İlahi bakış açısı
Kapıyı kapatıp odadan uzaklaşan genç adamlar, koridorun ortasında durduklarında Halil derince nefesini verip EKG sonucunu abisine uzattı. Şamil, kağıdı alıp açtı ve kısa bir süre sonuçlarda göz gezdirdi.
"Fazla düzensiz."
"Ne yapacağız?"
"Bugün dinlensin, ateşini düşürelim. Yarın hastaneye götürürüz."
"Abi, korkuyor."
"Ne yapabilirim Halil?"
Şamil başını olumsuz anlamda sallayıp Şimal'in odasına doğru adımladı. Yavaşça kapıyı tıklattığında içeriden gelen "Gelebilirsin." sesiyle yavaşça kapıyı aralayıp kafasını içeriye uzattı. Masadaki kardeşi kafasını kapıyı çevirmiş, kimin gireceğine bakıyordu. Şamil abisini görünce gülümseyip sandalyesini ittirdi. Şamil de gülümseyip içeriye girdi. Halil de Şamil'in arkasından içeriye girip kapıyı kapattı. Şamil sakin adımlarla kardeşinin yanına varıp "Abim, ne yapıyorsun?" dedi kıza doğru eğilip saçlarına yumuşak bir öpücük kondururken. Şimal gülümseyip yükselerek abisinin yanağına küçük bir öpücük kondurdu ve "Resim yapıyordum abi." dedi. Şamil başını çevirip kardeşinin çizdiği resme baktı. Yine çok güzel çizmişti.
"Çok güzel çizmişsin yine güzel kızım."
"Teşekkür ederim abiciğim."
Şimal'in yüzündeki gülümsemeye karşın tebessüm edip yavaşça kardeşini kucağına aldı. Yatağına oturup kardeşini de kucağına oturttuktan sonra kardeşinin gözlerini inceledi. Gözaltları hafif morarmıştı. Ne zaman ağlasa böyle olurdu. İçi sıkılmıştı ağlamasına.
Halil ise abisinin yanına, yatağa, oturup kardeşinin yüzünü inceledi. O da fark etmişti ağladığını.
"Nasılsın abim?"
"İyiyim."
Halil kaşını kaldırıp Şimal'e sorgularcasına baktığında Şimal "Gerçekten iyiyim abi." dedi.
"Küçük kızımın gözleri öyle söylemiyor ama."
Şimal başını eğip "Hilal nasıl?" dedi. Kendisini onu yalnız bıraktığı için suçlu hissediyordu. Abisinin sözünden çıkamazdı ama onu hiç yalnız bırakmak istememişti. Hilal çok korkardı hastaneden, doktorlardan. Bir kere şahit olmuştu.
"Şu anlık iyi güzelim. Dinleniyor."
Kafasını kaldırıp Halil abisine baktı. Çok şirin görünüyordu şu an.
"İnanayım mı?"
"Biz sana inanalım mı?"
"İnanın! Yalan söylemiyorum ki."
"O zaman sen de bize inan abiciğim."
"Peki."
Şamil yavaşça ayaklanıp kardeşini yatırırken "O zaman önce küçük kızımı kontrol edeyim." dedi. Şimal sesini çıkartmadan usulca başını salladığında gülümseyip fındık burnuna küçük bir öpücük kondurdu. "Halil, eşyaları getiriver."
Halil başını sallayıp odadan çıktı ve Hilal'in odasında kalan eşyaları alarak Şimal'in odasına döndü. Şamil, hızlıca Şimal'i muayene ettikten sonra bir sorun olmadığına kanaat getirip eşyaları toparladı. Şimal'in alnına ufak bir buse kondurup "Çok iyiymiş benim kızım. Kendisine çok iyi de bakarmış." dedi. Şimal'i kucağına alıp sandalyesine geri oturttuktan sonra odadaki diğer sandalyeyi yanına çekti. "İşte şimdi beraber resim çizebiliriz abim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Al. Ver.
WerewolfAbiler hikâyesi... Dört kardeşin en küçüğü, Hilal, onun hikâyesi bu. İki abisi, bir ablası, anne ve babası ile yaşadığı evden bir parça bu hikâye; Hilal'in hüzünleriyle harmanlanmış bir hikâye. Keyifli okumalar dilerim...