Çevresinde ki insanlara baktı,bir saniye önce yaşayan ama şuan yanan insanlara.
"Aptallık ettin Arla. Kendi gücünün üstünde ki bir gücü yıkabileceğine inandın."
Sustu Arla. Konuşmadı, konuşamadı.
Cidden bunca insan şuan onun yüzünden yanarak ölüyor...
'bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder; çünkü,her yerde olmak hiç bir yerde olmamaktır.'
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
...
Bir insan aynı anda bir çok yerde bulunabilir miydi? Birinin düşünde, birinin gerçekliğinde,birinin kalbinde,birinin aklında… Aynı anda bir çok insan olmaması gereken bir yerde olabilir miydi?
Şuan nerede olduğumuzu bilmediğimiz bu yerde olmak zorunda mıydık? İnsan ölürdü,şüphesiz herkes bir gün ölürdü ama insan ölümle oyun oynamazdı. İnsan yaşamak için bir sınava tabi tutulurdu evet ama vahşice bir oynunun içinde olmazdı bu.
Başımın ağrısı şiddettini arttırırken zar zor yattığım yerden doğruldum. Yaşıyordum,yine yaşıyordum. Kim ölmüştü? Kimin ölümüyle yaşıyordum? Gözlerimi açtığımda bir kaç saniye nerede olduğumu kavramaya çalıştım. Çünkü burada olduğumdan beridir olduğum yerde değildim yani Ling'in yanında oturmuyordum. Bu lanet, kuyu gibi kapısı bile olmayan yerdeydik ama Alex'in yanında oturuyordum şuan. Herkesin yeri değişmişti, sanırım adsız biri değişiklik olsun istemişti.
Gözlerim herkesi taradı. Ezra,Alex,Laura,Eva,Ivan,Peter,Pooya,Rai,Ling,Noah,Umut,Dima,Hazel hepsi yaşıyordu. Shu Li dışında herkes burdaydı.
Herkes sersemleşmiş bir şekilde uyanıp bir kaç dakika ne olduğunu kavramaya çalıştı. Yavaş yavaş kendimize geldiğimizde yine aynı şey oldu.
Bir anda farklı bir yerde belirdik,hepimizin ortasında bir havuz göründü. Shu Li suyun içine girdi ve hızla yüzmeye başladı. İnce bedeni titriyordu,teni bembeyaz kesilmişti. Anna'yı öldüren karartı bir anda havuzun başında belirdi bir müddet öylece durdu ve havuzun kapağı sertçe kapandı. Shu Li havuzun içinde boğularak ölecekti. Karartı bir anda kayboldu,bir kaç saniye hepimiz bekledik. Havuz kapağı tekrar açıldı ve Shu Li'nin cansız bedeni ortaya çıktı. Göğsünde ki büyük bir yarıkla yavaşça suyun dibine gömüldü. Ve bu kadar. Fragman bitti ve biz yine aynı yere geri döndük.
"Kahretsin." Diye fısıldayan Ezra yanında oturan Pooya'nın kafasını omuzuna yaslanmıştı. Pooya ağlarken,Ezra ona sarılıp varlığını hissettirmeye çalışıyordu. Acaba Shu Li'nin de böyle sarılıp ağlayabileceği, omuzunda uyuyabileceği birisi var mıydı? Shu Li'ye ve arkasında bıraktığı biri varsa ona acımaya devam ederken gözlerim herkesin üzerinde gezindi.
Neredeyse hepimiz gördüğümüz canice şeyden sonra şoka girmişken adsız biri yanımızda olduğunu hissettirmek için konuşmaya başladı.
"Shu Li en çok çikolatalı kurabiye yemeyi isterdi. Annesi onu hiç sevmedi, sürekli şiddet uyguladı ve kızının üzerinden para kazandı. Sürekli istismar edildi, aç bırakıldı,insan dışı şeylere maruz kaldı. Siz insanlar o kadar yaratıcısınız ki çok farklı şiddet yöntemleri uyguluyorsunuz. Bu yaratıcı fikirlere maruz kalan biride Shu Li'ydi. Aslında bana minettar olmalı sonuç olarak onu bir süreliğine de olsa annesinin yanından aldım. Hatta artık sonsuza kadar annesinin yanında olamayacak."
