1.2

205 10 3
                                    

Zümra'dan

Gözlerim yavaş yavaş aralandı,elimde bir el hissi vardı sıcak bir el hissi ,tanıdık bir his çok tanıdık bir his...

Gözlerim gözleriyle buluştu,içim titredi...

Kafenin arka kısmındaydık kuzey ayakta bana bakıyordu Ayaz tam yanımda elimi tutuyordu.

Elimi elinden kurtarıp ayağı kalktım, bir iki adım geri gidip gözlerinin içine baktım ve o an içim cız etti.

Gözlerinde öyle bir duygu vardı ki ellerim titredi...

Bedenim benden izin almadan aramıza açtığım mesafeyi kapatıp boynuna sarıldım.

Sanki bu anı yıllardır bekliyomuş gibi sımsıkı sardı beni...

Ne kadar sürdü bilmiyorum bana saniye gibi gelsene uzun bir süre sarıldık.

İlk ben ayrıldım ve eminim ki ayrılmasaydım ayrılmazdı

Aramızda çok büyük bir çekim vardı gözlerinden gözlerimi çekemiyodum.

Sessiz bakışmamızı kuzeyin sesi böldü

"bana burda neler olduğunu açılmaya ne dersiniz?" Tok bir sesle konuşmuştu normalde böyle konuşmazdı Ayazdan kaynaklı olmalıydı.

Ona doğru döndüm "bir şey olduğunu yok bayıldım sadece" diyerek ön kısma geçtim.

Geçmez olaydım...

İçeri de savaş çıkmıştı. Kendi ellerimle yaptığım pastam şuan yerleri öpüyordu.

Çocuğumu kaybetmişim gibi gözümden yaşlar düşmeye başlamıştı.

Bir anda kapıdan patronunuz girdi.

Ve bana dehşet edici bakışlar yolluyordu. "Senin hala burda ne işin var?" Dedi sert sesiyle

Sesi o kadar serti ki irkilmemek için kendimi çok sıkmıştım.

Ayaz gelip elimi tuttu ona döndüğüm de elinde benim çantam vardı.

Galiba kovulmuştum..

Son kez kuzeye bakıp el salladım ve hızla ordan çıktım.

Ayazın elini de o hızla itmiş oldum. Çokta iyi yaptım.

Dışarı çıkınca elinden çantamı alıp içinden kulaklığımı çıkarıp taktım.

Onu dinle, sakince
Bitiremedim seni içimde
Yaşadığım her şeyin tek sorumlusu belki de sensin be
Zor geliyo' bazen yaşamak

Anıl berke

Ve yağmur yağmaya başladı.

Ben hızla yürümeye başladım, oda benimle beraber yürüyor..

Nereye gittimi bilmeden yürümeye devam ettim,adımlarımı hızlandırarak ayazdan uzaklaşmaya çalıştım.

Biraz ilerledikten sonra kolumda sıcak elini hissetim,kolumu elinden kurtarıp arkamı döndüm.

Yağmurdan ikimizinde saçları ıslanmıştı.

Kısa bakışmamız sonrası ilk konuşan ben oldum "Bunca zaman sonra neden geldin?" dedim sesimin soğukluğuna ben bile şaşırmıştım.

Gözleri dolmuştu.

Ben ise ağlıyordum,yağmur sanki bunu saklamak için daha da hızlı yağmaya başladı.

Bir adım yaklaştı "kapalı bir yere geçelim hasta olacaksın." dedi ve etrafına bakınmaya başladı.

Hasta olacakmışım.

Benim kahkaham tüm sokağı doldurdu oda sesimi duyunca bana doğru döndü.

"Hasta olurum diye mi korkuyorsun!?" Sağol ya, neredeydin bugüne kadar? Neredeydin senin için ağladığım zaman, hastanelik olduğum zaman!? Şimdi çıkmış hasta olma diyorsun,sen kimsin bir anda hayatımda yer edinip sonra da çıkıp gidip üstüne de geri dönüp hiç bir şey olmamış gibi davranbilceğini mi sanıyorsun!?" O kadar hızlı konuşmuştum ki nefesiz kalmıştım.

O ise sadece dinledi.

Derin bir nefes aldı "senden sadece beni bir kere dinlemeni istiyorum. Lütfen" dedi ve elini

O ve eli arasında gözlerim mekik dokudu. Elini tutmadan yürümeye başladım.

Onun eskiden şarkı söylediği yere doğru gitmeye başladım. Oda arkamdan benle aynı yavaşlıkta adım atıyordu.

Neden?

Hep bir neden aradım,her defasında içimde bir savaş verdim bugün bu savaş sonlanacaktı.

Kafeye geldiğimizde onu ilk dinlediğim yere geçtim oda karşıma oturdu.

O kadar ıslanmıştık ki galiba gerçekten hasta olacaktık.

Ellerimi masanın üzerinde birbirine kenetlendim.Ona bakmadan direkt ellerime odaklanmıştım.

Hafifçe öksürdü, elli çeneme uzandığında gözlerim gözleriyle buluştu, o kadar derin ve anlamlı bakıyordu ki...

Elini çekti "2 ay neredeydim, haklısın bir insan neden çekip gider üstelik haber bile vermeden ama inan bana anlattığım zaman beni anlarsın" Dedi

Umarım anlardım umarım ki öyle olur..

Gözlerini yumup açtı "amcam beni İngiltereye götürdü,çok direndim ama olmadı 2 ayın sonunda birden bire gidebileceğimi söyledi inan nedenlerini bende bilmiyorum." Dedi

Tek neden bu muydu?

Hiç bir şey yerli yerine oturmamıştı,başımı iki elimin arasına aldım tam o anda telefonuma bildirim geldi.

05**: eğer bulunduğun yerden 1 dakika içerisinde kalkmazsan o çok sevdiğin Ozan ölür. Şakam yok..

Sesli şekilde güldüm tam o anda yeni bir bildirim geldi

05**:Yanında ki arkadaşa bir şey söylersen ölümü daha erken olur.

05**: bir fotoğraf gönderdi

Ozan tek başına bir parkta oturuyordu.

Neydi bu şimdi? Bir şey belli etmemem gerek sakin ol. Ayaz pür dikkat beni izliyordu bir sorun olduğunun farkındaydı.

"Benim kalkmam gerek başka zaman tekrar konuşuruz." Dedim ve toparladım.

"Bir sorun var değil mi?" Ciddiyetle beni süzdü

"Var ya da yok sadece şunu bil seni ilgilendiren bir durum yok." Dedim biraz ağır kaçmıştım ama yapacak bir şey yoktu.

"Seni ilgilendiren herşey beni de ilgilendirir " dedi

"Söylemek istesem söylerdim zaten" dedim ve hızla kalktım.

Bir kaç adım atmıştım ki yine kolumu tuttu sıkmıştı ,sertçe kolumu kurtardım.

"Bana sorunun ne olduğunu söyle" dedi

Benden günah gitmişti.

"Sevgilim rahatsızlanmış yanına gitmem gerek." bunu derken İçim cız etti ama onun başını belaya sokmadan anca böyle kurtulabilirdim.

Bir adım geriye gitti bir adım daha telefonumun çalmasıyla kafamı telefonuma çevirdim o numara arıyordu.

Kafamı geri kaldırdığım da Ayaz yoktu. Gitmişti..

Telefonu açtım ve duyduğum sesle şoka girdim...



Yorucu bir dönem geçirdim ve yazma isteğim bir süre yok olmuştu ama bu
dönemin sonuna geldim o yüzden tekrar Ayaz ve zümraya devam etmek istedim...

Yazarken huzur buluyorum umarım okurken de siz bulursunuz...

Oy vermeyi unutmayın..

Kalp.kalp.kalp
~M

Gecenin 3 'ü (Yarı texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin