Reglim bu sabah itibariyle bitmişti ve ben sonunda normal düzenime devam ediyordum. Öyle çok da düzenli bir insan değilim gerçi ama regl dönemi tüm dengemi alt üst ediyor. Sabah erkenden uyanıp banyo yapmış, mis gibi bir cilt bakımı ile kendimi ödüllendirmiştim. Bu da bana iyice enerji verdiğinden diğerleri için güzel bir kahvaltı hazırlamaya başlamıştım.
Hala uyudukları için dinlediğim müziğin sesini biraz kısarak biberleri doğramaya devam ettim. Arkada çalan şarkıya eşlik ediyordum bir yandan. Stella Jang, bayılıyorum bu kızın sesine.
"Winter dream swims in my pot
Little cup of tea, lovely dream of mine."Doğradığım biberleri kızgın yağa döküp pişirmeye başladım, ardından çırptığım yumurtaları da üstüne ekledim. Kendimi kaptırmış bir şekilde şarkıya devam ediyordum; "Santa please, come to remind
Merry Christmas to you all~"Ki...
"Nisanın ortasında ne christması?"
Yerimde zıplayarak arkama baktım Felix'in sesi ile. Ne ara çıkıp geldi bu çocuk, fark etmemişim bile!
"Beni korkuttun!"
Gülerek masadan bir elma aldı ve yemeye başladı, "Fark ettim, kalp krizi geçirdin resmen."
"Tanrım..." onu boş vererek işime döndüm, şarkı da bitmişti zaten. Adım seslerini şimdi daha net duyabiliyordum, yanıma gelmişti.
"Sesin güzelmiş." diyip göz kırptığında istemsizce gülümsedim. Ama ona katılmıyordum.
"Hiç de değil."
Güldü, "Ne yapıyorsun? Yardım edeyim."
"Yeşil soğanları doğrayabilirsin."
Kafasını sallayıp kesme tahtasını önüne çekti ve bıçaklıktan bir bıçak aldı. Göz ucuyla ona baktığımda odaklanmış bir şekilde soğanları küçük küçük kestiğini gördüm. Nedensizce onunla ilgili şeyler öğrenmek hoşuma gidiyordu, bu yüzden sessiz kalamadım.
"Yemek yapmayı sever misin?"
"Pek sayılmaz, iyi bir aşçı değilim."
Ben de sadece bir yemek biliyorum, onu da Felix'e daha önce yapmıştım zaten.
"Ama öğrenmek isterim, yani eğlenceli olabilir."
Kafamı salladım, "Bence de öyle. Mutfakta zaman geçirmek hep çok eğlenceli oluyor."
"İşin sonunda yemek yemek varsa tabii ki eğlencelidir, değil mi?" diye sorup göz kırptığında sesli güldüm, "Kesinlikle."
"Aa, bu ne yeni evli çift aktiviteleri gibi? Ne yapıyorsunuz siz?" mutfağa giren Jisung, bize imalı imalı bakarken dolaptan soğuk su aldı kendisi için.
Yeni evli çift mi demişti o? Aptal çocuk ya! Felix'in sessizce güldüğünü fark etmemiş gibi yaptım çünkü bu daha çok utanmama neden olacaktı.
"Şurada sizin için kahvaltı hazırlıyorum, böyle mi teşekkür ediyorsun?"
Yaklaşıp elini alnıma koyduğunda kaşlarımı çattım. Ne yapmaya çalışıyor bu kaçık?
"Ateşin de yok ki."
"Ya üf!" elini ittirip önüme döndüm, salak. Tamam, çok sık kahvaltı hazırlamıyor olabilirim, ama bu onların suçu. Alex'i mutfak konusunda övüp duruyorlar, mutfak Alex'in alanı gibi bir şey oldu bizim için.
"Ay mis gibi kokuyor." dünden kalma Ryujin de mutfağa girince ona döndüm, "Oo prenses? Kendine gelebilmişsin. Ayıldın mı bari?"
"Uğraşma benimle Abel ya..." tabaktaki patates kızartmasından aşırmaya başladı. Dün onu yatağına kadar taşıdığım için bana bir sırt masajı borçluydu. Hayır bir de sırtımdan inmek bilmemiş, Felix taşımak istediğinde ona bağırmıştı 'Ben Abel’dan başkasını istemem!' diye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Ideas | Lee Felix
Fanfiction+15 "Sorgusuz sualsiz birine güvenmek istiyorsan, aynaya bak. Çünkü bu hayatta bir tek kendine güvenebilirsin; tabii eğer kendini de kandırmıyorsan..." 22.03.2024 ©adoyyakli