|14. BÖLÜM|

101 9 0
                                    

Merhaba herkese nasılsınız?
Bölüm biraz geç geldi bu yüzden özür dilerim sizden.
Ayrıca 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun!

Bu bölümü sizlere yani sevgili okurlarıma ithaf ediyorum 🤍🪽

Bölüm şarkımız "Anlamazlar - Kerem"

Keyifli okumalar dilerim 🍀✨️

"Nerede kaldın? Bekle bekle, kök saldık yakında çiçek açıp meyve de veririz."

"Geliyorum, yoldayım dedim ya işte!"

"Ne bağırıyorsun kız, hem suçlu hem güçlü."

"Azıcık daha bekleseniz ölür müsünüz? Mümkünse ikide bir aramadan bekleyin ama."

"İyilik yaramıyor sana da be kızım, aramayıp ne yapalım hanımefendi?"

Derince bir nefes alıp kaskımı deponun üstüne koyup kafamı da kaska yasladım.

"Her aradığında motoru sağa çekmem, eldivenleri falan da çıkarmam gerekiyor ya hani?"

"Öyle mi oluyor? Pardon."

"Hadi, daha fazla oyalama beni."

Tarık başka bir şey demeden hızlıca kapattım telefonu. Kaskımı tekrar takıp yola devam ettim. Her zaman kullandığım kestirme yolda çalışma varmış, bu nedenle yolu uzatmak durumunda kalmıştım.

Çocuklar yaklaşık bir saattir tek kelime etmeden beni bekliyordu, tabi Tarık hariç, o demediğini bırakmadı, sağ olsun.

En sonunda beni bekledikleri tünele giriş yapmıştım. Tüneli inleterek yanlarına geldiğimde motordan indim. Hepsi farklı kafada takılıyordu anlaşılan.

Aylin kendi halinde motoruyla ilgileniyordu, Burak abi her zaman olduğu gibi telefondaydı, zaten yakında telefonun içine düşecekti. Cem ve Defne desen yine sarmaş dolaşlardı. Tarık ise Cem'i sinirlendirmekle meşguldü, benden sonra Cem'e sarmıştı demek ki.

"Dikkat!"

Hepsi bana bakarken Aylin ellerini açıp şükretmeye başladı.

"Ulan, verda, öyle bağırılır mı? Telefonumu düşürüyordum."

"Ooo, Burak bey, aman dikkat edin, telefon olmadan iki dakika yaşayamazsın."

"Tarık, kes sesini! Tabii ki dikkat ediyordum, ben telefonuma etmez olur muyum hiç."

Defne, Cem'in elinden tutarak yanımıza geldi, ardından müthiş taklit yeteneğini konuşturdu.

"Efendimiz! Kıymetlimiz!"

Hepimiz kahkahalara boğulurken Burak abi mimik bile oynatmadı.

"Çok fazla boş yapmayın, saplarım hepinize."

Gülerek Burak abi'nin yanına gidip elimi omzuna koydum ya da koydum sayılır, çünkü biraz uzundu kendisi.

"Abi, girme o topa, zararlı çıkan sen olursun, sonra malum, her seferinde aynı manzarayla karşılaşıyoruz."

Her gazlamada Burak abi beni bile geçeceğini söyleyip en arkada kalıyordu, telefonuna odaklanmadığı zaman sonunculuktan bir anda üçüncülüğe yükselebiliyordu ki bu çok nadir görülen bir olaydı.

"Görürüz."

Aylin elindeki bezi bize doğru savurup motorunu işaret etti.

"Siz daha iyi görebilin diye tertemiz yaptım. Nasıl da parlıyor değil mi?"

Öldürücü Vuruş / Yarı texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin