IV.

73 11 6
                                    

medya; teoman - güzel bir gün.

Günlerden 9 Kasım. 3 gündür, paso evdeydim. Evde sağlam kalacak bir şey bırakmamıştım bu 3 günde.

Derin bir nefes almış, oturduğum kırık camların üzerinden kalkmış, odama geçmiştim.

Odam da pek iç açıcı sayılmazdı. Bembeyaz duvarların üzerindeki siyah lekeler, kırık parçalar ve kanlar. Tükenmiş sigara paketleri ve de niceleri.

Diğer şeylere daha fazla takılmadan hızla banyoya geçtim. Hızlı bir duş almış, belime havlu sararak aynanın karşısına geçmiştim.

Tıraş olmuş, saçlarıma güzelce şekil vermiştim. Daha sonra aynadan baktığımdaki görüntümden tatmin olunca odama geçmiştim.

Siyah bir takım elbise seçmiş, giyinmiştim. Sol koluma siyah kol saatimi takmış, cebime kurumuş lavinya yaprağı yerleştirmiştim. Fazlasıyla ağır bir parfümü de sıkıp arabanın anahtarını, telefonumu ve de cüzdanımı alarak evden çıktım.

Araba yolculuğu 38 dakika sürmüş ve bu süre zarfında delibalı düşünmemeye çalışmıştım.

Aslında tüm gün onu düşünmeyecektim, bugün bunu amaçlamıştım.

38 dakika sonrasında deniz manzaralı bir restorana ulaşmış ve arabayı park ederek inmiş, içeriye giriş yapmaktaydım.

Önceden rezerve ettiğim, 38 numaralı cam kenarındaki masaya oturdum.

Basitinden bir öğle yemeği sipariş etmiş, denizi izleyerek yemeye başlamıştım.

Yarım saatte anca bitirdiğim yemek ile borcumu ödemiş ve mekandan çıkmıştım.

Bu sefer arabayı, her zaman gittiğim çiçekçiye doğru sürmeye başlamıştım.

Malum, lavinyalarım kurumuştu.

15 dakikada ulaştığım çiçekçiden bir buket lavinya aldıktan sonra telefonumu açmış, konumlara girmiştim.

Uzun zamandır gitmediğim için yerini unutmuştum.

Yine uzun mu uzun bir yolculuk yaptıktan sonra şehrin dışındaki uçurum kenarına ulaşmıştım.

Öncelikle bagajdan önceden almış bulunduğum tahta ve halatı alarak uçurumun kenarında bulunan ağacın yanına gelmiştim.

Halat ve tahtayı kullanarak pekte sağlam olmayan bir salıncak oluşturup arabadan çiçekleri getirmiştim.

Cebimdeki kuru yaprağı taze bir yaprakla değiştirmiş, geri kalanlarla ise uçurum kenarını süslemiştim.

Sonuçta, bazı ölümler güzeldir.

Salıncağa binerek hızla sallanıyordum, amacım uçurumdan düşmek değil de rahatlamaktı.

Bir süre sonra telefonu cebimden çıkarmış, derin bir iç çekmiştim.

biriciğim;

söylesene, bal.

bu muydu güzel ölüm?

ölümlerin en güzeli seninle son nefesi vermek olurdu.

ama sensiz nasıl güzel ölüm gerçekten nasıl ölebilirdim ki?

ölemezdim.

sen beni bıraktın ama benim seni bırakmaya niyetim yok, bal.

kendine gel ve de evine dön.

(Gönderildi; 9 Kasım 2000, 13.43.)

꧁꧂

ciao, millet. n'abersiniz?

hatam varsa, olacaksa, affoluna.

kendinize iyi bakın, sağlıcakla kalın, arrivederci.

nastro degli omicidi in california, taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin