02

109 15 3
                                    

El sallayıp gittiklerinde ise kafamda babamın kelimeleri yankılanıyordu.

'Arkadaş edindiğini duyarsam çok kötü olur Choi Yeonjun. Arkadaşlar zaman kaybıdır, onlara ayıracağın zamanı soru çözmekle harca ve bana layık bir evlat ol."

~~~

Çocuklar bana davetiyeyi verdiklerinden beri sorulara odaklanamıyordum. Gidemeyeceğimi bildiğim halde fazlasıyla gitmek istiyordum.

Düşündüm bir süre. Belki.. bu hafta 800 soruya, 200 soru daha eklersem gitmeme izin verirdi.

Ahh, kimi kandırıyorum ki? Bırakın bin soruyu, üç bin soru çözsem bile izin vermezdi.

Oflayıp oturduğum sıradan kalktım ve sınıftan çıkıp aşağıya doğru indim.

Bir elimi yüzümü yıkasam iyi olacaktı.

Ders saati olduğu için hiç kimse yoktu ortalıkta.

Tam içeri girecekken içeriden fısıldaşırmışçasına gelen tartışma sesleriyle olduğum yerde durdum.

"Beomgyu aptal mısın sen? Soobin'in tepkisi nasıl olur, düşünebiliyor musun?"

"Sen niye bu gerizekalıya bu kadar takıksın ki Tae?"

"Anlamıyorsun işte, o çocuğun okulda bir popüleritesi var, o olmazsa mahvoluruz."

"Nasıl böyle bir şey söyleyebilirsin ya? Bu çocuğa serum gibi bağlı yaşama nedenin ne? Onun ne kadar popüleritesi varsa bizim de bir o kadar var."

"Beomgyu..."

Derin bir nefes alma sesi duydum.

Şuan, burada bu konuşmayı dinlemenin doğru bir şey olmadığını biliyordum ama hayatımda doğru olmayan pek çok şey vardı. Umurumda olduğu söylenemezdi.

"Sevgilim bak, bu çocuk bizim aramızdakileri öğrenirse madara eder bizi okula. Hueningkai de çok saf. Bizim yanımızda da, Soobin'in yanında da olmak isteyecek ve en sonunda insanlar ona da laf söylemeye başlayacak, sırf bizi destekliyor diye. Kaldıramaz o bunu, en yakın arkadaşını kaybetmeni istemiyorum, bebeğim benim."

Eğer şuan lavabodan çıkıp beni görürlerse çok saçma bir duruma düşeceğimi bildiğim için düz bir yüzle içeri girip, sarılan ikiliye baktım.

Kapı sesinden dolayı yüzleri bana dönmüştü.

Bir saniyelik bakışımdan sonra umursamamış gibi davranıp önüme döndüm ve ellerimi yıkamaya başladım.

Yüzüme birkaç kez su attım ve musluğu kapatıp ellerimi çırptım.

"Ne kadarını duydun?"

"Sevgili olduğunuzu anlayacak kadar."

Omuz silktim ve tam çıkacakken kolumdan tutup geri çekildim.

"Kimseden duymayayım bunu, Choi."

"Söyleyecek kimsem varmış gibi..."

Diyerek göz devirdim ve lavabodan çıktım.

Evet, ders çalışma modum tamamen yok olmuştu.

Kantine inip bir şeyler içme kararı aldım ve adımlarım merdivene yöneldi.

Sütlü ve şekersiz bir kahve aldıktan sonra tekrardan okul binasına girdim ve yukarı çıktım.

Sırama oturup kahvemi yudumladım ve tekrardan soru çözmeye koyuldum.

Üçüncü dersin bittiğini belirten zil çalarken kaç soru çözdüğüme baktım.

İki yüz altmış iki soru. Fazlasıyla iyi olduğunu düşünüyordum. Yani toplamda 562 soru çözmüştüm.

Liquor [] YeonBin, BxB, TxTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin