8. KIRIKLARI BİRLEŞTİRMEK

47 5 0
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı
unutmayın!

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Biri vardı, kendi olan. Biri vardı, ben olan... Bini vardı, kendileri olan, bini vardı sadece ben olan...'

Ansızın oluşan sessizlikte kafasının içinden çalkantıyla dolu geçmişi bir bir geçen Adas, karşısındaki adama bakarken gözlerinden akan nefret öyle büyüktü ki, birazdan bu öfkeden tüm karakol nasibini alacak gibiydi.

Onun adı Adas Alacakan'dı.

Anne ve babasına hala hasret duyan bir çocuk vardı içinde. Onun sitemli, çığır açan öfkeli sesi öyle çoktu ki, o sese kulak kabarttı.

Öldürdü, diyordu içindeki küçük Adas'ın sesi. Annemi, babamı o adam öldürdü. Durma, diyordu ama bir yandan da ağlıyordu. Öldür onu, intikamımızı al. Sadece anne ve babamın değil, Dünya teyzem'in, Boris'in intikamını da al. Durma, durma...

Ama Adas öylece durmaktan başka bir şey yapamadı. Ela gözleri karşısındaki adama bakarken yaşlar ondan izinsiz gözlerinde yer edinirken, akmaması için direnmek zorunda kaldı. Rex'e bakarken, çığlıklarla dolu ağlamalar, boğazına dizilerek kusmasına neden olan helvanın tadı, yapayalnız yetimhanede geçirdiği günler, düştüğünde anne diye ağlamalarını görüyordu.

'Bir çocuğun hayatı nasıl karartılır?' sorusunun cevabıydı karşısındaki koyu mavi gözlü, adam.

'Nasıl kimsesiz kalınır?' sorusunun cevabı da oydu.

Tüm çocukluğunun katili o adamdı. Annesiz yattığı gecelerin, babasız uyandığı sabahların, kabusla çığlık çığlığa uyandığı ve aynı odada kaldığı diğer çocukların ondan korkmasını sağlayan adam tam şuan buradaydı.

Şimdi ne yapsındı Adas? Şimdi tam burada karşısındaki adama öfkeyle bakmaktan başka ne yapabilirdi?

Korkuyordu. Yine o, anne ve babasını kaybeden çocuk gibi korkuyordu. Kimsesizdi ama kaybedeceği, ona emanet edilen bir sürü can vardı. Biliyordu, karşısındaki adamın yapabileceği kötülükleri. Ona dokunamazdı, dokunursa kan dökülürdü. Ve yine biliyordu, dökülen kan ona veya kendisine değil, başkalarına ait olacağını.

Adas, tüm öfkesini içindeki küçük çocukla birlikte en kuytu köşeye hapsetti. Gözlerinin önünden geçen tüm anıları sildi, olduğu ana odaklandı. Bakışlarını Rex'ten çekerek yanında şaşkınlıkla karşıdaki adama bakan Pera'ya çevirdi. Gözlerinden akıp geçen duygular oldukça açıktı.

YAN DÜNYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin