14. Bölüm

2K 214 40
                                    

"Başka bir şey vardı. Abi..."

"Halil... Sen burada kal, ben bir konuşup geleyim."

"Hayır, ben de geliyorum."

"Halil!.."

"Geleceğim abi."

"Tamam. Baba siz burada bekleyin. Biz bir arkadaşımızla konuşup geleceğiz."

"Tamam oğlum, bende burası."

Halil ve Şamil hızlı adımlarla Kemal'in odasına doğru gitmeye başladılar. Odasına vardıklarında Şamil sabırsızca kapıyı tıklattı. İçeriden gelen olumlu cevapla beklemeden kapıyı açtı ve içeriye girdi.

"Şamil, Halil? Ne oluyor? Sakin ol, oturun bir."

"Kemal..."

"Tamam, önce bir sakinleşin. Şu suyu iç bi'."

Şamil, Kemal'in uzattığı suyu içip Halil'e uzattı. Kemal, ellerini birleştirip sandalyesinde dikleşti ve Şamil'e baktı.

"Evet, biraz daha iyiysen anlat. Ne oldu?"

"Biraz eskilere gitmemiz gerek, Hilal'in oldukça küçük zamanlarına. Aklıma tüküreyim, niye bunu bugüne kadar konuşmak hiç aklıma gelmed?!" diye mırıldandı Şamil.

"Tamam, sakin ol ve başla."

"Hilal küçükken, yani çok küçükken, o bu yaşlarını hatırlamıyor bile; Şimal'i boğmaya kalkışmıştı. Her şey o olanlarla başladı."

"Kaç yaşındaydı o zaman?"

"Üç... Hilal üç yaşındaydı, Şimal ise altı yaşındaydı. Odaları ortaktı. Gece Şimal'in çığlığına uyandık. Odalarına girdiğimizde Hilal yerdeydi. Şimal ise yatakta nefes nefese kalmıştı. Hilal, Şimal'i boğmaya çalışmış. Şimal'den daha güçsüz olduğu için Şimal Hilal'i iterek kurtulmayı başarmış. Biz neler olduğuna anlam veremedik. Hani ne bileyim bir şeyden korktu sandık, geçer sandık."

"Geçmedi ama Kemal abi. Daha kötü oldu. Başka bir gün büyük bir gürültü koptu, hemen ardından ise büyük bir çığlık. Hilal, aynayı kırmış ve bir parçasıyla Şimal'e zarar vermiş. Şimal'in yanağındaki yara izi var ya, işte o iz onun izi."

"O gün odalarını ayırma kararı aldı annemler. Odalarını ayırdık ama bu bir çözüm olmadı. Hilal bu sefer yanımızda Şimal'e kötü davranmaya başladı. Sürekli bağırıp çağırıyor, kötü sözler söylüyordu. Bir uyardık, olmadı; iki uyardık, olmadı; üç uyardık, olmadı. Sonra ailecek ona bu davranışları yüzünden soğuk davranmaya başladık. Yavaş yavaş bıraktı kötü davranışlarını. İçine kapandı. O gün bu gündür içine kapanık. Bizimle konuşmuyor gerekmedikçe. Hiç gelmez bile yanımıza.:

"Bu bizim hatamız ki Hilal ne zaman bize yaklaşmaya çalışsa biz onu tersledik, eskisi gibi olursa diye. Fark etmedik, birini kurturacağız diye diğerini mahvettiğimizi fark edemedik. Hata yaptık ama ortada daha büyük bir hata var."

"Hilal, üç yaşındaki bir çocuk, nasıl bunları yapabilir? Neden yapar? Biz bunu hiç sorgulamadık."

"Hiç doktora götürmediniz mi Hilal'i?"

"Hayır, annemler hiç götürmedi. Biz o zamanlar böyle kararlara pek dahil değildik, bilmiyorduk da."

"O zamanlar peki, hiç aklınıza gelen bir olay oldu mu? Yani; Hilal'de bunlardan önce hiç bir gariplik sezdiniz mi, böyle belirgin bir şey?"

"Bilmiyorum, bu olaylar olmadan önce biraz garip gibiydi ama seneler öncesi Kemal. Hatırlamıyoruz ki. Belki annemler hatırlıyordur bir şeyler."

"Ailenizle konuşma şansım var mı şu an, özellikle de Şimal'le?"

Al. Ver.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin