11. Bölüm

3.3K 183 23
                                    

Halil, derince nefesini verip odaya geri döndü. "Evet, Halil abin de geldiğine göre; son kez soruyorum Hilal. Baş başa mı konuşmak istersin, abilerin yanında olsun mu?"

Baş başa kesinlikle olmazdı. Abilerini zor aşmıştı Hilal.

Hilal, parmaklarıyla 'iki' yaptığında başını salladı Kemal. "Pekala..."

"Abilerinden korkuyorsun?"

Herkes bunun cevabını biliyordu. Sadece Kemal Hilal'den duymak istemişti bunu.

Hilal, abilerine bakmazken çekingence başını salladı. Başındaki saçlarını okşayan el durmuştu.

"Peki neden?"

Hilal, kararsızca kendisine baktığında "Bu yüzden tek görüşme taraftarıydım." dedi Kemal. Hilal başını olumsuz anlamda salladı. Yavaşça maskesini kaldırdı.

"Ben, psikiyatristle görüşmek istemiyorum. Siz de psikiyatristsiniz. İstemiyorum, demiştim. Doktorlardan korktuğumu bile bile beni doktorların içine atamazsınız." dedi Hilal. Son sözlerini abilerine dönerek söylemişti.

"Biliyoruz abiciğim ama iyi değilsin. Korkun kalbini tetikliyor. Durumun daha da ciddileşmeden önünü almak zorundayız. Bunun için bir psikiyatristle görüşmek sana iyi gelecek."

"İstemiyorum. İstemiyorum ya, görüşmek daha kötü yapıyor görmüyor musunuz?" dedi Hilal. Ardından içinden "Tamam şu güne kadar kördünüz de, gözünüzün önündekine de kör olamazsınız." diye geçirdi.

"Bak Hilal, abilerin haklı. Evet, ben psikiyatristim. Korkuyorsun; farkındayım, farkındayız. Ama bunu aşman gerek ve bunun için sana yardımcı olacağım. Bir müddet hastanede ve doktorlarla iç içe olacaksın. Her muayenede kriz geçirirsen bir sonraki krizin kalp krizi de olabilir. Önünü almamız gerek, bu da korkunu aşmaktan geçiyor. Bunun için sana yardım edeceğim."

"İstemiyorum."

"Seni nasıl ikna edebiliriz Hilal? Bunu yapmak zorundayız çünkü."

"Hiçbir şekilde... Bırakın beni, ne olursunuz. İstemiyorum tedavi falan. Doktor da istemiyorum, hiçbir şey istemiyorum. İnsanlar beni kırmayı bıraksa benim bir şeyim kalmaz."

"Tamam Hilal. Her muayeneden önce seni uyutsunlar mı istiyorsun? Gün içerisinde sürekli uyutulacaksın kriz geçirme diye. Zaman kavramın yok olacak. Sen istemesen de bunu yapacaklar. 18 yaşından küçüksün, tedaviyi reddetmen hiçbir şeyi değiştirmeyecek."

"Bu kadar kötü olamazsınız."

"Daha 16 yaşındasın Hilal. Yaşayacağın, göreceğin çok şey var. Herkes bunun için çabalıyor. Bilmiyorum belki canın çok yandı. Artık güzel şeyler göreceksen bile tahammülün kalmadı, bilmiyorum. Ama izin verirsen yardımcı olacağım sana."

Hilal sessiz kaldığında derince nefesini verdi.

"Abilerin camın arkasından bizi izleyebilirler, böylece kendini daha rahat hissedersin. Biz de daha rahat konuşabiliriz. İster misin?"

Hilal, hafifçe başını salladı. Kaçışı yoktu madem en iyi seçeneği seçecekti.

Abileri dışarıya çıktığında Kemal ayaklanıp perdeyi açtı. Şamil, kendisine bakan küçük kardeşine ufak bir tebessüm bahşetti. Hilal gözlerini kaçırdığında Kemal sandalyeyi Hilal'in karşısına çekip oturdu. "Sorum, abilerinden neden korktuğundu. Acele etme, istediğin zaman cevap verebilirsin."

Hilal, abilerine ufak bir bakış atıp Kemal'e baktı.

"Ablamı tanıyorsunuz?"

"Evet."

Al. Ver.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin