medya; skapova - ben hâlâ vazgeçmedim.
✯
-it's the night of november 16, jeongguk's nightmare.-
Beyaz bir odanın içerisindeyim.
Neresiydi burası?
''Hoşgeldin, bebeğim.'' dedi bir ses, aniden.
Arkamı korkuyla döndüğümde, rahatlamıştım. Bu, Taehyung'du.
''Asıl sen gelmişsin, delibalım.'' ağlamaklı çıkmıştı sesim. Gelmişti ama içimde kötü bir his vardı.
''Geldim.''
Dediği ile güldüm, çok tuhaf hissettiriyordu.
Mutlulukla ona yaklaşıyordum.
Lâkin bu işte bir tuhaflık vardı.
Ben ona yaklaştıkça o geriye sürükleniyor, odaya boğucu ve sisli bir hava hâkim oluyor ve de Taehyung'un yüzü silikleşiyordu.
Peşinden koşmaya başlamıştım.
Düştüm.
''Taehyung, gitme!''
Ayağa kalktım, koşuyordum.
Yine düştüm. Sikeyim ki Taehyung'un yolu görünmez engellerle doluydu, beni kendine yaklaştırmamak için elinden geleni yapıyordu.
''Taehyung, beni tekrardan yokluğunda sınama; sensiz yapamıyorum.''
Ayağa kalkmıştım tekrardan, dizlerim acıyordu.
Tahmin edebildiniz mi? Evet, düştüm.
Taehyung'a tek kelime bile edemiyordum, acıdan ağlamaya başlamıştım.
Yokluğunda ve karşımdaki engellerle savaşacak gücüm kalmamıştı.
O an arkamdan seslendi, bana.
''Benim bebeğime, n'olmuş böyle? Bak, bana. Yardıma geldim, güzelim.''
Sesi çatallamıştı ve çok kısık bir sesle konuşmuştu.
İçimden bir ses dönmememi söylüyordu.
Bu yapacağım şey çok doğru olurken çok yanlış hissettiriyordu.
Yüzü kanlı, gözleri oyulmuş ve de elinde kanlı bıçak olan Taehyung.
Tek hatırladığım şey olarakta bana doğru koşmaya başlamış, bense kaçamadığım için hissettiğim korkuyla çığlık atmıştım.
꧁꧂
ciao, millet. n'abersiniz?
bu bölüm de hatalarım varsa affoluna.
kendinize iyi bakın, sağlıcakla kalın, arrivederci.