Hızlıca dudaklarını ayırıp üzerindeki bedeni ittirdi ve titreyen bacaklarıyla birlikte ayaklanıp tek kelime etmeden çantasını alıp salondan çıktı.
~~~
Eve girip anahtarlarını girişteki portmantoya attı ve hızlı adımlarla merdivenlere ilerlerken duyduğu sesle arkasına döndü.
"Yeonjun Bey size bir kargo geldi, masanızın üzerine bıraktım."
Yeonjun kaşlarını çattı.
"Peki, teşekkürler."
Odasına çıktı ve kapıyı kapatıp çantasını yatağına bıraktı.
Masanın üzerindeki mor kutuyu aldı ve yatağına oturup kucağına yerleştirdi.
Kutunun kapağını açıp çantasının yanına koydu.
Gözlerinin önüne serilen not kağıdını alıp okuduğunda gülümsedi.
'Partide iyi eğlenceler, birtanem. Beyaz Converselerinle çok yakışırlar. ~Annen🖤'
Not kağıdını yatağa bırakıp içindeki beyaz kıyafetlere baktı.
Beyaz bir kumaş pantolon, beyaz bir oversize blazer ceket ve delik detaylı, transparan, beyaz, dar bir bluz vardı.
Daha sonrasında aklına yarım saat önce salonda yaşananlar geldiğinde yutkundu.
Tüm kıyafetleri ve not kağıdını kutunun içine sıkıştırıp yere attı ve battaniyesinin altına girip kulaklıklarını takıp gözlerini kapattı.
~~~
Yeonjun sabah uyandı ve gözlerini ovuşturup saate baktı.
Saat öğleden sonra üç idi.
Kapısı tıklatıldığında yatağında oturur pozisyona geçti.
"Gir."
Uykulu sesine karşılık oda kapısı yavaşça açıldığında içeri hizmetçilerden biri girdi ve elindeki kağıdı Yeonjun'a uzattı.
"Uzun boylu esmer bir arkadaşınız gelip bunu size bırakmamı istedi. "
Yeonjun anında bu kişinin Soobin olduğunu anlamıştı.
Kağıda uzanıp gülümsemeye çalıştı.
"Teşekkürler."
Hizmetçi odadan çıktığında üzerinde ismi yazan beyaz zarfı açıp içerisindeki kartı çıkartı.
Bu akşamki parti için basılan bir davetiyeydi.
Zarfın içine bir not kağıdı sıkıştırılmıştı.
'Bembeyaz bir partide masmavi bir süprizim var, lütfen gel.'
Yeonjun kaşlarını çattı, nottan hiçbir şey anlamamıştı.
Mektubu baş ucundaki komodinin üzerine bırakıp kalktı ve dün giydiği kıyafetleri çıkartıp rahat, siyah bir eşofman takımı geçirdi üstüne.
Partiye gitmemekte ısrarcıydı.
Cüzdanını ve telefonunu alıp odasından çıktı ve dış kapıya yöneldi.
"Yine nereye Yeonjun?"
"Sana da günaydın, baba. Markete gidiyorum."
Babasından cevap beklemeden dış kapıdan çıktı ve kulaklıklarını takıp markete ilerledi.
Markete girip bir sepet aldı.
Sırayla sepetin içini bir kap ramenle, bir fantayla, birkaç çikolatayla doldurduğunda geçtiği reyona gözü takıldı.
Saç boyalarının olduğu reyonun önünde bir süre bekledi.
En üst rafta gördüğü pembe saç boyasını aldı ve bir süre inceledi.
Daha sonra yerine koyup bir sonraki reyona ilerledi.
Diğer reyondan sepetine bir paket cips attı.
Bir süre olduğu yerde dalıp gitti ve kendine geldiğinde elindeki sepeti yere bırakıp arkasında bıraktığı reyona ilerledi ve bir kutu açıcı, bir kutu da pembe boya alıp hızla kasaya ilerledi.
Parasını ödeyip marketten çıktığında poşetin içindekilere baktı ve derin bir nefes alıp gülümsedi.
Neden yapamasın ki?
Eve koşar adımlarla gidip kapıyı açtı ve hızla odasına çıktı.
Üzerindeki sweatshirtü çıkartıp elindeki poşetle banyoya girdi ve büyük bir heyecanla açıcının kutusunu açtı.
~~~
170324~419
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liquor [] YeonBin, BxB, TxT
FanfictionKafamın güzel olmasıyla birlikte karşımda bana bağıran babamın kelimelerini algılayamıyordum. "Kime diyorum Yeonjun?!" "Hay Yeonjun'unu siksinler..." Fısıldarcasına dediğim şeyi duymuş olacak ki daha çok sinirlendi. "Odana git!"