04

92 14 0
                                    

Nöbetçi öğretmen içeri girdiğinde bizi ayırdı.

~~~

"Sana inanamıyorum, gerçekten inanamıyorum! Beni bu duruma da soktun ya, inanamıyorum!"

Ellerim kucağımda bakışlarım yerde müdür odasının kapısında babamın beni azarlayışını dinliyordum.

"Ne demek kavgaya karışmak aklını mı kaçırdın sen?"

"Ben de bir insanım, sinirlenebiliyorum. Biri üzerime geldiğinde, damarıma bastığında kendimi korumaya çalışıyorum. "

"Bana cevap verme, yeterince rezil ettin zaten beni."

"Baba-"

"Bana cevap verme dedim!"

Kendimi sakinleştirmek adına derin bir nefes aldım.

"İtibarım kalmadı senin yüzünden, bu olay medyaya düşerse neler olur farkında mısın?"

"Sence bu benim suçum mu?"

Babamın gözlerinin koyulaştığını hissettim.

"Ya kimin suçu? Benim mi?"

"Evet senin. Senin saçma sapan kuralların yüzünden başıma geliyo bunlar, insanlar bana acıyıp arkadaşım olmaya çalışıyorlar ve ben küçük çocuk gibi babam izin vermez tavrı takınıyorum. Beni küçüklüğümden beri ne duruma soktuğunun farkında mısın?"

Yüzüme inen sert tokatla birlikte gözlerimin yaşardığını hissettim.

Düşmemek adına duvara tutunup güç aldım.

Babam titreyen işaret parmağını bana doğrultup nefret dolu bakışlarını yöneltti.

"Bana bir daha sakın karşı çıkma!"

Tam arkasını dönüp giderken yutkundum ve ortaya histerik bir gülüş bıraktım.

"Ben annemin yanına taşınıyorum."

Bakışları bana döndü.

"Gidemezsin."

Babamın yanına doğru adımladım.

"Bana bir daha el kaldırma. Seni şimdiki tahtına annemin getirdiğini de unutma."

Yüzüme yediğim diğerinden kat ve kat sert olan tokat ayakta kalmamı engellerken vücudum yerle buluştu.

Babam hızlı adımlarla koridorda gözden kaybolurken iki kolumdan tutulup sandalyeye oturtuldum.

Sadece yeri izliyor, avuçlarımı sıkarak gözyaşlarımın düşmesini engellemeye çalışıyordum.

"Yeonjun..."

Hueningkai'nin yumuşak ses tonu gözlerimi sıkıca kapatmama neden oldu.

Kafamı ellerimin arasına aldığımda duyduğum tok sesle kafamı geri kaldırdım.

"Özür dilerim."

Soobin gözlerini kaçırdığında göz devirdim ve yerdeki çantamı alıp ayaklandığımda kolumdan tuttu beni.

Kolumu kurtarmak adına silkelediğimde tekrardan tuttu.

Yerimde durup derin nefes aldım ve ona döndüm.

"Önemi yok."

Koridorda ilerleyip okul bahçesine çıktım ve banklardan birine oturup dizlerimi kendime doğru çektim.

Çantamdan test kitabımı ve kalemimi çıkarıp kitabı dizlerime yerleştirdim ve test çözmeye başladım.

Yanağımın yanması ve babamla aramızda geçen diyalog, annemin yanına taşınma fikri...

Dikkatimi önümdeki kitaba bir türlü veremediğimde kafamı dizlerime gömdüm.

Annemin yanına taşınma fikri bir anda ağzımdan çıkmıştı.

Sekiz yaşımdan beri annemi yüz yüze görmemiştim, beş yaşımdan beri onunla yaşamamıştım, sadece haftada bir oluşup birkaç dakika süren telefon konuşmaları ve babamın harçlığımı kıstığı zaman gönderdiği paralar...

Onun yanında yaşamak nasıl bir şey, beni kabul edecek mi, babamdan daha mı kötü olacak...

Teneffüs zilinin çaldığını duydum ve bir süre sonra Hueningkai, Taehyun, Beomgyu ve Soobin'in bana doğru ilerlediğini farkettim.

"Jin Hoca seni sordu, bu ders yeni konuya geçecekmiş. Gelmeni istedi."

Beomgyu'nun konuşmasıyla birlikte çantamı aldım ve ayaklandım.

"Gelmiyorum."

"Ne?"

Hueningkai'nin şaşırmış suratıyla söylediği cümleye karşı oturduğum bankın üzerinde kalan test kitabıma baktım ve yavaşça eğilip onu aldım.

"Gidiyorum."

Arkamı dönüp ilerlediğimde Soobin beni kolumdan tutup durdurdu.

"İyi alıştın bunu yapmaya."

"Okulu ekiyorsun, gerçekten mi?"

"Kafam şuanda dersi hiç kaldıramayacak."

"Özür dilerim, baban benim yüzümden vurdu sana."

"Vicdanını rahatlatmana gerek yok, kabul etmiyorum."

"Nereye gidiyorsun?"

"Sanane?"

Hueningkai yavaşça yanımıza ilerledi.

"Soobin bence bırak, kafa dinlemeye ihtiyacı var gibi."

"Teşekkür ederim."

Hızlı adımlarla okul bahçesinden çıktım ve anayola çıkıp gördüğüm ilk taksiyi durdurdum.

~~~

100224~496

Liquor [] YeonBin, BxB, TxTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin