"Hilal!"
Hilal çantasını bırakıp kendisine koşan ablasına kollarını açtı. "Ablam!.."
"Çok özledim seni."
"Daha sabah görüştük ablacığım."
"Sus, ben özledim!"
"Peki, demedim bir şey."
Şimal, Hilal'den ayrılıp ellerini tuttu. "Nasıl oldu ellerin?"
"İyiyim abla, merak etme."
"O zaman, benimle odama geliyorsun. Hadi!"
Hilal ablasının kendisini çekiştirmesiyle çantasını alıp ablasının arkasından gitmeye başladı. Odaya girdiklerinde şaşkınlıkla odaya baktı. Ablası, odayı ledlerle süslemiş; bir parti havası oluşturmuştu. Masanın üstüne dizilmiş envai çeşit abur cubur ve açık bekleyen dizüstü bilgisayar vardı. "Ablacığım?"
"Dedim bu aralar benim bir tanecik kardeşimin morali bozuk. Ben de abla kardeş günü yapmaya karar verdim. Okuldan dönerken aldım hepsini. Hadi gel! Ne izlemek istersin?"
Hilal, tebessümü genişlerken çantasını bıraktı ve ablasının kurduğu mindere oturdu. Arkasına yaslanırken ablası yere serdiği sofra bezine abur cuburları taşıdı. Dizüstü bilgisayarı Hilal'in eline tutuşturup "Gelene kadar istediğin diziyi ya da filmi ayarla. Son bir sürprizim kaldı."
"Abla..."
"Ağlama sümüklü! Eğlenmeye geldik buraya!"
İzlemek için bir şeyler bakınırken kapı açıldı ve ablası içeriye girip ayağıyla kapıyı kapattı. Tepsideki soğuk kahveleri görünce gülümseyip öne atıldı. Ablası tepsiyi önüne bırakıp yanına kurulduğunda ablasına baktı. "Abla..."
"Merak etme, senin için kafeinsiz kahve aldım. Ondan yaptım. Gönül rahatlığıyla içebilirsin."
"Teşekkür ederim ama... Onu demeyecektim."
"Ne oldu? Seçemedin mi? Beraber bakalım o zaman."
"Abla, hayır. Abinlerin haberi var mı bundan? Bunlar çok sağlıksız. Senin için çok tehlikeli hepsini bir arada yemen."
"Arada kaçamak yapmak lazım bebeğim." dedi göz kırparak Şimal.
"Abinlerin haberi var yani?"
"Hayır, yok."
"Ama abla, tehlikeli bu."
"Onlara mutlaka haber verirdim Hilal ama bu sefer onlarla tartıştık biraz. Ben de onlara küstüm."
"Ne oldu?"
"Sana kötü davranıyorlardı. Dün kurabiye mevzusu açılınca iyice sinir oldum. Biraz tartıştık. Sonuç olarak şu an onlara küsüm."
"Abla... Abimlere küs olduğun için yapmıyorsun bunu, değil mi?"
"Hayır Hilal. Başlamayacak mıyız artık?"
"Ama bu senin için tehlikeli abla. Hepsi çok sağlıksız. En azından haber verseydin."
"Of Hilal! Altı üstü bir kaçamak yapmak istedim. İyi, katılmak istemiyorsan git. Ben kendim yaparım günümü."
"Abla, öyle demek istemedim; lütfen."
"Tamam Hilal, çıkar mısın?"
"Abla, abimleri cezalandırmak için yapıyorsun. Buna izin vermeyeceğim."
"Abimlere haber veremezsin!"
"Veririm, abla. Kendine zarar vermene izin vermeyeceğim, hem de benim yüzümden."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Al. Ver.
Kurt AdamAbiler hikâyesi... Dört kardeşin en küçüğü, Hilal, onun hikâyesi bu. İki abisi, bir ablası, anne ve babası ile yaşadığı evden bir parça bu hikâye; Hilal'in hüzünleriyle harmanlanmış bir hikâye. Keyifli okumalar dilerim...