Koray sinirlenmiş gibiydi.Ama ilk defa hak verdim.Gerçi ona ne?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğa'nın Sırrı
FanfictionAlev, Kaza Sonucu Başka Bir Dünyaya Işınlanır.Ölümcül Güçlerini Fark Ederken Yanında Demir Ona Eşlik Eder.Ayrıca 'Burshel' Adlı Tanımadığı Kişiden de Notlar Gelmeye Başlar.Kendini Ölüme Esir Edecek miydi?