06

73 8 2
                                    

Bir babama bir anneme bakıp hızla odama çıktım.

~~~

Mina, Daewoo'nun karşısında durup işaret parmağını tehtidkâr bir şekilde ona doğru savurdu.

"Bir daha çocuğuma elini kaldırırsan seni doğduğuna pişman ederim Choi Daewoo."

Daewoo ellerini pantolonunun cebine yerleştirip tek kaşını yukarı kaldırdı.

"Bu çocuğu hiç büyütememişim, küçük bir çocuk gibi annesine şikayet etmiş beni."

"Ben bir anneyim, hissederim. Yeonjun tek kelime bile etmedi. Ayrıca annen iyi kadındı aslında, seni nasıl bir orospu çocuğu olarak büyütmüş acaba?"

Daewoo'nun yüzündeki alaycı ifade silindi.

"Benimle düzgün konuş, Mina."

"Yeonjun artık on sekiz yaşında, onu yanıma alıyorum. Ve senin bu konuda hiçbir bok yapamayacak olman harika hissettiriyor."

"Oğlumu alamazsın."

"Babalık yapabilseydin bana gelmezdi."

"Ona hayatı öğretiyorum."

"Ona nasıl robot olabileceğini öğretiyorsun."

Daewoo histerik bir gülüş bıraktı ortaya.

"Oğlumu alamazsın."

"Senin oğlun değil desem ne sikim yapabilirsin ki?"

Daewoo'nun gözleri faltaşı gibi açıldığında Mina kahkaha attı.

Daewoo, Mina'nın kahkahasına karşıt daha çok sinirlenirken Mina gözlerini devirdi.

"İnan öyle diyebilmeyi çok isterdim ama maalesef senin gibi karaktersiz değilim Daewoo."

"Karaktersiz olan ben miyim Mina? Benden sonra bir kadınla evlendin, farkında mısın?"

"Bunun neresi yanlış Daewoo?"

"Kadınlardan hoşlanırken benimle evlenmen mesela. Ben en azından seni bir kadınla aldattım, benden ayrıldın ve gidip bir kadınla evlendin."

"İnsanlar iki cinsiyete de ilgi duyabiliyor Daewoo, bu kadar cahil olduğunu belli etmene gerek yok. Zaten yeterince açıktı."

"Benimle düzgün konuş."

"Her ne sikimse."

Mina göz devirip konuşmaya devam etti.

"Kısacası Yeonjun'un yüzünü son birkaç gün iyice ezberlesen iyi olur, pazartesiden itibaren göremeyeceksin."

"Oğlumu da yanlış yola sürüklersen külahları değişiriz, Mina."

"Peki senin literatüründe yanlışın sözcük anlamı tam olarak nedir, Daewoo?"

"Oğlumun erkeklere ilgi duyduğuyla alakalı tek bir söylenti duymayacağım, Mina. Anladın mı beni?"

Daewoo, işaret parmağı, tehtidkâr ses tonu ve alev fışkıran gözleriyle konuşurken Mina şaşkınlığını gizleyemedi ve gözleri fal taşı gibi açılırken histerik bir gülüş bıraktı ortama.

"Duyduklarıma inanamıyorum Daewoo, iğrenç bir insan olduğundan bir kez daha emin oldum."

Kollarını göğüs hizasında bağlarken Daewoo'ya doğru birkaç adım attı.

Mina yaklaştıkça Daewoo, geriye doğru ilerledi.

"Beni tehtid etmek, ha? Çok cesursun, Daewoo. En başında seninle sözleşmeli evlilik yapmamı söylediğini, daha sonrasında red yiyip bana gerçekten aşık olduğuna dair bir şeyler zırvaladığını, evlendikten sonra şirketimde çalışmak için bana yalvardığını, kendi şirketini kurarken tüm sermayeyi benden aldığını, reklamını yapıp sana müşteri skalası çıkarmam için yıllarca her toplantımda götümde dolaştığını ve seni şuan olduğun yere sadece ama sadece beim getirdiğimi unutma Daewoo. Tek bir telefon ile hayatını acınası hale getirebilirim, gücümün farkına var."

Mina, söylediklerinden tatmin olmuş bir şekilde gülümseyip aşağılayıcı bir bakışla Daewoo'yu süzdükten sonra topuklularının çıkardığı yüksek sesle birlikte evin kapısını açıp arkasından çarparak kapattı.

~~~

170224~421

Liquor [] YeonBin, BxB, TxTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin