Liquor [] YeonBin, BxB, TxT

03

Parti, arkadaşlar benim neyime? Haftasonu dans edeceğim ve o aptal partiye gitmeyeceğim.

Orda da beni aşağılamalarına izin veremem.

~~~

"Saçmalık bu, bir daha duymak istemiyorum Yeonjun!"

"Baba sadece bir kerelik, bana çöz dediğin soru sayısını çözdüm bile daha hafta bile bitmedi. Sadece birkaç saat, ayrıca Hueningkai'yi tanıyorsun, o davet etti beni."

"Yeonjun, hayır. İzin vermiyorum, partiye gitmek yerine haftasonuna kadar 450 soru daha çözeceksin, bitti! Şimdi okula git, şoför bekliyor."

~~~

Sabah kalabalık sınıftan içeri girip çantamı sıramın üzerine koydum.

Oturup test kitaplarımı çıkarırken Hueningkai karşı sırama oturup bana döndü.

"Günaydın."

Bakışlarımı test kitabından kaldırmadan cevapladım.

"Günaydın."

"Dün biraz sinirlendin gibi, özür dilerim üstüne gelmek istememiştik."

"Umurumda değil."

Hueningkai tam bir şeyler daha söyleyecekti ki Soobin yanıma oturup kolunu omzumda attı.

"Yok yok bir şeyi yok, baksana kafasını kitabından kaldırmıyor yine."

Ona atabileceğim en kötü bakışı atıp omzuma yerleşmiş kolu sertçe ittim.

"Partiyi temalı yapmaya karar verdik haberin olsun, kostüm partisi olacak sen de inek kıyafeti giyip gelebilirsin."

Soobin yanımda kahkaha atarken Hueningkai omzuna bir fiske vurdu.

"Uğraşmaz mısın? Kostüm partisi falan olmayacak sadece herkes beyaz giyinecek haberin olsun."

"Önemli değil gelmeyeceğim zaten."

"İki uğraştık diye ağlama be, yapmıyorum bir daha şaka falan, hevesimi kırdın."

"Soobin git başımdan."

Soobin yanaklarımı skımaya başladığında elini sertçe itip ayağa fırladım.

"Benimle uğraşma Soobin."

Soobin'de ayağa kalktığında sınıftaki tüm gözler bize döndü.

"Köpek gibi yalnızsın diye yanına gelip arkadaşlık etmeye çalışıyoruz, teşekkür etmelisin."

"Bu senin üzerine vazife bir şey değil."

"Acıdığım içindir belki."

Soobin'e doğru bir adım attığımda Hueningkai kolumdan tuttu.

Soobin'in histerik gülüşünü duyduğumda sinirle kıkırdadım.

"Ne o, üstüme mi yürüyorsun?"

"Soobin sinirlerimi bozmadan defol git şurdan."

"Yoo."

"İşine bak Soobin, benimle uğraşma."

"İşim olmayan şeylere burnumu sokmayı çok severim biliyor musun?"

"Belli oluyor, şimdi git başımdan."

"Yalvar."

"Avucunu yala."

Soobin, yanaklarımı tekrar sıkmaya başladığında derin bir nefes aldım ve ellerini yanaklarımdan çekmem ve yüzüne yumruğumu indirmem bir oldu.

Soobin çenesini tutarak yavaşça düştüğü yerden kalktı ve sinirle kahkaha atmaya başladı.

Üstüme doğru yürüdüğünde sınıftakiler ne kadar araya girmeye çalışsa da nafileydi.

Beni duvara doğru ittiğinde sırtımı sıvazlayıp ben de onu ittim.

Nöbetçi öğretmen içeri girdiğinde bizi ayırdı.

~~~

050224~343