kamu spotu; sağlığınız için satır arası yorum yapınız.
°
|Anlatıcı Bakışı|
Ryujin, önünde durduğu hapishaneye dolu gözlerle bakıyor; içeri girecek cesareti kendinde bulanıyordu yine.
Onu arkasında sabırda bekleyen Alex, Ryujin'in titrediğini fark edince yanına gidip kolunu omzunun üstünden atarak sıvazladı ve kulağına fısıldadı, "Hiçbir şeyi yapmaya mecbur değilsin, sadece kalbini dinle."
Ryujin gözlerini kapattı, gözyaşları arttı. Her görüş gününde buraya gelip annesini görmeden dönmekten çok yorulmuştu. Hep bir umut diye gelir burada dururdu, ama içeri girecek cesareti bulamazdı kendisinde. Babasını görmeye gitmezdi bile, onu görmek için can atıyor değildi. Ama annesiyle bir kerecik olsun konuşmak istiyordu. Fakat onu görmeye dayanabileceğini zannetmiyordu.
Başını öne eğdi Ryujin, "Onu çok özledim..." diye mırıldandı. Annesinin de babasının pis işlerine bulaşmış olması, onu masum görmesini engelliyordu. Annesi de en az babası kadar suçluydu. Ama ne olursa olsun, onun kollarına girmeyi özlemişti. Ona sımsıkı sarılıp anne kokusunu içine çekmeyi özlemişti.
"O zaman git ve hasret gider Ryujin, o da seni bekliyordur."
Ryujin kafasını iki yana sallayarak gözlerini açtı ve Alex'e döndü, bir yandan da gözyaşını sildi elinin tersiyle.
"Yapamam. Onu hapishane kıyafetleriyle aklıma kazımak istemiyorum, onu en son gördüğümde yeterince kötüydü zaten. Buna dayanamam Alex... Annemi çökmüş bir şekilde göremem."
Ağlaması artınca Alex endişeli ve hüzünlü bakışları eşliğinde Ryujin'i kendisine çekip sıkıca sarıldı.
Ryujin ona olan soğuk tavrını çok da abartmadan sürdürüyordu şu birkaç gündür. Gerçekten işe yarıyor olmalıydı çünkü Alex onun bu soğukluğunu garipsiyordu. Uyanır uyanmaz kendisine kocaman gülümseyen ya da yolda yürürken bir bahaneyle elini tutan Ryujin yoktu artık. Birlikte film izlemeyi de teklif etmiyor, sahilde yürüyüş yaparken koluna da girmiyordu.
Ama görüş günlerinde Alex hep Ryujin'in yanında olmuştu bugüne kadar, ve bu şimdi de değişmemişti. Ryujin hazırlanıp evden çıkarken Alex hemen yanına gitmişti birlikte çıkmak için. Buna gerek olmadığını söyleyen Ryujin'i dinlememişti bile. Ryujin'in bu hale geleceğini biliyordu, onu yalnız bırakamazdı. İyi ki de bırakmamıştı.
Ryujin dakikalarca Alex'in omzunda ağladıktan sonra geri çekildi, nemli yanaklarını sildi.
"Gidelim."
"Emin misin Ryujin? Sonraki görüş günü iki hafta sonra."
"Umurumda değil, yapamıyorum zaten. Sadece gitmek istiyorum."
"Peki, sen bilirsin. Ama eve gitmeyelim, biraz gezip hava alalım hm? İster misin?"
Ryujin kafasını salladı, "Olur."
Belki biraz iyi hissedene kadar Alex'e olan soğuk tutumunu bırakabilirdi. En azından bugünlük.
°°°
|Abel Gyu|
İzin günümüzde Ryujin görüş günü için erkenden çıkarken ben evde kalıp dinlenmeyi tercih etmiştim. Kafede çalışmak güzeldi, alın teriyle kazandığım para bana çok kıymetli geliyordu. Ama fazla yorucuydu. Shining Luna Kafe'nin fazla popüler olması bizim için hem iyi hem kötüydü. İyi maaş alıyor ama müşterilere zar zor yetişiyorduk.
Kendime bir kahve yapıp odamdaki balkona çıktım. Hava çok güzeldi. Akşam üzeri olduğu için güneş hafif batmış, bulutlar pembemsi bir renk almıştı ve rüzgar tatlı tatlı ediyordu. Hiçbir şey yapmadan gökyüzünü izlemek bile insana huzur veriyor böyle havalarda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Ideas | Lee Felix
Fanfiction+15 "Sorgusuz sualsiz birine güvenmek istiyorsan, aynaya bak. Çünkü bu hayatta bir tek kendine güvenebilirsin; tabii eğer kendini de kandırmıyorsan..." 22.03.2024 ©adoyyakli