Bölüm 2: NORMAL BİR GÜN(!)

70 1 1
                                    

Günümüz~
Tek yapabileceğim koşmaktı. Evet, bugün yine okula geç kalmıştım. Bu benim suçum değildi. O afacan köpek
bir türlü peşimi bırakmamıştı. İçimden tek dediğim,"Koş kızım koş! Yoksa hoca seni beni dinlemez atar okuldan.
Sonra yalvar yalvarabilirsen." Birden kendimi hocanın karşısına geçmiş özür dilerken düşündüm. Nedense hayalimdeki ben daha güzeldim. 1-0 hayali karakter önde.
Hızımı almış koşuyordum ki birden önümden bir bisikletli geçmesin mi kornaya basarak. Hayır, yine bu çocuk! Yine beni sinir etmeye gelmişti fakat buna izin vermeyecektim. Bu sefer olmaz.

"Oooooo! Seni iyi gördüm küçük kurt."dedi arkaya hızlıca bakarak. Sinsi bir tilki gibi gözlerini kısmıştı.

"Benim bir adım var süper zeka! Artık haddini aşıyorsun."

"İltifat için teşekkürler canım."Hadi ama! Neden her söylediğim lafla kendini övüyordu.

"Neden beni rahat bırakmıyorsun? Neden yani anlamıyorum."Ben hâlâ koştuğum için nefes nefese kalmıştıştım. O ise keyifli bir şekilde bisikletini sürüyordu.

"Git başka birine bulaş Fuat. Beni
rahat bırak."

Yüzünü yapmacık bir şekilde somurtarak,"Ama sana bulaşmak daha zevkli."

"Benden uzak durman için illa sana beddua felan mı okumam gerekiyor."

Bu söylediklerim onun neşesini getirmişti. İşte o an anladım. Benim bu çocuktan kaçma imkanım yok. Bu çocuk beni asla ama asla yalnız bırakmayacaktı.

"Canım Fuatcım. Lütfen artık düş yakamdan. Bak iyilikle söylüyorum."

Çocuk bana bile bakmadan tek bir cümle söyledi,"Napim"
Sustum çünkü onunla tartışmaya girmeyecektim. Ben barışçıl bir insandım.

Okulun önüne geldiğimizde o bisikletinden indi ve bana göz kırptı. Benim bir bisikletim yoktu hatta benim hiç oyuncağım dahi olmamıştı ki.

Ben okuldan içeri soluk soluğa girdim ve hemen kendi bölümüme gitdim. Sınıftan içeri başımı soktuğum zaman öğretmenin hâlâ gelmediğini gördüm. Hızlıca koşarak sıraya oturdum ve öğretmeni beklemeye başladım.
Artık sıkıntıdan patlayacaktım ki
öğretmen içeri girdi. Herkes ayağa kalktı ve her gün olduğu gibi aynı selamlaşma:

-Günaydın gençler

-Sağol(asker gibi olduk burada)

-Oturabilirsiniz.

Herkes oturunca öğretmen gülümsedi,"Gençler bugün harika bir haberim var."dedi. Kumral saçlarını sıkı bir topuz yapmıştı ve elinde kitapları vardı. Her zaman ki gibi gibi sade bir makyaj yapmıştı.

Benim birkaç sıra önümde oturan Fuat,"Okullar tatil mi oluyor?"dedi sırıtarak. Onun bu kadar enerjik ve şakacı olması beni şaşırttığı kadar güldürüyordu da. Bu çocuk deli fişekti. Deli fişek olduğu kadar fit biriydi.
Her gün okuldan sonra dövüş kursuna giderdi.

Onun bu sorusuna karşı tüm sınıf
güldü. Ben ise gülüşümü gizlemek için yanaklarımın içini ısırıyordum.

"Hayır, üzgünüm Fuatcım ama okullar malesef tatil olmadı. Bugün okula herkes tarafından tanınan Bora
Beyoğlu gelicek."

"Herkes sevinmişti lakin ben somurttum. O adam bildiğiniz dolandırıcıydı. Neymiş efendim kurtlara kapışmış. Kimse bu yalanı bana külliyen
yutturamaz.

"Peki, ne zaman onunla tanışacağız?"bu sınıfın süslüsüydü. Onun kitaplarla ilgilenmesi açıkçası sinirimi
bozmuştu. Yanlış anlamayın ama o kız bir kitap dahisi olduysa ben se İsviçre prensesiyim. Hadi ama kızın elinde bir tane bile kitap görmedim. Evde okuyorsa o ayrı tabi.

ADALETİN GÖLGESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin