chapter 13: lüks lokanta

2.4K 64 43
                                    

tw: yakinda gelecek olan bolumlerden birisi (hangisi henuz bilmiyorum) uvey babisko konulu olacak simdiden rahatsiz olacaksaniz bb demenizi oneriyorum.

(gerci bundan tam da emin degilim belki de olmaz ama yine de uyariyim🐲🐲)

Çatal, kaşık sesleri ve insanların konuşmaları. Genç adamın sandalyede arkasına yaşlanmış otururken duyduğu şeyler bunlardı.

Yaklaşık on dakika önce gelmişti bu şık restorana ve aşırı gergindi. İlk kez kafasına bu kadar taktığı birisiyle böyle bir mekanda yemek yiyecekti.

"Of." diyerek elini yüzüne doğru salladı. Stresten terlemeye başlamıştı ve serinlemeye ihtiyacı vardı.

"Bakar mısınız?" diyerek yanından geçen garsonu durdurdu.

"Bir bardak soğuk su alabilir miyim?" dediğinde garson onu onaylamış ve gitmişti.

Barış erken gelmişti. Yani restorana.

Bu kadar heyecanlı olduğu bir buluşmaya geç kalma fikri bile onun için korkunçtu bu yüzden evden erken çıkmış ve buluşma saatinden on beş dakika önce 'Lasso' adlı bu lüks restorana gelmişti. Az önce ise menüye bakıp bu akşam sadece ekmekle karnını doyuracağını fark etmişti.

Böyle lüks bir restoranda fiyatların tabi ki uçuk olacağının farkındaydı, gelmeden önce araştırmıştı. Yanında parası vardı fakat vermeye içi el vermezdi. Bir tabak makarna bile acayip bir isimle anılıyor ve yüzlerce kağıt karşılığında yeniliyordu.

"Sakin ol Barış. Ergen misin amına koyayım ya." diyerek garsonun getirdiği soğuk su bardağını dikledi. "Ananı sikeyim! Boğazım..."

Soğuk su bedenini becerirken bir anda kendisine doğru gelen bedeni görmesiyle susmuştu.

Üstünde beyaz bir gömlek vardı ve altına da lacivert dar bir pantolon giymişti. Pantolonu da kahverengi deriden bir kemerle beline sabitliydi. Enfes gözüküyordu.

"Selam." diyerek masaya gelen adamla Barış hızlıca ayağa kalktı.

"S-Selam." diyerek kendisine elini uzatan adamın elini tuttu. Kekelediği için kendisine daha sonra ağır küfürler edecekti.

Kuzey elini ilk çeken kişi olmuştu. Kendi sandalyesini çekip oturduğunda Barış hâlâ ona temas etmenin verdiği kelebek hissiyle ayakta dikiliyordu.

Kuzey'in oturduğunu görünce daha fazla mala bağlamak istemedi ve kendisi de yerine oturmayı akıl etti.

"Nasılsın?" diyerek konuşmaya başladı Kuzey.

"İyiyim. Sen?"

"Bende öyle. Barış, değil mi?"

"Evet. Sen de Kuzey?"

Kuzey gülümseyerek başını salladı. Çocuğun adını bardan çıktıktan sonra abisinin yardımıyla öğrenmişti. Normalde pek insan seven birisi değildi fakat Barış tam onun tipiydi bu yüzden dikkatini çekmişti.

"Sipariş vermeden önce birşey söylemek istiyorum." diyerek söze başladı Kuzey. Barış onu bölmeden devam etmesi için kafasını salladı. "Normalde böyle şeyler yapan birisi değilim. Yani anlarsın ya. Tanışmadan numaralaşmak falan..."

"Ben de öyle!" diyerek ortak bir yanlarının olduğunu belirtmeye çalıştı Barış.

"Güzel. Pek tarzım değil böyle birşey. Ama sen nedense dikkatimi çektin bu yüzden bu akşam yemeğinde seni tanımak istiyorum."

"Barmen!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin