XX.*

11 3 0
                                    

medya; anıl emre daldal - güzel kızım benim.

&

27 Ocak 2000.

"Off, Taehyung!"

Taehyung döneli 1 aydan fazla olmuş, bizde eskisi gibi olmuştuk. Yani, öyle mi olmuştu emin değildim.

"Off, Gguk! Mızmız bebekler gibisin bırak özlem gidereyim."

"O zaman bunu gitmeden önce düşünecektin bal, gitmeseydin böyle olmazdı."

"Bebeğim elimde değildi, elimde olsaydı bırakır mıydım seni?"

"Taehyung yine başa sarıyoruz, yapma bunu. Bahane istemiyorum senden, neden kaybolan zamanımızı güzel anılarla doldurarak telafi etmek yerine sürekli bunu yapıyorsun? Elimde değildi diye olanları benden saklayıp aklanamazsın." ittirdim onu, ayrıldım kollarından. Bu gereksiz bahaneler beni anca yoruyordu, ben bahane istemiyordum. Ben sevgilimin eski hâlini, eski sevgisini istiyordum. Saf ve temiz.

"Yavrum, aklanmıyorum. Olanlar bunlar. Hem bak eskisi gibiyiz! Neyin eksikliğini hissediyorsun? Anlamıyorum, daha ne demeliyim?"

"Senin eksikliğini hissediyorum delibal, git başımdan. Tartışmak istemiyorum."

Kollarından ayrıydım zaten, odamıza doğru ilerlerken Taehyung'un telefonundan bildirim sesi geldi ve bu ses farklıydı. İçimi kemiren bir his vardı çünkü Taehyung'un bildiriminin sesini değiştirdiği tek bir kişi vardı, o da bendim. Yoksa benden sakladığı bir şeyler mi vardı, başkası mı vardı?

İçimden bir ses ona kim olduğunu sormamı söylüyordu ama onun bana yaptığı gibi güvenini sarsamazdım, bu beni o yapardı. Ayrıca da sevgilime güvenmem gerekmez miydi? Bu ikilemin arasında odaya geçmiştim.

Jisub;

hâlâ neyi bekliyorsun
taehyung?

sana yeterince zaman
verdiğimi düşünüyorum

aptal mısın
sen?

taehyung;

asıl sen aptal
mısın?

bunun kolay
olduğunu mu
zannediyorsun?

sen yapsaydın o zaman

nasıl ondan bu kadar
çabuk vazgeçmemi bekliyorsun?

Jisub;

ergen bir aşıksın
anlıyorum

o kasetler için son
3 ay taehyung

yoksa ne olur
sen bunu çok iyi
biliyorsun

taehyung;

sikselerdi de seni
tanımasaydım keşke

hayatımı mahvettin

(Görüldü, 14.53.)

Taehyung dakikalardır yoktu, ben ise bu süre zarfında sigaramı içiyordum ki söndürmüştüm bile.

"Bebeğim, yapma şunu kendine."

Taehyung sigara kokusundan nefret ederdi, beni de böyle görmekten hoşlanmayacağını elbette ki biliyordum. Ama beklemediğim şekilde ben daha cevap veremeden beni kucağına alarak salona doğru ilerledi. Bense susup başımı omzuna yaslandım, kollarımı ona sıkıca sardım.

Koltuğa oturdu, bense hâlâ kucağındaydım. İç çekti, gözlerinden anlaşılıyordu yorgunluğu. Bir şeyler olduğu çok belliydi ama sanki beni bütün bunlardan sakınmak istiyordu. Yüzünü inceledim, olmadığı 1 ay sanki ondan 1 yıl götürmüştü.

Elleri titriyordu, porselen bebekmişim de kırmamaya özen gösteriyormuş gibi elini saçıma yerleştirdi narince. Hafif hafif okşuyordu, tam bu anda durmasını istedim her şeyin. Cenneti müjdeleyen gözlerine hapsolmak istedim, kimse beni oradan alamasın istedim. Tanrı'nın bencilliğini istedim.

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı,

"Yalnız olmanı istemiyorum ama bil ki senin için de savaşamıyorum. Seni hak etmediğimin farkındayım. Sadece bil ki seni seviyorum güzel bebeğim. Ve öptüğüm gözlerin artık benim değil."

Sözlerinin arasında ezilirken öptü beni gözlerimden.

꧁꧂

ciao, millet. n'abersiniz?

aylar sonra bölüm attım, umarım beğenirsiniz çünkü bu ikiliyi bu kadar yakınlaştırdım. 🎀🎀 yeni bölümler için tahminleriniz varsa alabiliriim.

*gözlerden öpmek ayrılık anlamına gelir.

kendinize iyi bakın, sağlıcakla kalın, arrivederci.

nastro degli omicidi in california, taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin