Liquor [] YeonBin, BxB, TxT

12

Dün Hueningkai ile yaptığımız gibi başıma gelen herhangi bir olayı heyecanla bir arkadaşa anlatmak, bir partiye katılmak, saçımı alışılmadık bir renge boyamak, içmek, öpüşmek, eğlenmek, sarhoş olmak ve tek başına değil de birileriyle birlikte dans etmek çok güzeldi. Genç olmak çok güzeldi; tahmin edebildiğimden ve hayal edebildiğimden çok çok daha güzeldi.

~~~

Gözlerimi yumuşak kanepede açtığımda dün içerisinde parti yaptığımız salonun oldukça temiz göründüğünü farkettim.

Başımın ağrısı o kadar şiddetliydi ki gözlerimi kapatmak zorunda kalıp yavaşça oturduğum kanepede doğruldum.

"Günaydın prenses."

Hueningkai'nin sesini duydum ve elimi saçlarımın arasına gönderdiğimde elimde bandaj olduğunu farkettim. Dün yaşadıklarım gözlerimin önünden bir kez daha geçerken yavaşça kanepeden kalktım ve başımın ucundaki çantalarımı gördüm.

"Hadi gel kahvaltı yapıyoruz."

Taehyun'un söylediğine karşılık mutfağa girdim ve masaya oturdum.

Tam karşımda bana bakışlarını bile değdirmeden yemek yiyen Soobin'e seslendim.

"Günaydın."

Cevap vermedi ve yemeğini yemeğe devam etti.

Dün ona söylediklerimi hatırladığımda dudaklarım aşağı doğru büzüldü.

Beomgyu kolumu sıvazladığında Hueningkai konuştu.

"Yeonjun, her şey yolunda mı?"

Gülümsemeye çalıştım ve kafamı aşağı-yukarı salladım.

"Gece anneme ulaşamayınca sarhoş kafayla buraya gelmişim, bugün anneme taşınıyorum."

"Neden bu kadar aceleyle çıktın evden? Gecenin köründe hem de."

Taehyun'un sorusuyla bakışlarım sargılı koluma doğru eğildi.

"Klasik babam işte..."

Bir süre sessizlik hakim oldu masaya.

"Yemeğini ye."

Oturduğumdan beri ağzını bıçak açmayan Soobin konuştuğunda bir saniyeliğine göz göze geldik ve tekrardan bakışlarını tabağına dikti.

"Özür dilerim, Soobin. Sarhoştum ne dediğimi bilmiyordum."

Bakışları Taehyun, Beomgyu ve Hueningkai üçlüsü arasında gezdi ve masadan kalkıp tabağını yıkamaya başladı.

"Bu ne ya?"

Hueningkai bir hışımla kalktı ve elini sertçe masaya vurdu.

"Ne zaman bir şeyler gizledik birbirimizden? Noluyo böyle dünden beri bir gizemler, bizimle konuşmamalar falan?"

Soobin sinirle arkasına döndü.

"Onu size sormak lazım, ne saklıyorsunuz benden?"

Beomgyu ayağa fırladığında Taehyun'da onun peşinden kalktı.

"Ne saklicaz be senden? İçimiz dışımız bir hepimizin, bir bok saklayabildiğimiz mi var birbirimizden?"

"O zaman Yeonjun ne saçmalıyor Beomgyu?"

Tüm gözler bana döndüğünde oturduğum yerde irkildim.

Taehyun ve Beomgyu'nun korku dolu bakışlarına karşılık olarak yüzlerine 'Söylemedim!' diye bağırmak isterdim ama ağzımı bıçak açmadı.