İyi okumalar.
.
.
.
.Taehyung'un gelip benden özür dilemesinin ardından bir hafta gecmişti. Ona düşüneceğim demiştim ve gerçekten düşündüğümde en mantıklı cevabın hayır olduğuna karar vermiştim.
Biliyordum ki o kaleye geri dönersem aynı şeylere devam edecekti çünkü kalede onun sözü geçiyordu. Oraya tekrar döndüğümde bana karşı davranışlarının değişeceğinin garantisi yoktu. Ona karşı ne bir şey yapabilirdim ne de söyleyebilirdim. Yapabileceğim tek şey kızmaması, sinirlenmemesi için dua etmek.
Ben artık o baskı içinde yaşamak istemiyorum. Sadece üniversiteyi bitirip düzgün bir şekilde işime gidip gelmek, çocuklarla ilgilenmek istiyorum.
Bir daha da gelmemişti zaten. Artık gül de göndermiyordu.
Gönderdiği güller de solmuyordu. Yapay değildi o kesin ama solmuyordu. Hâlâ ilk günkü gibi kırmızı ve canlıydılar. Bu çok tuhafıma gidiyordu ama bir yandan Taehyung verdiği için normal geliyordu. Taehyung gerçekten ayarlarımı iyice bozmuştu. Ondan hoşlandığıma inanamıyorum!
O konuda da bir sonuca varmış değildim ki. Benim için o anlık bir şey miydi yoksa gerçekten mi hoşlanmıştım? Bu belirsizlik beni bitiriyor!
Neyse şimdi bunları düşünmenin sırası değil.
Acaba Jimin ne yapıyordu? En son Yoongi, onunla birlikte kalmak istemediğini söylemişti. Arasam açar mıydı ki?
Denemekten zarar gelmez diyerek telefonumu elime aldım ve tanıştığımız ilk günden verdiği numarayı çevirip Jimin'i aradım. Telefon saniyesinde açılmıştı.
.
"Efendim Jungkookie?"
"Jimin-ssi nasılsın?"
"İyiyim, ya sen?"
"İyiyim. Şey diyecektim eğer gelebileceksen bana gelsene."
"Hemen geliyorum. Konum atarsın."
.
Telefon kapandığında gülümseyip ona konumu gönderdim ve telefonu yanıma koydum.
Jimin anlaşılan Yoongi'nin yanında değildi. Eğer orada olsaydı kesinlikle gelmezdi. Acaba aralarında ne olmuştu? Neyse Jimin gelsinde bir dedikodu kazanı kaynatalım.
Kapı zili çaldığında kalkıp kapıyı açtım. Jimin vakit kaybetmeden içeri girip kollarını bana doladı. Bu tür ani fiziksel temaslara alışık olmadığım için ilk başta şaşırmıştım fakat daha sonra bende ona sarıldım.
Benden ayrılıp gülümsedi ve içeri geçti. Bende kapıyı kapatıp peşinden gittim.
"Eee Jungkook nasıl kaçtın bakalım."
"Yoongi sağolsun. Çok yardımcı oldu."
"Hm evet. Siz baya yakınsınız sanırım hm? Sevgili misiniz yoksa?"
Gözlerimi kocaman açıp elimi iki yana salladım.
"Hayır hayır bizim aramızda asla öyle bir şey olmadı, olamaz. Yani ben asla o gözle bakmadım."
"Anladım. Sizi o gün öyle görünce yanlış anladım. Ki normal bence."
Kıskandığı belliydi. Ama önce Yoongi gelip öpmüştü beni. Benim hiçbir suçum yoktu ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Campfire | taekook
FanfictionYazın çocuklar için olan izci kampında öbek başı olan Jungkook bir akşam çocuklara vampir hikayeleri anlatırken onu izleyen bir çift gözden habersizdir.