İyi okumalar.
.
.
.
.Jungkook
Hani olur ya, bazı zamanlarda kendinizi boşluğa düşmüş hissedersiniz. Yapayalnız ve kimsesiz bir şekilde sadece savrulursunuz. İşte bana da şu an bundan oluyordu.
Arabada oturmuş Taehyung'u beklerken bir anda arabanın kapıları kilitlendi ve içeriye bir gaz dolmaya başladı. Ne olduğunu bilmiyordum fakat bu gaz görüşümü bulanıklaştırıyor ve göz kapaklarımı ağırlaştırıyordu.
Öksürerek, bir kolumla da burnumu kapatarak kapıyı açmaya çalışıyordum ama işe yaramıyordu. Uyku beni tesiri altına yavaş yavaş alıyordu. Gözlerim kapanmadan önce en son gördüğüm şey arabanın etrafına dizilen bir sürü siyah cüppeli insandı.
Gözlerimi araladığımda kendimi büyük bir cam kafesin içinde buldum. Üstü kapalı ve altı kapalı olan bu cam kafesin tam ortasında bir sandalyeye zincirlenmiş hâlde oturuyordum.
Görüşüm hâlâ bulanıktı ve etraftaki nesneleri tam seçemiyordum.
"T-Taehyung..."
Bir gülüş sesi duyduğumda başımı bir sağa bir sola çevirerek etrafa baktım. Kimse yoktu ama bu gülüş filmlerdeki o kötü adamın kahkahası gibiydi.
"Taehyung gelip seni kurtaramaz ama boğulduğunu görmek hoşuna gidecektir."
Görüşüm netleşmeye başladığında nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Bir tiyatro sahnesindeydim! Karşımda da bir kamera vardı.
"Benden ne istiyorsun!?"
"Senden değil ama başka birisinden almam gereken bir intikam var."
Yukarı baktığımda kafesin üzerinde orta boyda bir delik gördüm. Yüzüme su damlaları düşmeye başladığında hareket edip ellerimi çözmeye çalıştım. Siktir bu adam delirmiş!
Taehyung
Yoongi bana telefonu ile bir video göstermeye çalışırken araba kullanmaya çalışıyordum.
"Yoongi, gerçekten sırası mı şu an!?"
"Taehyung beni dinlemiyorsun, Jungkook diyorum sana!"
Jungkook dediği anda ona dönüp telefona baktım. Jungkook cam bir kafesin içinde sandalyeye zincirlenmiş bir şekilde duruyordu. Kafesin üzerinden de içeriye su doluyordu. Su şimdiden bilek boyunu geçmişti.
"Siktir Yoongi! Neresi burası!?"
"Bulmaya çalışıyorum! Taehyung çok zamanımız yok."
O anda çalan telefonla telefonumu alıp açtım ve kulağıma dayadım.
"NE VAR AMINA KODUĞUMUN OROSPUSU!?"
"Ayıp oluyor ama Taehyung, insan eski dostuna böyle mi der?"
Kaşlarımı çatıp Yoongi'ye baktım.
"Neyden bahsediyorsun? Nereden tanıyacağım seni!?"
"Kendimi sana tanıtmamı bekleyecek kadar zamanın yok Taehyung. O çok değer verdiğin Jungkook birazdan sular altında kalacak. Onu bulabilmek için 3 saatin var, bakalım dedikleri kadar var mısın?"
Telefon yüzüme kapandığında küfür edip gaza asıldım.
"Yoongi onu bul hemen!"
"Elimden geleni yapıyorum Taehyung!"
Jungkook
Sonumun geldiğini hissediyordum. Su bileklerime kadar yükselmişti ve ben ellerimi çözemiyordum. Zincirlerimden kurtulmak çok zordu. Biraz daha oyalanırsam kesinlikle ölecektim!
![](https://img.wattpad.com/cover/361347544-288-k228901.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Campfire | taekook
FanfictionYazın çocuklar için olan izci kampında öbek başı olan Jungkook bir akşam çocuklara vampir hikayeleri anlatırken onu izleyen bir çift gözden habersizdir.