Mina, söylediklerinden tatmin olmuş bir şekilde gülümseyip aşağılayıcı bir bakışla Daewoo'yu süzdükten sonra topuklularının çıkardığı yüksek sesle birlikte evin kapısını açıp arkasından çarparak kapattı.
~~~
Sabah uyanıp gözlerimi ovuşturdum.
Annemin yanına gittiğim günden beri birkaç gün geçmişti, bugün cumartesiydi.
Yarın parti vardı ve babam ne derse desin o partiye gidecektim.
Kalkıp soğuk bir duş aldım, giyinip masama oturdum. Yüzüme sivilce çıkmasını önlemek adına birkaç tonik ve serum sürüp güneş kremiyle bakımımı tamamladım ve çantama birkaç yedek kıyafet alıp odamdan çıktım.
Dans etmeye gidecektim, babama haber vermemiştim. Artık gerek yoktu zaten.
Mutfağa girip termosuma kahve doldurduğumda kahvaltı masasında oturan babamın sesini işittim.
"Hayırdır sabah sabah?"
"Sana da günaydın baba."
"Nereye gidiyorsun?"
"Dansa gidiyorum."
"Çözmen gereken iki yüz soru var hala, odana geçip onları çözüyorsun."
"Görüşürüz baba."
Termosu çantama atıp mutfaktan dışarı çıktığımda arkamdan gelen ayak sesleri eşliğinde derin bir nefes aldım.
"Sen çok olmaya başladın Yeonjun, odana çık diyorum."
"Gidiyorum baba."
Yüzüme inen tokatla birlikte gözlerim doldu.
"Annenin yanına yarın akşam taşınıyorsun. Şuan hala benim evimde isen benim kurallarıma uymak zorundasın."
"Bana bir daha elini kaldırırsan karşılığını veririm, baba."
İğrenerek söylediği kelimeyle birlikte yüzüne bir tokat daha indi.
Yeonjun hiç düşünmeden babasının yüzüne sert bir yumruk indirdiğinde Daewoo sarsılma sebebiyle kapının pervazına tutunmak zorunda kaldı.
Daewoo, gözünü sinir bürümüş bir şekilde Yeonjun'u boğazından tuttuğunda Yeonjun babasının ellerini açmaya çalıştı.
Daewoo'nun asistanı ve hizmetçiler Yeonjun'un boynuna sarılmış elleri çözmeye çalışırken zil sesi yankılandı tüm evde.
Daewoo sonunda Yeonjun'un boğazına sıkıca sardığı elleri çözerken Yeonjun, yere yığılıp morarmış yüzü ve titreyen elleriyle nefeslerini düzene sokmaya çalıştı.
Hizmetçilerden biri kapıyı açtığında Yeonjun, kapının önünde şok olmuş gözlerle kendisine bakan Soobin'i gördü.
Soobin yerde nefes almaya çalışan ve öksürüklerinin ardı arkası kesilmeyen güçsüz bedene doğru hızlı adımlarla ilerleyip üzerine giydiği boğazı zincirli sweatshirtünün zincirini sonuna kadar indirip kafasını kucağına çekti.
"Yeonjun? Yeonjun iyi misin?"
Kafasını kaldırıp Daewoo'yla göz göze geldiğinde nefret dolu bakışlarını kendisine yöneltti.
"Sen yaptın değil mi, orospu çocuğu? İnsan değilsin Choi Daewoo!"
Yeonjun'un gözünün önüne gelen saçları eliyle arkaya doğru taradıktan sonra yavaşça ve temkinlice güçsüz bedeni kaldırmaya çalıştı.
"Hadi kalk Yeonjun."
Daewoo tek kelime etmeden oğlunun kolunu omzuna atıp yavaşça kaldıran ve evden çıkaran çocuğu izledi.
Sonunda kapı kapandığında hızlı adımlarla kendi odasına çıktı.
~~~
230224~362
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liquor [] YeonBin, BxB, TxT
FanfictionKafamın güzel olmasıyla birlikte karşımda bana bağıran babamın kelimelerini algılayamıyordum. "Kime diyorum Yeonjun?!" "Hay Yeonjun'unu siksinler..." Fısıldarcasına dediğim şeyi duymuş olacak ki daha çok sinirlendi. "Odana git!"