chapter 30: bordo

1.5K 33 18
                                    

flashback(?) bolumu!!🏃🏻

uc tane bolum hazirladim (ama sadece birini yani bunu yazdim simdilik) gecmise donuslu bu da onlardan birisi🎀

yildirimla hakanin niye boyle olduklarini falan, maroon'un isminin nerden geldigini filan anlatan bir bolum💔

ayrica simdiye kadar yazdigim en duygusal(?) bolum

bir de suana kadar yazdigim tum bolumleri yazarken arkada taylor'un medyaya koydugum 'maroon' sarkisini dinledim. fani degilim ama kadin yapmis ya cok iyi💪🏻

iyi okumalarr🗣️

Hakan cebindeki son parayı da kasiyere uzatarak marketten çıktı.

Elindeki poşetle beraber marketin karşısındaki küçük parka doğru ilerledi. Her bir adımda kendisini bekleyen kısa boylu adama yaklaşıyor ve bu da kocaman bedenindeki minik kalbinin pır pır etmesine sebep oluyordu.

"Aldım istediğinden." diyerek bankın boş olan kısmına oturmuş ve poşeti de kucağına koymuştu.

"Açıp versene." Yıldırım elindeki telefondan Hakan gelene kadar bir el kaykay oyunu oynamaya karar vermişti ve şimdi o kadar çok ilerlemişti ki bırakamazdı. Dikkati dağılırsa oyundaki trenlere çarpabilirdi.

Hakan poşetten çıkardığı şeftalili soğuk çayı açtı ve Yıldırım'a doğru uzattı. Yıldırım'ın almaya niyeti olmadığını görünce de bankın üstüne koydu dökülmeyecek şekilde.

"Biraz konuşmak ister misin?"

Hakan üç gündür sabah akşam çalıştığı için Yıldırım'ı göremiyordu ve özlemişti. Onun da kendisini ozledigini düşünüyordu ama şimdi karşısında oyun oynayan adamı görünce bu düşünceden uzaklaşmıştı.

"Birazdan yanarım zaten. Beklesene."

"Tamam.."

Kucağındaki poşetten çilekli soğuk sütü çıkarıp pipetle içmeye başladı Hakan. İlla oyunu bitecekti, beklemesinde bir sorun yoktu ona göre. Yıldırım için her zaman bekleyebilirdi.

Hakan sütü bitirip çöpünü atıp gelmişti ve yaklaşık on dakikadır boş boş oturuyordu. Yıldırım ise hâlâ oyundaydı. Hakan tam ağzını açıp birşey diyecekken Yıldırım'ın telefonuna bir arama düştü.

"Sikeyim!" hızla telefonu kulağına götürdü.

"Ne var? Senin yüzünden trene çarptım az önce."

Yıldırım karşı tarafı dinlerken Hakan onun yan profilini inceliyordu. Yıldırım gerçekten çok güzel bir adamdı.

"Tamam gideriz biz şimdi. Tamam kapat amına koyayım."

Yıldırım ayaklandığında Hakan da onunla beraber ayaklandı.

"Ne oldu?"

"Giray malı iki gündür evinde değilmiş, sevgilisinde kalıyormuş. Balıkları yemlemem için yalvardı."

Yıldırım soğuk çayı alıp arkasına bile bakmadan yürümeye başladığında Hakan da onu takip etmeye koyuldu.

"Giray şu geçen beraber çalıştığın çocuk mu?"

"Hmhm."

"Onun hakkında pek konuşmamıştık daha önce?" Hakan sadece adını ve zengin olduğunu hatırlıyordu. Bir de zengin olmasına rağmen babası istediği için çalışıyordu işte.

"Barmen!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin