Bölüm 16: Kurma Bebek

24 1 0
                                    

Yağmurun gür sesi kulağıma bir müzik gibi geliyordu. Oturmuş sesi dinliyordum. Bir kemanın çıkardığı ses gibi huzur veriyordu. Yanımdaki sobadaki ateşten çatırdama sesleri yükseliyordu. Sobanın üzerindeki çaydanlık kaynarken bense sadece dinliyordum. Bu eşsiz melodi benim hayatımı anlatıyor gibiydi. İnsanının dinledikçe dinleyesi geliyordu.
Ninem yanıma yaklaştı ve tabure çekip oturdu. Elindeki çay bardağına çayını koyduktan sonra her zaman yaptığı gibi iki şeker atıp çayını karıştırdı.

Ninem saçlarımı eliyle severek,"Yağmuru seviyor musun?"diye sordu.

Ben kafamı aşağı yukarı sallayarak,"Evet, yağmur bana güzel bir melodi gibi geliyor."

Ninem bir kaşını kaldırarak,"Yağmurdan korkmuyor musun? Yağmur seni korkutmuyor mu?"diye sordu. Sesindeki tını meraktan ziyade gizemliydi. Bense bunu kafamda çok fazla sorgulamadım. Onun böyle davranmasına alışıktım.

"Hayır, korkmuyorum."dedim kendimden emin bir şekilde.

"Emin misin?"

"Evet,neden korkmam mı gerek?"

Ninem derin bir nefes çekerek,"Şuan bu korunaklı yerde olmadığını ve evsiz olduğunu varsayalım. Yine de korkmaz mıydın?"

Ben kafamı hayır anlamında salladım. Yağmurdan neden korkmam gerekiyordu ki?

Ninem çayını masaya koyup elimi tuttu ve kendiyle beraber beni ayağa kaldırdı. Ona ne yaptığını dahi sormama izin vermeden beni çadırın dışına çıkardı. Gökyüzü öyle bir gürlüyordu ki içimde bir ürperti hissettim. Biri beni cimciklemiş gibiydi.

Ninem elimi bırakmadan beni sokağın ortasına kadar eliyle getirdi. Etrafı sis sarmıştı ve bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. İliklerime kadar ıslanmış ve üşüyordum. Gökyüzü bu sefer öncekinden daha yüksek sesle gürledi. Gökyüzü şimşeklerin çaktığını gördüm. Kafamı çevirince ise rüzgarın çatılardaki saçlardan biri çatıdan koparıp uçurduğunu gördüm. Ellerim buz tutmuştu. Artık o yağmurun güzel melodisi yerine can çekişen bir kuşun sesini duyar gibi oldum. Belki de bu kuş değil benim iç sesimdi.

Nineme baktım. Yüzünü tam net seçemesemde gözlerini bana diktiğini hissettim. Elimi onun elinden kurtarmak istesemde bana izin vermedi. Verse bile sanırım ben istesem bile gidemezdim çünkü ayağım prangalarla bağlı gibi hissediyordum. Özgürlüğüm elimden alınmıştı sanki. Biri başıma silah dayıyordu. Bir yere yıldırım düşünce sıçradım.

"Korkuyorsun Gül. Korkmadığını söylesen bile korkuyorsun çünkü..."dedi ninem benden tekrar etmemi istermiş gibi.

Ben de,"Çünkü..."dedim.

Ninem gülümseyerek,"Güveneceğin ve sırtını dayayacağın bir barınak yok artık. Hâlâ o melodiyi duyuyor musun? Hayır,cevabın bu olurdu değil mi? O senin melodi dediğin ses güvenden geliyor. Seni bu şiddetli yağmurdan koruyan bir yer vardı ama artık yok. Seni ısıtan soba vardı ama artık o da yok."

ADALETİN GÖLGESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin